Rum ve Yunan Bakanlar, AB'nin "Türkiye'ye karşı ortak cephe" kurmasını istedi

Rum ve Yunan Enerji Bakanları, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın “denizde yeni emrivakiler yaratmaya çalışmakla" suçladıkları Türkiye’nin, Libya mutabakat zaptı ya da Suriye mutabakatı gibi taleplerine karşı Avrupa Birliği’nde (AB) ortak cephe kurması gerektiğini iddia etti.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Libya Ulusal Petrol Kurumu (NOC) arasında, Libya'da 2 boyutlu sismik araştırma yapılması amacıyla 25 Haziran'da imzalanan mutabakat zaptını 'kabul edilemez, yasadışı ve temelsiz' olarak nitelendiren Yunanistan, konuyu AB Zirvesi'nin sonuç bildirgesine taşımıştı.

Alithia’nın haberine göre, Rum Enerji Bakanı Yorgos Papanastasiu ile Avrupalı Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) Başkan Yardımcısı, Avrupa Milletvekili, Çevre, Enerji ve İklim Değişikliği Bakanı Yannis Maniatis, “Türkiye’ye karşı ortak cephe” talebini dün “Nisiro (İncirli adası) Diyalogları” isimli organizasyondaki konuşmalarında dile getirdi.

MANİATİS: SURİYE İLE MUTABAKAT OLASILIĞINA TÜRKİYE-AVRUPA ANLAŞMAZLIĞI OLARAK YAKLAŞILMALI

Habere göre, Maniatis, Türkiye-Libya mutabakat zaptı türünde bir Türkiye-Suriye Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) mutabakatı imzalanması olasılığına, “Türk-Yunan" ya da "Türkiye-Kıbrıs" anlaşmazlığı olarak değil, "Türkiye-Avrupa" anlaşmazlığı olarak yaklaşmak gerektiğini öne sürdü. Maniatis, bu konuda AB Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas nezdinde girişimde bulunduğunu da söyledi.

Papanastasiu ise Türkiye’nin denizde emrivakiler yaratmaya çalıştığını öne sürerek, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın Avrupalılardan da talepleri olması gerektiğini belirtti.

"GSI, AVRUPA'NIN PROJESİ"

Yunanistan-Güney Kıbrıs-İsrail arasında kabloyla elektrik bağlantısı projesi (Great Sea Interconnector/GSI) konusuna değinen Maniatis, AB tarafından 650 milyon euronun üzerinde finansman sağlanan projenin AB’nin enerji güvenliği projesi olarak tanımlanması gerektiğini savunarak, Rum ve Yunan hükümetlerini bu yönde inisiyatif almaya çağırdı.

Maniatis, “Proje Kıbrıs’ın ya da Yunanistan’ın değil Avrupa’nın projesidir ve Avrupa’dan suskunluktan vazgeçmesini bekliyoruz.” diyerek, 15 Temmuz’da gerçekleştirilecek Enerji Bakanları Konseyi’nde bu konuyu gündeme getireceğini açıkladı.

Papanastasiu ise Güney Kıbrıs’ın enerji konusunda dayandığı bacakları, "Güney Kıbrıs’ta elektrik enerjisini ekonomik açıdan sürdürülebilir hale getirecek bir ekosistem, bir ortam oluşturmak; bölgede bir istikrar ortamı yani jeopolitik istikrar yaratmak; sözde Rum MEB’i içerisindeki hidrokarbonları değerlendirmek" ve "AB içerisindeki enerji bağlantısı bulunmayan tek ülke olmamak" şeklinde sıraladı.

Papanastasiu “Kıbrıs, askeri gücü olmayan bir ada olduğundan, hidrokarbon programını ilerletebilmek için sırtını daha çok Yunanistan’ın sahip olduğu olanaklara ve paralelinde, kendi ekonomik yöntemleriyle büyük ülkelerden destek alabilen büyük enerji şirketleriyle kurdukları ekonomik ittifaklara yaslıyor” ifadesini kullandı.

Sözde “Rum MEB’indeki” 10’uncu parselde Exxon Mobil tarafından dün tamamlanması beklenen Pegasus hedefinde başarılı bir sondaj yapıldığını da söyleyen Papanastasiu, sondaj sonuçlarının bugün şirket tarafından resmen açıklanmasının beklendiğini söyledi.

Politis ise, Papanastasiu'nun dünkü konuşmasında, Rum Enerji Düzenleme Kurulu’nun (RAEK), Güney Kıbrıs ve Yunanistan GSI projesinin uygulanmasında anlaşmazlık içerisinde değil, ortak cephede görünmesi için beş yıllığına toplam 125 milyon euronun ciro edilmesine olanak tanıyacak kararı alacağını söylediğini yazdı.