
Tel-Sen'den "özelleştirmeye" karşı grev: Gizli yürütülen işler, kirli sonuçlar doğurur
17 Temmuz 2025
Güncelleme: 17 Temmuz 2025
Tel-Sen, hükümetin "özelleştirme girişimleri" sebebiyle Telekomünikasyon Dairesi'nin tüm şubelerinde grev yaptı. Açıklama yapan Hakan Üredi, son günlerde imzalanan projeler hakkında ilgili makamlara başvurduklarını ancak yanıt alamadıklarını söyledi.
TAK
Kıbrıs Türk Telekomünikasyon Çalışanları Sendikası (Tel-Sen), hükümetin "özelleştirme girişimleri"ne karşı çıkarak bugün Telekomünikasyon Dairesi'nin tüm şubelerinde 08.30-10.30 saatleri arasında iki saatlik uyarı grevi gerçekleştirdi.
Uyarı grevine, Kıbrıs Türk İşçi Sendikası Federasyonu (Türk-Sen), Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) ve Kamu İşçileri Sendikası (Kamu-İş) de destek verdi.
KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 11 Temmuz'da imzalanan Fiber Dönüşüm Protokolü kapsamında, 150 bin hanenin fiber internet altyapısına kavuşturulması hedefleniyor. Maliyeti 100 milyon doların üzerinde olan projenin 12 ay içinde tamamlanması planlanıyor.
Tel-Sen'den protokole ilişkin yapılan açıklamada, Türk Telekom’un 10 Temmuz'da Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı bildirimde KKTC'de telekomünikasyon alanında faaliyet gösterecek yeni bir şirket kurduğunu hatırlatmıştı. Açıklamada, söz konusu adımın KKTC’nin telekomünikasyon altyapısının mülkiyet ve kontrolünü tartışmalı bir şekilde dış bir yapıya devretme riski taşıdığı ifade edilmişti.

Lefkoşa'daki Telekomünikasyon Dairesi önünde düzenlenen eylemde, Tel-Sen Başkanı Hakan Üredi, Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı, KTAMS Başkanı Güven Bengihan ve Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu basına açıklamada bulundu.

ÜREDİ: ŞEFFAF OLMAYAN, KURUMU DIŞLAYAN, HALKIN MALINI EL ALTINDAN DEVREDEN HİÇBİR ADIMA EVET DEMEYECEĞİZ
Tel-Sen Başkanı Hakan Üredi, Tel-Sen olarak çağdaş teknolojilere ve dijitalleşmeye karşı olmadıklarını, ülkenin ilerlemesine katkı koyacak her türlü adıma destek verdiklerini belirtti.
Telekomünikasyon Dairesi’nin süreçte etkin, güçlü ve sürdürülebilir biçimde yer alması, gelir paylaşımının adil olması ve yerli istihdamın korunması halinde desteklenebileceğini söyleyen Üredi, son günlerde gündeme gelen projeler hakkında ilgili makamlara ve müdürlüğe başvurduklarını ancak herhangi bir yanıt alamadıklarını ifade etti.
"Bu sessizlik bizi kaygılandırıyor. Çünkü gizli yürütülen işler, kirli sonuçlar doğurur." diyen Ürer, söz konusu projelerde Telekomünikasyon Dairesi'nin dışlandığını ve kamu malının sessizce el değiştirmesine açık hale getirildiğini öne sürdü. Üredi, "Eğer bu proje halkın yararınaysa neden halktan, çalışanlardan ve kurumdan gizleniyor?" diye sordu.
Projeye ilkesel olarak karşı olmadıklarını yineleyen Üredi, "Şeffaf olmayan, kurumu dışlayan, geliri dışarıya aktaran, halkın malını el altından devreden ve yargı yetkimizi devre dışı bırakan hiçbir adıma evet demeyeceğiz." dedi.
Projede doğabilecek uyuşmazlıkların hangi yargı organında çözüleceğinin de önemli bir konu olduğunu belirten Üredi, “Bu tür anlaşmazlıklar KKTC mahkemelerinde mi çözülecek, yoksa Lahey gibi uluslararası mahkemelere mi taşınacak? Halkın malı üzerinden yürütülen hiçbir proje, KKTC’nin yargı egemenliğini baypas ederek hayata geçirilemez.” ifadelerini kullandı.

BIÇAKLI: YANLIŞ YAPIYORSUNUZ, VAZGEÇİN
Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı ise konuşmasında hükümetin kamu kurumlarını bilinçli olarak yatırımlardan mahrum bıraktığını, ardından da bu kurumları “elden çıkartma” yoluna gittiğini savundu.
“Devletsen, yatırımı sen yapacaksın. Altyapıyı özel şirketlere teslim edemezsin.” ifadeleriyle hükümetin kamu kurumlarını kendi malı gibi gördüğünü ve bu anlayışla hareket ettiğini savunan Bıçaklı, şöyle devam etti:
“Siyasi iktidar, geçici olarak halktan oy alarak geldiğini unutup, kurumları kendine ait zannediyor. Oysa bu kurumlar halka aittir. Göreviniz, limanları, telefonu, elektriği, süt kurumunu ve diğer kamu kuruluşlarını satmak değil, yatırım yaparak iyileştirmek ve halka daha kaliteli hizmet sunmaktır.”
Bıçaklı, hükümetin kurumlara kasıtlı olarak yatırım yapmadığını, sonrasında ise halkı bıktırıp, satışa ikna etmeye çalıştığını iddia ederek, “Bu çirkin bir yöntemdir. Önce hizmeti kötüle, sonra da sat kurtul zihniyetiyle hareket ediyorlar." diye konuştu.

BENGİHAN: ÖZELLEŞTİRMEYE VE DEVREDİLMEYE KARŞIYIZ
KTAMS Başkanı Güven Bengihan da hükümeti, stratejik kamu kurumlarını bilinçli şekilde özelleştirmek ve devretmekle suçlayarak, buna kesinlikle karşı olduklarını belirtti.
“Bu ülkenin stratejik kurumlarını teker teker özelleştiriyor, başkalarına devrediyorsunuz. Egemenlikten ve milliyetçilikten bahsedenler, bu kurumlar devredilirken kılını dahi kıpırdatmıyor.” ifadelerini kullanan Bengihan, Tel-Sen, KTAMS, Kamu-İş ve Türk-Sen’e bağlı sendikalar olarak iki saatlik uyarı grevi gerçekleştirdiklerini söyledi.
Telekomünikasyon Dairesi binasının 15 yıldır atıl durumda olduğunu, kuruma 20 yıldır hiçbir yatırım yapılmadığını ve dairenin özelleştirileceği yönündeki söylemlerin çalışanlar üzerinde uzun süredir huzursuzluk yarattığını söyleyen Bengihan, Teşkilat Yasası'nın da yaklaşık iki buçuk yıl önce güncellenip, teknik kuruldan geçmesine rağmen hâlâ Meclis’te bekletildiğini ileri sürdü.

SERDAROĞLU: MESELE SADECE ÇALIŞANLARIN DEĞİL, TOPLUMUN YOK OLUŞ MESELESİDİR
Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu ise yaşanan sorunların yalnızca kamu çalışanlarının değil, toplumun tüm kesimlerini ilgilendirdiğini savunarak, "Eğer meseleleri sadece çalışanların sorunu olarak görürsek, toplum olarak her şeyi yavaş yavaş kaybedeceğiz." ifadelerine yer verdi.
Bugüne kadar imzalanan protokollerin kamu kurumlarını güçlendirmek yerine tasfiye ettiğini savunan Serdaroğlu, “Bir kere de bir protokolle bir kurum inşa edilsin, teknik donanımı sağlansın, topluma daha iyi hizmet için yatırım yapılsın ve bu kurum bu ülkenin malı olarak kalsın. Bunu görmek istiyoruz.” diye konuştu.
İş insanlarına çağrıda bulunan Serdaroğlu, "Asgari ücret gündeme geldiğinde ses çıkarıyorsunuz ama ülkenin stratejik kurumları elden giderken sessiz kalıyorsunuz. Telefon Dairesi, elektrik, Ercan gitti; daha ne bekliyorsunuz?” diye sordu.
"Bu hükümetten artık bir şey beklemeyin. Bu hükümetten medet umanlar, ölüden gözyaşı bekler." ifadelerini kullanan Serdaroğlu, tüm sivil toplum örgütlerine ve halka partizanlıktan vazgeçip çocukların geleceğini düşünme çağrısında bulundu.
"FİBER DÖNÜŞÜM PROTOKOLÜ"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin fiber optik altyapısını geliştirmek ve fiber kablolar üzerinden sunulan hizmetleri hanelere ve işletmelere ulaştırmak amacıyla hayata geçirileceği duyurulan "Fiber Dönüşüm Protokolü", 11 Temmuz Cuma günü Cumhurbaşkanı Ersin Tatar huzurunda, Başbakan Ünal Üstel ile Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından imzalanmıştı.
Yaklaşık 100 milyon doların üzerinde yatırımla ve yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilecek projenin 12 ayda tamamlanması öngörülüyor. Proje, Türk Telekom tarafından Telekomünikasyon Dairesi iş birliğiyle yürütülecek ve bu kapsamda iki kurum arasında iş birliği protokolü imzalanacak. Protokol ile 150 bin hanenin Avrupa standartlarında yüksek hızlı fiber internet altyapısına kavuşturulması amaçlanıyor.
ELEŞTİRİLER
"Fiber Dönüşüm Protokolü"nün Telekomünikasyon Dairesi altyapısının özelleştirilmesinin yolunu açacağı, yatırım söyleminin ardında belirsizlik ve gizlilik olduğu, ekonomik ve siyasi bir kontrol aracı olacağı, tüm internetin kontrolünün Türk Telekom'a geçeceği, sosyal medya ve internet siteleri üzerinde mutlak güç olacak Türk Telekom'un istediği gibi bu mecraları kapatabileceği, böylece özgürlüklerin kısıtlanabileceği endişeler ve iddialara arasında yer alıyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Bizi Facebook'ta takip edin!
mykibris.com'u Facebook üzerinden takip edin, son paylaşımlardan haberdar olun.





























Yorum Yap
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.
Tüm Yorumlar