"Tatar'ın kurduğu ilişki biat etmekten başka bir şey değil"

3 Ekim 2025

Güncelleme: 4 Ekim 2025

A
A

Cumhurbaşkanlığı için Erhürman'a desteğini açıklayan Serdar Denktaş, "Tatar'ın (Türkiye ile) kurduğu ilişki değil biat etmedir ama Erhürman çok daha düzgün bir ilişkiyi kurabilecek. Buna inanıyorum, inanmak istiyorum.” dedi.

ZgotmplZ MYK

TAM Parti Kurucu Başkanı Serdar Denktaş, Kıbrıs sorunu, cumhurbaşkanlığı seçimi ve iç siyasete ilişkin MYK Haber’in sorularını yanıtladı.

Denktaş, seçim sürecinde iki devletlilik ve federasyon ekseninde yapılan propagandayı eleştirdi, iç sorunların öncelikli olması gerektiğini söyledi ve toplumsal kutuplaşmaya karşı birleşme çağrısında bulundu.

“İKİ TARAFIN DA GÖRÜŞÜ ASLINDA GERÇEKLEŞEBİLECEK BİR GÖRÜŞ DEĞİL” 

“Her iki tarafın da görüşü aslında gerçekleşebilecek bir görüş değil; federasyon olmayacağı belli.” diyen Denktaş, federasyonun gerçekleşebilmesi için güç paylaşımı gerektiğini vurguladı. Güney Kıbrıs’ın böyle bir yaklaşımı benimsemediğini, uluslararası konjonktürün de bunu desteklemediğini kaydeden Serdar Denktaş, “Sen adanın bütününün hakimisin, temsilcisisin dediği müddetçe Rum niye bizim de güç paylaşımına gitsin? Dolayısıyla federasyon kısmı gerçekleşecek bir şey değil.” diye konuştu.

“İki devlet” söylemlerine de değinen Denktaş, bu hedefin doğru olabileceğini ama ortaya konan söylemlerin toplumu devletten uzaklaştırdığını belirtti: 

“Diğer taraf ‘iki devlet’ diyor; her ne kadar doğru hedef olsa da ortaya konulan duruş, yaklaşımlar ve söylemler bizi ayrı bir devlet gibi göstermiyor; bırakın onu, hem hükümetin hem cumhurbaşkanının yaptıkları kendi insanımızı devletten uzaklaştırır bir pozisyonda.”

“HALKIN GÜNDEMİ KIBRIS SORUNU DEĞİL”

Seçim kampanyasında Kıbrıs sorununun ön plana çıkarılmasını eleştiren Denktaş, “20 gün öncesine kadar Kıbrıs sorunu gündemde miydi? Değil. Seçim var diye Kıbrıs sorununu en önemli sorunumuz haline getirdiler.” ifadelerini kullandı.

Deneyimli siyasetçi, kamuoyu yoklamalarında Kıbrıs sorununun öne çıkmadığını, yolsuzluk, pahalılık, yoksullaşma ve iç güvensizlik gibi konuların daha öncelikli olduğunu vurguladı.

“TATAR'IN KURDUĞU İLİŞKİ BİAT ETMEKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL”

Kıbrıs müzakereleri konusundaki mevcut atmosferi de değerlendiren Denktaş, “Cumhurbaşkanının müzakerecilik görevi elbette önemli ama şu an için müzakere başlatılacak bir ortam zaten yok.” dedi. Kıbrıs sorununa tek bir liderin görüşüyle değil, Meclis, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yunanistan, İngiltere, Güney Kıbrıs ve ilgili tarafların mutabakatıyla çözüm bulunabileceğine dikkat çeken Serdar Denktaş, şöyle devam etti:

“Bunların hepsi mutabık olacak da Kıbrıs sorunu bir noktaya ulaşsın. Bu gerçek ortada dururken Tufan Erhürman ‘Rumcu’ ilan edildi. Çok yazık. Erhürman’ın ilişkileri hatta Türkiye ile ilişkileri Ersin Tatar’dan daha iyi olacak. Çünkü Tatar'ın kurduğu ilişki değil biat etmedir, başka bir şey değil ama Erhürman çok daha düzgün bir ilişkiyi kurabilecek. Buna inanıyorum, inanmak istiyorum.” 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Kuzey Kıbrıs iradesi kimi seçerse onunla çalışırız.” şeklindeki ifadelerini de işaret eden Denktaş, “Olması gereken de zaten bu, doğru bir açıklama. Dolayısıyla bu propaganda faaliyetleri hem insanımızı kamplaştırıyor ki; kamplaşmaya değil bizim kucaklaşmaya ihtiyacımız var.” dedi.

“ERHÜRMAN’A DESTEĞİM BİREYSEL”

Denktaş, Erhürman tercihi ve destek gerekçesini de açıkladı. “Konuşmacı var önümüzde; sizi temsil edecek olan dışardan gelecek temsilcilere yönelik. ‘Bunlardan hangisi sizi daha iyi temsil edebilir?’ diye baktım. Burada cevap Erhürman gibi görülüyor; dolayısıyla o tarafa yöneldim.” diyen Serdar Denktaş, bu desteğin “siyasal değil, bireysel bir destek” olduğunu vurguladı ve seçilecek isme partinin tavrının demokratik süreç içinde belirleneceğini söyledi.

“TATAR’LA UYUM İÇİNDE OLMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL”

Serdar Denktaş, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la geçmişten bugüne siyasi yaklaşımlarının örtüşmediğini belirterek, “Hiçbir zaman aynı kabinede yer almadık, birçok konuda da uyum içinde olmamız mümkün değildi.” dedi. Denktaş, "Çok farklı bakış açılarına sahibiz. Örneğin, Amerika’dan gelen banka denetimi önerisini ben şeffaflık içinde çözmeye çalıştım ama o karşı çıktı. Emeklilere yapılan kesintilerle, sonra ödememesiyle, ardından mahkemeye gidip ödeyeceğini söylemesi gibi birçok olayda benzer uyumsuzluklarımız oldu." ifadelerini kullandı.

“Önce kendi tuttuğun makama saygın olacak, oraya senin saygın yoksa benden saygı bekleme.” diyen Serdar Denktaş, New York’ta Türkiye ve Güney Kıbrıs Cumhuriyeti dışişleri bakanları görüşürken, Cumhurbaşkanı Tatar’ın kapı önünde beklemesini örnek vererek, “Bu tablo, kendine saygının olmadığını gösterir.” dedi.

“DÜNDEN BUGÜNE ÇİZGİM DEĞİŞMEDİ”

Siyasî geçmişi ve yeni parti kurma sürecine ilişkin soruları da yanıtlayan Denktaş, “1990’da Ulusal Birlik Partisi’nden milletvekili olduğumda çizgim neyse, o çizgi devam ediyor.” şeklinde konuştu.

Demokrat Parti ile ilk kuruluş çizgisinde olmadığı gerekçesiyle yollarını ayırdığını, şimdi aynı çizgide kendisine inananlarla yeni bir parti kurduklarını kaydeden deneyimli siyasetçi, “Mevcut durumda mağdur olduğunu hisseden, ülke için gailesi olan insanlar bu kuruluş etrafında birleşmeye başladı. Fark yoktur, duruş aynı duruştur; konjonktür farklıdır.” dedi.

“BEN NE RAİF’İM NE RAUF DENKTAŞ’IM. BEN SERDAR’IM”

“Herkes istiyorsa ki 1950’li-60’lı yıllardaki Denktaş gibi Denktaş olayım, bu mümkün değildir.” diyen Serdar Denktaş, şöyle devam etti:

“Çünkü o mücadele bizi bugüne getirdi. Benim vereceğim mücadele bugüne göre olmalıdır ki, torunlarımıza yepyeni bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bırakalım. Pırıl pırıl dışarı gidenlerin geri dönebildiği, içeride yaşayanların geleceğini görebildiği… Rauf Raif Denktaş bir dönemin gerçekten lideridir, öyle bir lider de mümkün değil artık gelmez. Çok şükür öyle bir mücadele verme ihtiyacımız yoktur. Onun mücadele ruhuyla bugünün yeni mücadelesini vermektir önemli olan, benim yaptığım odur. Yattığı yerde, bugünkü durumumuzdan kemikleri sızlamaktadır. Onu rahat ettirmek için bu devleti, kurduğu devleti daha iyi noktaya götürmek benim boynumun borcudur.”

"Soyadım bana hiçbir engel olmadı ama insanlar hep babam gibi olmamı bekledi. Oysa ben kendi karakterimle, sabrımla, yaşanmışlıklarımla 67 yaşında Serdar Denktaş’ım." ifadelerini kullanan Denktaş, yıllardır maruz kaldığı eleştirilerin, Denktaş soyadıyla çeliştiği algısından kaynaklandığını vurguladı. "Babam gibi hareket etmemi bekleyenler var. Abim Raif gibi aceleci olmamı isteyenler de oldu. Ama ben ne Raif’im ne Rauf Denktaş’ım. Ben Serdar’ım. O soyadı bana hiç engel olmadı ama beklentiler farklıydı." ifadelerini kullandı.

“1996’DA HAKKI BEY’İN KARŞISINA ADAY OLMAMALIYDIM”

Siyasi hayatında tek pişmanlığı olduğunu paylaşan Denktaş, "1996’da Hakkı Atun’un karşısına aday çıkmam hataydı. Bir dönem daha destek vermeliydim. Çok genç yaşta parti başkanı oldum ve o dönemde otoriteyi tam sağlayamadım. Sonradan Hakkı Bey’den açıkça özür diledim." dedi.

“KİMSENİN İFTİRASIYLA SİYASET YÜRÜTMEM” 

Geçmişte kendisine yöneltilen suçlamalarla yüzleşmek için kamuoyu önünde bir çağrı yaptığını da hatırlatan Denktaş, "Basına açık çağrı yaptım. Elinde belge, bilgi, tanıklık olan gelsin, konuşalım dedim. Kimse gelmedi. Çünkü hiçbirinin temeli yoktu. Ben bu çamurları üzerimden attım. Kimsenin iftirasıyla siyaset yürütmem." şeklinde konuştu.

 “KENDİ İÇİMİZİ TOPARLAMAZSAK, DIŞTAN ÇÖZÜM GELSE DE İŞE YARAMAZ”

TAM Parti olarak hedeflerinin yalnızca siyasi değil yapısal reformlar olduğunu belirten Denktaş, "İçeride bu kadar dağınıkken dışarıdan en iyi çözüm gelse bile işe yaramaz. Kamu reformu, vergi sistemi, eğitim reformu gibi konularda hazır yasalarımız var. Bunları hayata geçirecek gücü toplamaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

"KIBRIS TÜRK TARİHİ DE, TÜRKİYE TARİHİ DE BİRLİKTE ÖĞRETİLMELİ"

Türkiye ve KKTC halklarının birbirini daha iyi tanıması gerektiğini vurgulayan Denktaş, "Çocuklarımıza Kıbrıs Türk tarihini öğretelim. Türkiye'de de bu tarih okutulsun. Aksi takdirde koparız, birbirimize yabancılaşırız. Mehmetçik’le Mücahit’in evlatları bu memleketi birlikte kurdu. Ayrışmalar, siyasi hesaplarla bu ruhu yok ediyor." dedi.

Serdar Denktaş, “Verdiğim mücadele bu doğrultuda ama suçlama ne? ‘Serdar Denktaş Türkiyelileri sevmez, Türkiye'yi sevmez.’ Hadi oradan… Bu tür yaklaşımlar 74 öncesi ve sonrası Kıbrıs Türk insanını birbirine düşürüyor. Ne için? Oy devşirme uğruna. Yazık etmesinler bu halka, verilen mücadeleye. Şehit olan insanlara ayıptır. Bunları yapanlara karşı da ben sonuna kadar mücadelemi devam ettireceğim.” ifadelerini kullandı.

“ECEVİT VE ERBAKAN GİBİ İKİ ÖNEMLİ İSMİN SEMBOLLERİ BİR ARAYA GELDİ”

TAM Parti Kurucu Başkanı Denktaş, partisinin logosunda kullanılan mavi rengin ve "tamam" işaretinin ardındaki anlamı da anlattı. Serdar Denktaş, söz konusu mavinin Demokratik Sol Parti’nin (DSP) değil, gençlik yıllarında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in sıkça giydiği açık mavi gömlekten aklında kaldığını belirtti.

"Bir dönem Türkiye basınında bu renge 'Ecevit mavisi' deniyordu. Oradan aklımda kalmış, biz de o rengi tercih ettik." diyen Denktaş, “tamam” işaretinin de TAM isminden geldiğini, merhum Necmettin Erbakan’ın kullandığı parti selamı olduğunu ise sonradan fark ettiğini söyledi.

Serdar Denktaş, “Tesadüfi ama anlamlı bir birleşim oldu. Ecevit ve Erbakan gibi iki önemli ismin sembolleri bir araya geldi, bu da bizi 1974 ruhunu hatırlatan güzel bir senteze götürdü.” ifadelerini kullandı.

“TAM PARTİ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR, CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDE TARAFSIZ”

Serdar Denktaş, partisinin şimdiden genel seçimlere hazırlandığını belirterek, “Seçim ister Şubat'ta ister 2027'de olsun fark etmez, biz hazırlığımızı yapıyoruz.” dedi.

Denktaş, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise TAM Parti’nin kurumsal olarak tarafsız kaldığını, bu nedenle kendisinin de kurucu başkanlığı bırakarak sürece bireysel olarak dahil olduğunu ifade etti. “İki aday arasında taraf tutmak partiyi bağlayıcı olurdu. Bu nedenle üyeler özgür bırakıldı.” diyen Serdar Denktaş, seçilecek isme karşı TAM Parti’nin tavrının, yapılan icraatlara göre şekilleneceğini söyledi: 

“Doğru yaparsa alkışlarız, yanlış yaparsa eleştiririz.”

Vatandaşları sandığa gitmeye de çağıran Denktaş, “Kime oy vereceğiniz ayrı bir şey; önemli olan sandığa gitmektir. Bu, vatandaşlık görevidir.” dedi. Partinin seçimlerde serbest tutum alacağını belirterek, “Partisel bir yaklaşım yok; serbest bıraktık partiyi.” diye konuştu.

“TAM PARTİ’Yİ MAĞDURLARIN SESİ YAPMAK İSTİYORUZ”

Serdar Denktaş, TAM Parti’nin kuruluş sürecinde sosyal medyada parlayan isimler yerine, ülkenin mağdur kesimlerine yöneldiklerini ve bu kararın büyük ilgi gördüğünü belirtti. Denktaş, “Zeytin bahçesinde, Aslanköy’de başladık. ‘Oraya kim gelecek?’ dediler. Ama inananlar geldi.” diyerek, partinin halktan gelen bir talep doğrultusunda şekillendiğini vurguladı.

Siyasi deneyiminden örnekler veren Serdar Denktaş, geçmişte bakanlık döneminde halk günleri düzenlediğini hatırlatarak, “Bakanlık kapısına hep aynı isimler geliyordu. Asıl mağdurlar ulaşamıyordu. Şimdi onlara ulaşıyoruz.” dedi. Denktaş, TAM Parti’nin temel kadrosunun genç, iyi eğitimli, vizyon sahibi bireylerden oluştuğunu belirterek, siyasette kalma amacı taşımadığını, partiyi emin ellere bırakmak istediğini söyledi.

“DENKTAŞ ADINI AĞZINIZA ALMAYIN”

Babası, kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş anıt mezarı ile ilgili son durumu da anlatan Denktaş, "Devletin kurucusu Rauf Denktaş’ın mezarı kaderine terk edilmiş durumda.” dedi. 

Çevre düzenlemesi için düzenlenen ihalenin sonuçsuz kaldığını söyleyen Serdar Denktaş, ihaleyi kazanan firmanın “7 ay boyunca bakım yapacak.” taahhüdünde bulunduğunu, sürenin dolmak üzere olduğunu ancak ne olacağının belli olmadığını belirtti.

Müze bölümüne hiçbir müdahalede bulunulmadığını da aktaran Denktaş, binanın iç kısmında gençler tarafından yapılan vandalizm ve tahribat olduğunu, dört yıl önce hesaplanan onarım maliyetinin yalnızca 1,5 milyon tutacağını ancak bunun bile yapılmadığını ifade etti. Daha önce müze bölümünü sığınak amacıyla dönüştürmeyi teklif ettiğini, bu önerinin kabul edilmediğini söyledi.

Ailenin misafir geldiğinde anahtarı kullanarak kapıyı açtığını belirten Serdar Denktaş, birkaç yıl önce polise teslim edilen anahtarın, emniyet müdürünün talimatıyla aileye geri verildiğini anlattı. 

“Devletin kurucusunun adını her fırsatta kullanıp somut bir şey yapmıyorsanız, ağzınıza almayın.” diyen Denktaş, yetkililere anıtın layık olduğu biçimde onarılması çağrısında bulundu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar