
Şahali: Erhürman'ın duruşu çözüm iradesinin en güçlü ifadesi
16 Kasım 2025
CTP Genel Sekreteri Erkut Şahali, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın 15 Kasım konuşmasını “toplum sözleşmesi niteliğinde” olarak değerlendirdi. Şahali, konuşmada eşitlik, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve çözüm iradesi vurguladığını belirtti.
CTP Genel Sekreteri Erkut Şahali, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın 15 Kasım’da yaptığı konuşmayı değerlendirerek, konuşmanın hem içerik hem de mesaj bakımından “bir toplum sözleşmesi niteliği taşıdığını” söyledi. Şahali, konuşmayı dikkatle dinlediğini, daha sonra metni satır satır okuyarak ilk izlenimlerinin pekiştiğini ifade etti.
Erhürman’ın konuşmasında eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğü, demokrasi, refah, güvenlik ve barış gibi evrensel değerlerin Kıbrıs Türk halkının da hakkı olduğunun açıkça vurgulandığını belirten Şahali, Cumhurbaşkanı’nın hem iç reformlara hem de çözüm arayışlarına yönelik kararlı bir mesaj verdiğini söyledi.
Şahali açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
''Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın dün yaptığı konuşmayı çok büyük bir dikkatle dinledim. Doğrusu, ilk izlenimim adeta bir toplum sözleşmesi niteliğinde olduğuna ilişkindi. Nitekim cumhurbaşkanlığı konuşma metninin tamamını yayımladı. Bir kez daha dikkatle, satır satır okudum. Dinlerken ne düşündüysem, okuduktan sonra da düşüncem pekişti. Bu gerçekten bir toplum sözleşmesiydi.
Örneğin Sayın Cumhurbaşkanı, “Eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğü, demokrasi, refah, güvenlik ve barış tüm halkların olduğu gibi Kıbrıs Türk halkının da hakkıdır. Bu hakları güçlendirmek için ülkemizde gerekli reformları hayata geçirmeye, halkımızı dünyayla ve uluslararası hukukla buluşturmaya; aynı zamanda adada ve bölgede kalıcı istikrar ve barışı sağlamak amacıyla çözüm arayışlarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.” diyerek hem bugünün arızalarından kurtulup çağdaş değerleri bünyemize katmaktan hem de Kıbrıs Sorunu’nun çözümü için isteklilik ve kararlılıktan geri durmayacağını söylüyor. Buna kim ne diyebilir ki!
Kıbrıs Sorunu’nun özüne dair söyledikleri de kendini buna taraf sayanların tamamına gönderilmiş çok güçlü mesajlar içeriyor. Örneğin; “Kıbrıs Türk halkı bu adanın eşit kurucu ortağıdır. Çözümden hiçbir zaman kaçmadık ama hakkımızdan azına da asla razı olmayacağız.” derken, eşitliğimizin ve bu eşitliğin ifadesi olan haklarımızın altını çizerek, bunlara yeniden erişeceğimiz bir çözümü sağlamak için çalışacağını belirtiyor. Hele, “Varlığımızı, kimliğimizi ve çocuklarımızın geleceğini kimsenin insafına bırakmayacağız. Masadaysak çözüm içindir; masanın dışında ise dünyanın her yerinde haklarımızı savunmayı sürdüreceğiz. Biz bu topraklarda vardık, varız ve çok daha güçlü koşullarda var olmaya devam edeceğiz.” derken bir toplum liderine yakışanı yaparak yurduna ve halkına karşı sorumluluğunun ne olduğunu açıkça ilan ediyor. Dahası, bu görevin hiçbir koşul ve muhataptan etkilenmeden yerine getirileceğine dair çok güçlü bir duruş sergiliyor.
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın seçim süreci öncesinde, sırasında ve şimdi söylediklerinin tamamen aynı olduğunu gösteren bir başka kısım yine dünkü konuşmasında yer almaktaydı:
“Kıbrıs Türk halkı, siyasi eşitliğinin pazarlık ya da al-ver konusu yapılacağı, zaman sınırlaması olmayan, bugüne kadarki müzakere süreçlerinde defalarca teyit edilmiş yakınlaşmaların yok sayılacağı ve daha önce yaşandığı ve en açık biçimiyle Annan Planı referandumlarında görüldüğü gibi uzun bir sürecin sonunda Kıbrıs Rum Liderliği’nin retçi tutumuyla karşılaşılması halinde hiçbir şey olmamış gibi bugünkü statükoya geri dönülecek bir süreci kabul etmemektedir.” dediği konuşmasında Sayın Erhürman, buna Kıbrıslı Rum liderden gelen karşılığa da yanıt vererek şöyle diyor:
“Bunlar, lanse edilmeye çalışıldığı gibi benim ya da Kıbrıs Türk halkının ‘ön şartları’ değildir. Bunlar çözüm iradesine sahip ve bu iradesini defalarca kanıtlamış olmasına karşın çözümün gerçekleşmesini sağlayamamış bir halkın bunca yıllık deneyimden sonra ortaya koyduğu çözüm metodolojisinin unsurlarıdır ve çözüm isteği konusunda samimiyet varsa, bu böyle kabul edilmelidir.” Cumhurbaşkanmızın bunu söyleyerek aslında, çözüme istek konusunda samimiyet testinin kapının ardında olduğuna işaret ettiğini düşünüyorum.
Tüm bunlar ışığında söylenebilir ki, Kıbrıslı Türkler’in dünyaya konuşan en gür sesi Sayın Erhürman, 15 Kasım’da Kıbrıs’a ilgi duyanların tamamının posta kutularına birer mektup bıraktı…''
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Bizi Facebook'ta takip edin!
mykibris.com'u Facebook üzerinden takip edin, son paylaşımlardan haberdar olun.



























Yorum Yap
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.
Tüm Yorumlar