
Derya'dan insan ticareti uyarısı, Hasipoğlu'ndan ''yasaklarız'' mesajı
15 Aralık 2025
Güncelleme: 15 Aralık 2025
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi görüşülürken söz alan CTP Milletvekili Doğuş Derya, “aile yılı” kapsamında açıklanan politikaların bireysel hak ve özgürlükler açısından risk taşıyabileceğini savundu.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 19 milyar 523 milyon 986 bin TL’lik bütçesi üzerindeki görüşmeler devam ediyor. Bütçe görüşmeleri kapsamında söz alan CTP Milletvekili Doğuş Derya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bir ülkenin sosyal devlet olup olmadığının en önemli göstergelerinden biri olduğunu söyledi.
Bakanlığın 2026 yılını “aile yılı” ilan etmeye yönelik çalışmalarını ve aile destek merkezleri açılacağı yönündeki açıklamalarını hatırlatan Derya, aile politikalarının “cicili bicili paketlenebildiğini” ancak bu politikaların her zaman aileyi güçlendirmediğini savundu. Derya, 2010’dan bu yana dünyada yükselen aşırı sağ ve otoriter yönetimlerin aile anlayışının, bireysel hak ve özgürlükler için tehdit oluşturduğunu ileri sürdü.
Bazı ülkelerde “ailenin güçlendirilmesi” adı altında kadına yönelik şiddetle mücadelenin zayıflatıldığını, kadınların yüklerinin artırıldığını ve cezasızlığın yaygınlaştığını söyleyen Derya, bu yönetimleri “hipermaskulin” olarak tanımladı ve tek tip insan yaratma çabası olduğunu iddia etti. Bu anlayışın küresel bir tehdit olarak dalga dalga yayıldığını belirtti.
Aileyi güçlendirmenin, aileyi korumak anlamına gelmediğini ifade eden Derya, söz konusu politikaların erkeği güçlendirdiğini, kadın ve çocuğu ise yalnızlaştırdığını savundu. “Ailenin güçlü olmasına kimse itiraz edemez ancak bu, bireyin güçlü olmasının sağlanmasından sonra olur” diyen Derya, bireyin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir siyasi anlayışla eşitsizliklerin giderilebileceğini söyledi.
Kadınların sermaye, istihdam ve çalışma hayatında hâlâ dezavantajlı konumda olduğunu dile getiren Derya, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi (TOCED) bünyesindeki birimlerin etkin çalıştırılması halinde bilimsel verilerle politika üretilebileceğini belirtti. TOCED için bu yıl da yeterli bütçe ayrılmadığını düşündüğünü kaydetti.
Kadın sığınma evleri ve bakım evlerine yeterli kaynak ayrılmamasının kaynak yetersizliğinden değil, politik tercihten kaynaklandığını savunan Derya, ülkede kamu ve özel yaşlı bakım evi sayısının altı, toplam yatak kapasitesinin ise 230 olduğunu, bunun sosyal yardım alan yaşlı sayısına göre yetersiz kaldığını ifade etti.
Özel sektörde çalışan emekçilerin yaşadığı sorunlara da değinen Derya, uzun çalışma saatleri ve düşük ücretler nedeniyle adil olmayan bir sistemin oluştuğunu, hatta müdür pozisyonundaki kişilerin dahi yatırımlarının asgari ücret üzerinden yapıldığını söyledi.
Ülkeye getirilen çalışanlardan yapılan kesintileri de eleştiren Derya, insan ticaretiyle mücadelede en büyük sorumluluğun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na düştüğünü belirterek, “Bu ülkenin kangrenidir. Hepimizin sorunudur. Destek vermeye hazırız, yeter ki irade koyun” dedi.
Bakan Oğuzhan Hasipoğlu ise, ülkeye işçi getirilmesi üzerinden bir sektör oluştuğuna dikkat çekerek, bu alanın kayıt altına alınması ve belirli kriterlerle ruhsatlandırılması gerektiğini söyledi. Gerekirse üçüncü uyruklu işçi girişlerinin kısa süreli durdurulabileceğini ifade eden Hasipoğlu, bu süreçte düzenleme yapılabileceğini kaydetti.
Derya ise bu sorunun yalnızca kayıt tutularak çözülemeyeceğini, hükümetin bütüncül bir politikayla süreci ele alması gerektiğini vurgulayarak, “ortak akıl” çağrısında bulundu.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Bizi Facebook'ta takip edin!
mykibris.com'u Facebook üzerinden takip edin, son paylaşımlardan haberdar olun.



























Yorum Yap
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.
Tüm Yorumlar