Kıbrıs'tan İspanya'ya kendi yolunu açan tasarımcı: İlkan Koral'ın ilham veren cesareti

1 Aralık 2025

Güncelleme: 4 Aralık 2025

A
A

Kıbrıslı Türk tasarımcı İlkan Koral, veterinerlikten Madrid'e uzanan sıra dışı yolculuğunu ve Kıbrıs ile İspanya'dan beslenen tasarım dünyasını MYK Haber'e anlattı. Koral, "Burada da her şey mümkündür" diyerek, hikayesiyle gençlere ilham veriyor.

ZgotmplZ

Madrid’te kendi markasını kuran Kıbrıslı Türk moda ve tekstil tasarımcısı İlkan Koral, Kıbrıs’tan 8 yıldır yaşadığı İspanya’ya uzanan süreci, çocukluğundan yetişkinliğine tasarım serüvenini MYK Haber ile paylaştı.

İlkan Koral ile veterinerlikten moda tasarımcılığına giden yolunu, bağ kurmanın hayatındaki yerini, İspanya ve Kıbrıs’ın çalışmalarına etkilerini, markası İLKAN.KO’yu, Kıbrıs’taki iki toplumdan tasarımcıların yer aldığı Fashion Heritage Network Cyprus (FHNC) – (Türkçe: Kıbrıs Moda Mirası Ağı) - üyeliğini, Kıbrıs’taki gençlere söylemek istediklerini konuştuk.

İlkan Koral, Milano'da düzenlenen WSO Sustainable Fashion Show'da koleksiyonunu sergiledi. Fotoğraf: İlkan Koral

Koral, ILKAN.KO markasıyla The World Sustainability Organization (WSO) - Dünya Sürdürülebilirlik Örgütü’nün Milano Moda Haftası kapsamında 25 Eylül 2025’te düzenlediği “Beyond the Claim” 2025: WSO Sustainable Fashion Show (Sürdürülebilir Moda Gösterisi) defilesinde sahne aldı. Moda endüstrisi için sıkı sürdürülebilirlik standartları belirleyen uluslararası bir program olan Friend of the Earth sertifikalı markaların koleksiyonlarını sergilediği defilede Koral, Kıbrıs’ın köklü el sanatlarından Lapta hesap işinden esinlenerek hazırladığı “A SummerFeast in Lapithos” adlı koleksiyonunu sergiledi.

1991 yılında Lefkoşa’da doğan Koral, çocukluğunun geçtiği Lefkoşa ve kendisi için hayatının en özel anlarının merkezi Vadili’ye dair hatıralarının bugünkü İlkan Koral’ı nasıl şekillendirdiğini anlattı.

Çocukluğunun Lefkoşa’sında, zihninde yer eden Surlariçi, eski sokaklar gibi ayrıntılarla geçmişe dönük bir bağ hissettiğini belirten Koral, ancak özellikle Sevgi nenesinin yanında tüm tatillerini geçirdiği Mesarya’daki Vadili köyünde en güzel ve mutlu anılarını yaşadığını ifade etti.

Koral'ın pantolonu ve başka çalışması (solda), Milano'daki defilede
yer alan koleksiyonundan örnekler.​​​
"GÖZÜM HEP DAHA FARKLI ALGILARDI"

Koral, yaratıcı alanda çalışacağıyla ilgili bir hissinin olup olmadığına dair şunları söyledi:

“Çocukken aslında çok farkında değilsiniz; sanatın ne olduğunu bile tam olarak anlayamazsınız... Ama çocukken gözüm hep farklı olan obje, renk gibi şeylere daha çok gitti... Nasıl bilmiyorum ama, hiç kimsenin beğenmeyeceği veya algılayamayacağı bir şeyi benim gözüm daha farklı algılardı ve ona değer verirdim. Bu da sanırım istemsiz bir şekilde beni tasarım yolunda, o estetiği, gözümün gittiği şeyi daha fazla aramamla devam etti. Bu seçim benim için çok önemli bir unsur oldu ve tamamen doğal bir şekilde gerçekleşti.”

İlkan Koral, hayvanları çok seven bir çocuk olduğunu, veterinerlik serüveninin de bu sevgisinden kaynaklandığını anlattı. 

Hayvanlarla kurduğu bağ ve empatinin kendisinde farklı bir iletişim yolu açtığını, çocukken herkes ve her şeyle iletişimde olduğunu belirterek, "Şu anda yaptığım işte de inanılmaz bir ağ içindeyim, her kreatif hem diğer anlamlarda… Bu ağın içerisinde ve bu kadar iletişimde olmak beni çok tatmin ediyor." dedi.

"BAĞ KURMAK BENCE EN ÖNEMLİ ŞEY"

Koral, bağ kurmanın kendisi için en önemli şeylerden biri olduğunu belirterek, kendisinde özel yeri olan çocukluğunda kurulan büyük masalar şu an gerçekte olmasa bile çevresindeki insanlarla öyle bir masanın etrafındaymışçasına uyumla çalışma ve yaşama isteğini moda ile gerçekleştirebildiğini söyledi.

"SEVGİ NENEMİN ETKİSİ ÇOK BÜYÜK"

Çalışmalarında ve estetik bakış açısında büyüdüğü çevrenin etkisinin büyük olduğunu bugünkü üretim şekline o dönemden hemen her şeyi taşıdığını kaydeden Koral, şunları söyledi: 

"Aslında o dönemden her şeyi taşırım. Özellikle Sevgi nenem benim için çok büyük referanstır benim için... Ben bir şekilde onunla bağ kuruyorum. belki de ona atıfta bulunmak ya da saygı duruşu, artık nasıl denirse ama kesinlikle onun etkisi çok büyüktür."

Milano'daki defilenin kulisinde Koral'ın tasarımları. Fotoğraf: İ.Koral

Böyle bir nenesi olmasaydı, bugünkü İlkan Koral'ın belki de olmayabileceğini ifade eden Koral, insanın çocuklukta yaşadığı çoğu şeyin hayatını çok etkilediğini ve bazı değerleri sürdürmek istediğini belirterek, "Aslında o değerler, insanın öz değerleri olur. Benim aileden aldığım bu değer de hayatımda en önemli şey oldu." dedi.

"BU BİR KARAR DEĞİL, BİR SÜREÇTİ"

Koral, veterinerlikten tasarıma geçişi büyük bir karar gibi görünse de aslında bir süreç olduğunu kaydederek, çevresinin kendisini farklı bir yola yönlendirse de hayatında bir şeylerin kendisini tatmin etmediğini ve ait olduğunu hissedemediğini ifade etti.

"ARAYIŞIM HEP DEVAM ETTİ"

Bu nedenle arayışının hep devam ettiğini söyleyen Koral, bunu avantaja çevirdiğini ve yurt dışına gitmeye başlamasıyla yeni bağlantılar kurmaya başlamasının bu yolu açtığını anlattı.

İlkan Koral, veterinerliğe çok saygı duyduğunu ve bu meslekten çok insan tanıdığını da belirterek, "Ama benim ait olduğum, kendimi ifade edebileceğim dünya o değildi." diye konuştu.

"DÜNYAYA AİTİM"

"Klişe olacak ama dünyaya aitim" diyerek, İspanya ve Kıbrıs benzer ülkeler olsa da çok farklı iki toplum olmaları nedeniyle başlangıçta kendini çok ayrışmış hissettiğini aktaran Koral, şunları aktardı:

"İSPANYA İLE KIBRIS'I İÇİMDE BAĞLADIM"

"Şu anda, tasarımın belki de en büyük gücü bu oldu, İspanya ile Kıbrıs’ı bağlayabildim. Hem kendi içimde hem vizyon olarak aslında ikisiyim de. Belki de bunun yarattığı vizyon bana tasarımda ortaya koyduklarımı yapabilme imkanı sağladı. Bir yandan çok geleneksel motiflerle köklerime bağlıyken, diğer yandan dünyayı takip etmeye çalışıyorum. Belki de tüm bunları içimde bir araya toplamanın yansıması da bu şekilde oldu.”

Kıbrıs ve İspanya’nın kendisini farklı yönlerden beslediğini ifade eden Koral, Kıbrıs’ın; köklerinin burada oluşu, çocukluğu, aile bağları, doğa, toprak ve el işlerinin; İspanya’nın da özgürlüğü ve büyük şehir hayatının dinamiğinin tasarımına yansıdığını, çalışmalarının da her iki unsurun izlerini taşıdığını söyledi.

Koral, koleksiyonlarındaki tüm öğelerde kendisinden bir parça olduğunu belirtti:

“O olduğu için sanırım bu kadar değer veriyorum, uğraşıyorum. Beni hayata bağlayan unsurların orada var olması ve izleyiciye aktarılabilmesini sağlayabilmek, bana inanılmaz bir tatmin ve mutluluk veriyor. Belki de o bağ kurma burada tam anlamıyla gerçekleşiyor; hayal dünyamda olan ve anlatmak istediğim hikayeyi tasarımla anlatabilmek...”

"TASARIM KENDİMİ İYİLEŞTİRME, İFADE ETME VE İLETİŞİM"

Tasarımın hem kendini iyileştirme, meditasyon, kendini ifade etme, hem de iletişim kurma anlamına geldiğini ve bunların hepsi olduğunu anlatan Koral, şöyle devam etti:

"Aslında hayatta istediğim her şeyi, yapmak istediklerimi, nasıl ki bazıları yazı yazar kitap çıkarır mutlu olur, ben de tasarım yoluyla, bir koleksiyonla anlatabildiğimde mutlu olurum ve bunu kelimelerle değil, görsel hafızamla renklerle dokularla hacimlerle anlatabilmek ayrıca bir değer katar."

"DUYGUSAL OLMAM BENİM EN GÜÇLÜ YANIM"

"Duygusal olma seni ezerler" algısının çoğu insanda bir koruma kalkanı olarak insanların etrafında bir ağ ördüğünü düşündüğünü kaydeden Koral, duygusal olmasının kendisinin "en güçlü yanı" olduğunu fark ettiğini, "Gırmızı" koleksiyonunda da duygularını ifade etmesinin insanlarda da bir yansıması olduğunu ve herkesin bu duyguları yaşadığını belirtti:

"Gırmızı" koleksiyonundan iki parça. Fotoğraflar: İlkan Koral internet sitesi

“Neden bundan utanalım veya bunu saklayalım ki... Belki de ben bastırılamayan bir karaktere sahip olduğum için içimden geleni içimden geldiği şekilde ifade etmek isterim. Böylece benim hayatımda her şey çok daha gerçek olmaya başladı. Bunu ortaya koydukça da herhalde o yüzden insanlar da bağ kuruyor. Çünkü gerçek bir şey var, herkesin yaşadığı gerçek bir şey”

" 'BURADA HİÇBİR ŞEY OLMAZ' MANTALİTESİNE TAMAMEN KARŞIYIM"

İlkan Koral, Kıbrıs’taki gençlere hitaben de düşüncelerini aktardı.

Milano'daki defilenin kulisi. Fotoğraf: İlkan Koral

Gençlerin burada bazı şeylerin mümkün olmayacağını düşündüğünü, geçmişte kendisinin de yaşadığı “burada kapalı kaldık” psikolojisinin Kıbrıs’ın kuzeyinde yoğun şekilde var olduğunu kaydeden Koral, “burada hiçbir şey olmaz” mantalitesine tamamen karşı olduğunu ve insanın kendi içinde bunu çözmesi ve limitlerini aşması gerektiğini vurguladı:

"BENCE BURADA DA HER ŞEY MÜMKÜNDÜR"

"Bunu aştıktan sonra zaten bir şekilde burada da olduğunu görebiliyorsunuz. Ben bunun örneğiyim. Ben de inanmazdım; başladıktan sonra bu kadar kısa zamanda tasarım anlamında bu kadar şey olacağına. Ama uğraştıkça, inandıkça, çalıştıkça ve dıştan gelen etkileri temizleyip sürü psikolojisinden çıkıp, özgün şeyler yapmaya başlayınca, alan ne olursa olsun sadece moda anlamında değil, bence burada da her şey mümkündür."

Kendisinin de umutsuzluğa kapıldığı dönemler olmuş olsa da, arayışının kendisini bu çıkışa yönlendirdiğini düşündüğünü söyleyen Koral, "Artık bu öyle bir noktaya geliyor ki, 'evet her şeyi yapabilirim, her yerde var olabilirim ve her yerde İlkan olarak kendi varlığımı gösterebilirim'." şeklinde konuştu.

"PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALDIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM"

İlkan Koral, buradaki gençler için çalıştığı alanda yardımcı olabileceği bir şey yapmaktan çok mutlu olacağını dile getirerek, hiç çekinmeden kendisine ulaşabileceklerini, bildiklerini aktarmaya, yol göstermeye açık olduğunun altını çizdi ve sözlerinin sonunda "Paylaştıkça çoğaldığımızı düşünürüm." ifadelerini kullandı. Koral, Kıbrıs’tan gençlerin çok daha güzel yerlere gelmeleri ve güzel şeyler yapmalarından çok mutlu olacağını vurguladı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar