Ramazan ayı ve önemi

İslam aleminin özlemle beklediği on bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’e kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ramazan ayı içinde pek çok hayrı ve güzelliği barındıran, ilahi rahmetin mü’min gönüllere sağanak sağanak yağdığı bir aydır. Bu ayda Müslümanlar, başta oruç ibadeti olmak üzere, diğer ibadet ve taatlerine daha sıkı sarılır. Bu manevi iklimden olabildiğince istifade etmeye çalışırlar.

Bu ayın kendisine mahsus olan ibadeti kuşkusuz oruç tutmaktır. Çünkü bu ayda oruç tutmak Allah’ın kesin emri olarak “Ey iman edenler sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de oruç farz kılındı, ta ki korunasınız” (Bakara suresi 183) “Sizden kim bu aya ulaşırsa oruç tutsun” (Bakara 185) buyrulmuştur. Kuşkusuz tutulan oruçlar kişinin dünyevi hayatında, aşırı hırs ve tamah duygularının dizginlenmesi, ruhi gelişim ve dinginliğe vesile olması, bedenin ve midenin dinlenmesi ve birçok hastalığa engel olması gibi pek çok fayda sağlar. Ama asıl olarak oruç kişinin manevi hayatı ve ahireti ile ilgili pek çok kazanç sağlar. Tutulan oruçların sevabı ile ilgili peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa – sallallahu aleyhi vesellem- ‘den birçok hadisi- şerif nakledilmiştir.

Bu hadis-i şeriflere örnek olarak,

“Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari Savm,7)

Bir kudsi hadiste de Allah-u Teala şöyle buyurur: “Oruç benim içindir onun mükafatını ben veriririm” (Buhari Savm,9)

Tutulan oruçların kemali için ise şöyle buyrulmuştur "Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur." (Buhârî, Savm, 8)

Ramazan ayı aynı zamanda Kur’an ayıdır. Kur’an-ı Kerim bu ayda inmeye başlamış, Hz. Muhammed (s.a.v.) her yıl vahiy meleği Cebrail aleyhisselam ile o zamana kadar inen Kur’an ayetlerini karşılıklı olarak okumuşlardır. Bunun temsili olarak Ramazan ayında mukabele geleneği yerleşmiş, Camilerimizde imamlarımız Kur’an-ı okumakta cemaatte takip ederek ay sonunda Kur’an-ı Kerim hatmedilmektedir.

Ramazan’a mahsus bir diğer ibadette Teravih namazlarıdır. Oruçlarını tutan Müslümanlar iftar ettikten sonra camilere koşmakta yatsı namazını cemaatle kıldıktan sonra, yine aynı mekânda cemaatle teravih namazını kılmakta, böylece gündüz oruç tutarak aldığı sevabı geceleri de teravih namazı ile artırmaya çalışmaktadır.

Ramazan ayı yardımlaşma ve dayanışmanın da doruk noktasına ulaştığı fakir, güçsüz ve kimsesizlerin görüp gözetildiği, ihtiyaçlarının giderildiği bir aydır. Bu ayda zengin olan mü’minler zekatlarını vermekte, ayrıca sadakalarla muhtaçlar sevindirilmektedir. İftar sofraları düzenlenerek oruçlulara iftar ettirilip karşılıklı sevgi saygı duyguları artmakta Ramazan toplumsal barış ve kardeşliğe de vesile olmaktadır.

Ramazan’ın bir diğer güzelliği de evlerimiz de ve şehirlerimizde Ramazan’a hazırlık ve bu ayı hissetmedir. Ramazan günlerinde evlerimizde sahur ve iftar bereketi yaşanmakta sofralarımız misafirlerimizle neşelenmekte, çocuklarımız yaşları itibari ile oruç tutamasalar da ramazan sevincini ve bereketini doya doya yaşamaktadırlar.

Elbette söylenecek çok şey var ama, bu günlük bu kadarla yetinelim. Hepinizin Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyor, bu ayın birlik beraberlik ve kardeşliğimize vesile olmasını diliyorum.

Bir Ayet

“Ramazan ayı ki: insanlara yol gösterici, hak ile batılı ayıran hükümlerden açık deliller olarak Kur’ anın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun”

Bir hadis

 “Ramazan-ı Şerif geldiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincirlere vurulur.”