Özersay yalnız bırakıldı, Halkın Partisi ikiye bölündü: Vekiller neden istifa etmedi?

Haber Merkezi: İrşad Esen

Özellikle 23 Ocak seçimlerinden sonra yaşanan siyasi ve ekonomik krizlerden rahatsız olan Halkın Partisi 19 Mayıs'ta Meclis'ten çekilme kararı alındı.

Karar Parti Meclisi'nde oy çokluğuyla alınmıştı.

HP Genel Başkanı ve Lefkoşa Milletvekili Özersay partisinin Parti Meclisi tarafından alınan sine-i millet kararına uygun olarak 27 Mayıs'ta Meclis Başkanlığı’na milletvekilliğinden çekilme dilekçesini vererek ilk adımı attı.

Cumhuriyet Meclisi Başkanlık Divanı tarafından alınan karar doğrultusunda Özersay’ın istifa kararı, 6 Haziran'da yapılacak Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu'nda görüşülerek, oylamaya sunulacak.

HALKIN PARTİSİ İKİYE BÖLÜNDÜ!

3 milletvekili bulunan Halkın Partisin'de Özersay isifa dilekçesini vermesinin ardından gözler diğer iki milletvekiline çevirilmişti.

HP Genel Başkanı Kudret Özersay'ın aksine, HP milletvekilleri Jale Refik Rogers ve Ayşegül Baybars milletvekilliği görevinden istifa etmeyeceğini açıkladı.

Böylelikle HP'de ayrı bir tartışmanın fitili ateşlenmiş olundu. Önümüzdeki günlerde parti içerisinde Genel Başkanlık yarışının başlamasının da önü açılmış oldu.

ÖZERSAY ÇİZMELERİNİ GİYİDİ!

HP Genel Başkanı Kudret Özersay'ın dün yaptığı bir paylaşımında kullandığı kelimeler dikkat çekti.

Özersay, ''Milletvekilliğinden çekilme kararımı siyaseti bırakıyorum gibi anlayanlar olmuş. Aksine çizmeleri giydim, Halkın içinde, partimin başında ve siyasetin tam göbeğinde çok daha aktif şekilde ülkemin geleceği için mücadeleye devam ediyor olacağım'' dedi.

İKİ VEKİL NEDEN İSTİFA ETMEDİ?

HP'nin iki milletvekili olan Jale Refik Rogers ve Ayşegül Baybars, Özersay'ı hedef alarak yaptığı açıklamada , ''herkes gibi medyadan öğrendiğimiz sine-i millet önerisine karşı tutumumuzu, daha Parti Meclisi tarafından hiç bir karar alınmamışken açıkça ortaya koymanın vicdani rahatlığını taşıyoruz. Ne var ki, ilk günden beri görüşlerimizi açıkça ifade etmemize karşın adeta yok sayılarak bu tutumda ısrar edilmesini, karara uyulmaması durumunda doğacak sonuçlar bilinerek sürecin devam ettirilmesini, bir uzlaşıya varılmadan hemen karar alma aşamasına geçilmesini partimizin birlik ve bütünlüğü açısından doğru ve yapıcı bir tavır olarak değerlendirmiyoruz'' ifadelerini kullanması parti içi çekişmenin başlayacağının bir sinyali.

Rogers ile Baybars uzun bir yazılı açıklama yaparak neden istifa etmediklerini anlattı.

Açıklamadna öne çıkanlar ise şunlar:

• Meclis'te yasa geçirme gücüne sahip bir iktidar varken muhalefetin gereksiz olduğu anlayışına katılmıyoruz.
• Meclis'in bir işe yaramadığı veya işlevini yitirdiği düşüncesini savunmak halkı sandıktan uzaklaştırır.
• Meclisi sahipsiz, halkımızı yalnız bırakmayacağız.
• İmzalanan Ekonomik Protokol’e karşı mücadele vereceğiz.
• Yaşananlara karşı mücadelemizi, hem mecliste hem sokakta vermeliyiz. Şimdi mücadeleyi yükseltme zamanıdır.
• Meclis çatısı altında genelde muhalefetin sesine, özelde ise Halkın Partisi’nin temsiliyetine, her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
• Bizler, meclisteki her temsil sandalyesinin aynı zamanda demokrasinin de bir kalesi olduğunu ve bu kadar kolay terk edilmemesi gerektiğine inanıyoruz.
• Sine-i millet önerisini daha karar alınmadan doğru bulmadığımızı açıkladık.
• Partinin temel ilkeleri ve halkın menfaati açısından en doğrusunu yaptığımıza inanıyoruz.
• Meclisin itibarını korumayıp halkın iradesini teslime hazırlananları Meclisten göndermek yerine, kendimizi meclisten çekmeyi ve bize emanet edilen temsiliyeti teslim etmeyi doğru bulmuyoruz.
• Bizler, Sine-i milletin, ancak mecliste tüm yollar denendikten sonra ve toplumun tüm kesimlerinden yükselen ortak bir istencin oluşması koşulu ile gündeme gelebileceğini düşünüyoruz.
• Halkın Partisi’nin kurucu üyeleriyiz. Mücadelenin Meclis yanını önemsiz ve işlevsiz bulsaydık  meclise girmek için parti kurmazdık. 

BEDEL ÖDEMEYE HAZIRIZ

Açıklamanın devamında, bir bedel varsa ödeneceğini ve parti içerisinde mücadele edileceği vurgulanarak şöyle denildi:

''Gelinen bu aşamada bizler, herkesin görüşüne saygı duymakla birlikte, partimizin çıkarları ve temel görüşlerine paralel olarak ilkesel duruşumuzu ve kararımızı koruyoruz.

Biz, partimizin kuruluş ilkelerine, fikirlerine ve hedeflerine aykırı hiç bir tavır içinde olmadığımızı, bunların hilafına hiç bir adım atmadığımızı düşünüyoruz. 

Şimdiki adımımızın da partinin temel ilkeleri ile tam manası ile örtüştüğünden hiç kuşku duymuyoruz.  Partimizin ilkelerine ve politikalarına bağlı kalarak, halkımızın hak ve çıkarlarını meclis de dahil olmak üzere her platformda yüksek sesle savunmaya devam edeceğiz.

Halkın Partisi, geçmişte tüm görüşleri içinde barındıran, farklı sesleri düşünce zenginliği olarak gören bir parti olmuştur. Umuyoruz ki bu bugün de böyledir. Umuyoruz ki parti ilkeleri ile çelişmeyen gerekçelerimiz de bir düşünce zenginliği olarak kabul edilecek ve partimiz ciddi sıkıntılar yaşayabileceği bir duruma sokulmayacaktır.

Halkın bize emanet ettiği temsil görevine sahip çıktığımız için, halkın meclisteki çıkarlarını nefesimiz yettiğince korumaya çalıştığımız için, geçirmeye çalışılacak yasalara karşı elimizden geleni ardımıza koymayacağımız için, Halkın Partisi’nin kuruluş ilkelerine sahip çıktığımız için bir bedel ödenecekse bunu ödemeye hazırız.

Çünkü inanıyoruz ki, bu sıkıntılar ancak ve ancak halk için her türlü siyasi bedeli ödemeye hazır olanların cesaret ve inançla verecekleri mücadele sayesinde ortadan kalkabilir.

Seçimlerde verdiğimiz söze sadığız; Meclisi sahipsiz, halkımızı yalnız ve yarınsız bırakmayacağız.''

SİNE-İ MİLLET NEDİR?

Sine-i millete dönmek, siyasi temsil meşruiyetini yitirdiği düşünülen Cumhuriyet Meclisi'nden istifa yoluyla çekilerek, siyasete halk içinde devam etmek anlamında kullanılıyor.

23 Ocak'ta yapılan erken genel seçimlerinden Halkın Partisi  (HP) yüzde 6,68 oy almış, Cumhuriyet Meclisi'nde ise 3 sandalye (Kudret Özersay, Ayşegül Baybars ve Jale Refik Rogers) elde etmişti.