Hristodulidis'ten tutuklama tepkisi: Faşist bir karar

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Başkanı Nikos Hristodulidis, Kuzey Kıbrıs'ta 5 Rum vatandaşının tutuklanması üzerine yaptığı açıklamada, askeri mahkeme kararını "faşist, hukuksuz ve korsan" olarak nitelendirdi.

Philenews'te yer alan habere göre, Derinya bölgesinde düzenlenen etkinlikte konuşan Hristodulidis, söz konusu kararın en büyük zararının Kıbrıslı Türk toplumuna olacağını savundu.

Gazimağusa'da Akyar Kara Giriş Kapısı'nda, 19 Temmuz günü muhaceret işlemi yaptırmadan askeri yasak bölgeyi ihlal ederek KKTC’ye giriş yaptıkları iddiasıyla araç sürücüsü 66 yaşındaki G.G. (E) ile araçta yolcu olarak bulunan 68 yaşındaki A.L. (E), 60 yaşındaki A.K. (E), 63 yaşındaki N.G. (K) ve 60 yaşındaki A.K. (K) tutuklanmıştı. Araçta ise çok sayıda harita, tapu ve bazı evraklar tespit edilmişti.

 

Zanlılar, dün "Askeri yasak bölgeyi ihlal", "Kişisel Verileri Koruma Yasası'nı ihlal" ve "rahatsızlık verme" suçlarını işledikleri iddiasıyla Lefkoşa’daki Askeri Mahkemeye çıkarılmış ve haklarında 13 gün tutukluluk kararı verilmişti.

"Bu, işgal rejiminin yasa dışı, korsan ve faşist bir kararıdır." diyen Hristodulidis, "Sonuçta bundan en çok zarar görecek olanlar Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızdır. Bu karar, Sayın Tatar’ın Kıbrıslı Türklerle ilgilenmediğinin açık bir göstergesidir." ifadelerini kullandı.

Kıbrıslı Rum vatandaşlarını, "özellikle bu gibi korsan uygulamaların yaşandığı bir dönemde işgal bölgelerine geçişte iki, hatta üç kat daha dikkatli olmaları" konusunda uyaran Hristodulidis, diplomatik sürecin başlatıldığını ve tutuklananların serbest bırakılması için girişimlerin sürdüğünü aktardı.

Bir gazetecinin, tutuklamaların KKTC'de "gaspçı" ilan edilen Rum vatandaşlarına karşı yürütülen davalara misilleme olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine Hristodulidis, geçişlerin engellenmediğini ve bu olayın o süreçle ilgisi olmadığını savundu. Hristodulidis, "Biz Kıbrıs Cumhuriyeti olarak 1974’ten bu yana işgal bölgelerine geçişi hiçbir zaman engellemedik. Engelleyen Türkiye ve işgal rejimiydi. 2003’te kısıtlamaları kısmen kaldırmak onların kararıydı. Dolayısıyla bu olayın, sözde tazminat komitesi ve gaspçılarla ilgili davalarla bağlantısı yoktur." diye konuştu.