Toker yanıtladı: Son hükümet krizinin kazananı ve kaybedeni kim?

26 Nisan 2022

Güncelleme: 27 Nisan 2022

A
A

Siyasal iletişimci Özdemir Tokel, son hükümet krizinin kazananının olmadığını, kaybedenin ise Kıbrıs Türk halkının zamanı olduğunu kaydetti. Toker, yaşananları "iletişim kazası", muhalefetin Ankara iddiasını ise "Pirus zaferi" olarak yorumladı.

ZgotmplZ

Siyasal İletişim Uzmanı Özdemir Tokel, hükümetin krizinin en büyük kaybedenin Kıbrıs Türk halkı olduğunu vurguladı.

Krizin geride bırakılıp hükümetin artık önüne bakması gerektiğini vurgulayan Tokel, olası bir hükümet bunalımını işaret ederek, "Şükürler olsun ki erken toparladık. Zarardan kar ettik." dedi.

Özdemir Tokel, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın görevden alınmak istenen 26'ncı hükümetin Maliye Bakanı Sunat Atun yerine hükümetin istifası seçeneğini tercih etmesini ise "iletişim kazası" olarak niteledi ve ekledi: Sayın Cumhurbaşkanı, istifayı bir kez daha gözden geçirebilirdi...

Tokel, muhalefete ise Ankara'nın sürece müdahil olduğu iddiası nedeniyle tepkili. Benzer hükümet krizlerinin geçmişte de yaşandığını anımsatan Tokel, konunun Meclis kürsüsünden dile getirilip, kayıtlara geçirilmesinin kimseye bir katkı sağlamayacağını vurguladı. Özdemir Tokel, bu durumunun Kıbrıs Türk halkının dünya karşısında zavallı pozisyonuna soktuğunu savundu.

Özdemir Tokel, MYK Haber'in yaşanan hükümet krizine ilişkin sorularını yanıtladı.

"KIBRIS TÜRK HALKI BU KRİZLE ZAMANINI KAYBETTİ... ZARARDAN KAR ETTİK..."

"Krizin kaybedeni zaman. Kıbrıs Türk halkı zaman kaybetmiştir bu krizle. Krizin kazananı da yok açıkçası. Her kesim kendine yeter miktarda bir şeyler kaybetmiştir. En önemlisi Kıbrıs Türk halkı çok kıymetli zamanını kaybediyor. Dolayısıyla bu hükümet krizi bir an önce bitmeli. Hatta bunun artçı depremleri oluyor şu anda, kabineye girme beklentisi olanlar ve kabineden haliyle görevden alınanlar. Bu artçı depremlerin de bir şekilde ortadan kalkması lazım. Çünkü bunları küçümsüyoruz aslında ama hükümetin sinerjisini, enerjisini bozan şeylerdir bunlar. Hükümetin önüne bakması lazım. Ama bu yaşanan krizden illa biri daha çok biri daha az kaybetti şeklinde bir değerlendirme yapmak istemem. Halk zaman kaybetmiştir. İletişim kazaları yüzünden, doğru kurulamayan, kurgulanamayan iletişimler yüzünden gereksiz bir kriz ortamı doğmuştur. Şükürler olsun ki erken toparladık. Bir de hükümet bunalımına dönüşebilirdi bu iş. Hükümet kurulamayabilirdi. Kabinede farklı farklı inanılmaz değişiklikler olabilirdi. Onların yaratacağı daha büyük komplikasyonlar olurdu. En azından onlardan kurtardık. Zarardan kar ettik."

"CUMHURBAŞKANI İSTİFAYI BİR KEZ DAHA GÖZDEN GEÇİREBİLİRDİ..."

"Sayın Cumhurbaşkanının mevcut hükümete, ülkenin selameti adına değerlendirme ve önerilerde bulunmak en asli görevidir. Cumhurbaşkanı önüne iki zarf geldiğinde şunu yapabilirdi; istifayı bir kez daha gözden geçirebilirdi. ‘Hükümetin istifası memleketin çıkarına uygun değil, lütfen bunu bir kez daha gözden geçirin.’ talebini yineleyebilirdi."

"İLETİŞİM KAZASI BU... MUHALEFET "İLK" DİYE NUMARA YAPMASIN..."

"İletişim kazası yaşandığı aşikar. İyi uygulanmayan iletişim, farklı yanlış anlaşılmalar bir şekilde bunların yaşanmasına neden oldu. Daha önce de yaşanmıştır. Muhalefetin ilk kez yaşandığı şeklinde numara yapmasına gerek yoktur. ‘Ya bu atamayı yaparsın ya da hükümetten istifa edersin’ şeklindeki konuşmalar daha önce yapılmıştır. 1996 yılında da (Hakkı Atun başbakanlığındaki Demokrat Parti-Cumhurtiyetçi Türk Partisi hükümetleri) yaşanmıştır bu."

"ANKARA'NIN MÜDAHALESİ İDDİASI MUHALEFETİN ANCAK UFAK PİRUS ZAFERİDİR"

"Ankara’nın bu sürece dahil olduğu iddiasının, alenen kayıtlara geçirilircesine Meclis kürsüsüne taşınmasının ne Kıbrıs Türk halkına ne Türkiye Cumhuriyeti’ne, ne oranın ne de bizim yöneticilere ve halka hiçbir katkısı yoktur. Kendi irademizi tartıştırmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Elbette Türkiye-KKTC ilişkilerinde kurgulanması gereken, yeniden el alınıp düzeltilmesi gereken eksiklikler ve aksaklıklar olabilir. Ama bunlar bir devlet adabı içerisinde, bir devlet adamlığı ciddiyeti içerisinde yapılmalıdır. Böyle kürsülerden, medya üzerinden bu işlerin düzelmeyeceğini herkes bilmelidir. Bu işler öyle kürsülerde bağırıp çağırmakla çözülmez, gereğini yapmakla çözülür, diyalogla ve iyi niyetle çözülür. Dolayısıyla bunları artık bir şekilde iç politik malzeme haline getirmemek lazım. Bunlar küçük kazanımlardır. Bunlar ufak ufak kazanılmış Pirus* zaferleridir. Siz bunu Meclis kürsülerinde afişe ederek, aslında Kıbrıs Türk halkının irade sorunu yaşadığını da bir şekilde dünya kamuoyuna da duyurmuş oluyorsunuz. Bu özünde gerçeğin haykırışı gibi görünse de açıkçası dünya karşısında da sizi zavallı pozisyonuna sokuyor. Dolayısıyla bunlar karşılıklı diyalogla ve iyi niyetle çözülmelidir."

* Pirus zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zafer. Kazanılan zaferin verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade eder. Milattan önce (MÖ) 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma’ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder. Sonunda Pirus, savaşı kazanır; ancak 50 filin desteklediği ordusunun tamamını kaybeder. 

SON HÜKÜMET KRİZİ

21 Şubat’ta kurulan, 20 Nisan’da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a istifası sunulan KKTC'nin 26'ncı, ikinci UBP-DP-YDP hükümeti 59 gün görev yapmış, Başbakan Faiz Sucuoğlu önce Maliye Bakanı Sunat Atun’un görevden alma yazısını, daha sonra da hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a sunmuş, Tatar hükümetin istifasını kabul etmişti.

Dün yeni hükümet kurulmuş, üçüncü UBP-DP-YDP hükümetinin kabinesinde değişen tek isim Maliye Bakanı olmuştu. Maliye Bakanlığı görevine Sunat Atun yerine UBP Lefkoşa milletvekili Olgun Amcaoğlu getirilmişti.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar