
Peker’in iddiaları… KKTC Narkotik düğmeye bastı
21 Haziran 2021
Güncelleme: 21 Haziran 2021
Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürü Tarkan Kızıltuğ, Sedat Peker’in uluslararası uyuşturucu ticareti ve uyuşturucu parasının KKTC’de aklanmasına yönelik iddialarıyla ilgili, “Yürüttüğümüz geniş çaplı bir soruşturmamız var” dedi.
Türkiye'de siyasi deprem yaratan, iddiaları dünyada da yankılanan organize suç örgütü liderliğinden mahkumiyeti bulunan Sedat Peker’in 7’inci videosundaki “uyuşturucu ve kara para” iddialarıyla ilgili sorularımıza yanıt veren Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürü Tarkan Kızıltuğ, KKTC’de geniş çaplı soruşturma başlatıldığını açıkladı.
“Suçlu babamın oğlu olsa tanımam” diyen Kızılltuğ, uluslararası uyuşturucu trafiğinde KKTC’nin bulunduğu nokta, kara para ve uyuşturucu ile mücadele konularında sorularımıza yanıt verdi. Kızıltuğ ayrıca, “miligram yakalanması” ile ilgili eleştirileri de yanıtsız bırakmadı.
Uluslararası uyuşturucu trafiğinde, KKTC limanlarının kullanılmadığına işaret eden Kızıltuğ, “KKTC’yi de içine alan uluslararası uyuşturucu konularını ele alan devam eden bir soruşturmamız var” dedi.
“Eğer bizden en tepedeki adamı yakalamamız isteniyorsa, buradan siyasilere ve halka mesajım, polisimizin elini güçlendirecek yasaların biran evvel meclisten geçirilmesi” diyen kızıltuğ, “telefon dinleme yasası”nın çıkarılmasını istedi.
Yaklaşık iki yıl önce “Rüşvet alma, görevi kötüye kullanma” gibi birçok suçtan yargılanan Mali Polis Müfettişi Gülay Bayram Çekici hakkındaki soruşturmayı yürüten ve o dönemler Başmüfettiş olan Tarkan Kızıltuğ, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğü’ne terfi etmişti.
Uluslararası uyuşturucu ticaretinde, KKTC ne konumda?
Öncelikle KKTC, bu uluslararası uyuşturucu rotalarının neresinde? Buna bakmak lazım. Eroin üretiminin neredeyse tamamı ‘altın hilal ülkeleri’ olarak tanımlanan İran, Pakistan ve Afganistan’dan yapılıyor. Özellikle 2001 yılında ABD’nin Afganistan’ı işgalinden sonra eroinin üretiminde ciddi bir artış gözlemlendi. Afganistan’dan da ihracat var. En büyük kullanıcı Avrupa’da. Eroin karayolu ile İran üzerinden Türkiye, Balkanlar ve Avrupa’ya gidiyor. Karadeniz rotası da var. Karadeniz’den Kafkas ülkelerine ve Avrupa’ya.
Bir de Doğu Akdeniz rotası var. Bu, Suriye ve Irak’taki terör koridorunu kullanan kaçakçılar, Suriye limanlarından gemilerle Avrupa pazarına açılıyor. Bu üç rotada KKTC bulunmuyor.
Diğer taraftan Türkiye, hem pazar için hedef ülke hem de transit ülke konumunda. Dolayısıyla, Türkiye pazarına düşen eroin, KKTC’ye de gelebiliyor.
Kokain rotalarına bakacak olursak, ana üretici. Kolombiya, Şili, Venezüella gibi Güney Amerika ülkeleri. Avrupa pazarına girecek olanlar, gemilerle Belçika ve Hollanda limanlarından Avrupa’ya giriyor.
PEKER'İN İDDİALARI…
“YÜRÜYEN BİR SORUŞTURMA VAR”
Sedat Peker, 7’inci videosunda KKTC’nin uyuşturucu trafiği ve uyuşturucu paralarının aklanmasında önemli bir noktada olduğuna dair iddialarda bulundu. İsimler verdi. Bu iddialarla ilgili bir soruşturma başlattınız mı?
Sedat Peker, ne iddiada bulundu? “Avrupa’daki yakalanmalardan sonra bu ticaret yön değiştirdi. Akdeniz’e geliyor. Akdeniz’de 25-30 metrelik yatlarla Suriye, Lazkiye limanlarına giriş yapıyor” dedi. Örnek de verdi. “Ortadoğu’da kokain Avrupa’dan daha pahalı. Güzergâh değişmiş” şeklinde bir iddiası oldu.
İstanbul’a giren bir uyuşturucu, bir yöne giderse Avrupa’ya, başka yöne giderse Ortadoğu’ya gidecek. Türkiye Anavatanımız, kokain rotasında Avrupa’daki merkez ülke haline getirilmeye çalışılıyor.
Böyle iddialar var. Kara para aklanılmasından, uyuşturucu ticaretinden bahsediliyor. Çok geniş kapsamlı olarak bir soruşturma başlatılmış durumda.
Şu şahıs, bu şahıs olarak değil, KKTC’yi de içine alan uluslararası uyuşturucu konularını ele alan devam eden bir soruşturmamız var.
Herhangi bir uluslararası birimle çalışma yürütüyor musunuz?
“En yakın olarak, Türkiye Cumhuriyeti ile. Tanınmamışlığın verdiği bir pozisyonumuz var. Orada ciddi anlamda bir iş birliğimiz var. Diğer uluslararası birimlerle Türkiye üzerinden gerekli irtibatı kurmaya çalışıyoruz. Devam eden bir araştırma olduğu için, içeriğiyle ilgili daha fazla bilgi veremem.
“UYUŞTURUCU GÜNEY’DEN GELİYOR, BUNU DA 20 KIBRISLI TÜRK YAPIYOR”
“Ancak maalesef, en büyük dezavantajımız sınır komşumuz Güney Kıbrıs. Orayla, bir iletişimsizlik söz konusu. En büyük sorunlarımızdan biri KKTC’de suç işleyip Güney Kıbrıs’a kaçan kişiler var. Güney Kıbrıs’tan KKTC’ye kilolarca uyuşturucu gönderiyorlar. Bunlar Kıbrıslı Türk. 20 kişilik bir liste yaptık. Oradaki adli makamlara gönderdik. Bu kişilerle ilgili, tedbir alınsın-yakalansın, bize teslim edilsin diye, hiçbir adım gelmediği gibi, bu şahıslar da faaliyetlerini artırarak maalesef devam ediyorlar.”
KKTC narkotik polisi, en çok “miligram yakalamakla” eleştiriliyor. “KKTC polisi neden uyuşturucu baronlarını yakalayamıyor?” şeklinde sorular soruluyor…
Bunun cevabını az önce verdik. En büyük uyuşturucu satıcıları Güney Kıbrıs’ta yaşıyor şu an. Hepsi de Kıbrıslı Türk. Oradaki Rus, Rum, Arap kökenli uyuşturucu tacirleriyle işbirliği yapmış, örgüt kurmuş durumdalar. Hepsini onlar yolluyor. İki ülke arasındaki siyasi sorunlar nedeniyle, biz Güney Kıbrıs’a bir şey yaptıramıyoruz. Netice alamıyoruz.
Miligramlarla ilgili eleştiriye gelecek olursak, istatistiklerimizi de yayınlandık. Bu yıl yakalamada %50 bir artış oldu. Buna baktığınız zaman, narkotik polisinin içicilerle uğraşmadığının bir göstergesi. Bugün hemen hemen basına çıkan her suçlu satış suçuyla mahkemeye çıkıyor.
Yakalananlar aracılar genelde. Kilolarca getirmiş patronlar değil…
Baktığınız zaman, kilolarca yakalamalarımız da var. Bunlar aracılar değil.
Açıklanan rakamlar, 5 ayda toplam 8,4 kilogram civarı. Bunların 6.8 kilosu hintkeneviri…
Halkımız nasıl bakıyor? Tonlarca uyuşturucu mu yakalanması gerekiyor KKTC’de. Hayır. Baktığınızda nüfusa, bu nüfusun ne kadarı uyuşturucu kullanır? Ne kadarı yakalanmıştır? Bunlar hesaplanırsa zaten, başarı kendini gösterir. Avrupa’ya gidecek bir eroin sevkiyatı gibi düşünmeyin. 1-2 ton.. Öyle bir şey ülkemize kesinlikle giremez. Arz talep meselesi…
Yakaladığınız uyuşturucuları nasıl imha ediyorsunuz? Basınla paylaşılmıyor bu…
Uyuşturucunun türüne göre imha süreci değişiyor. Ağır tip uyuşturucular eroin, kokain gibi olanlar, polis gözetiminde laboratuvarda imha ediliyor. Hint keneviri türü uyuşturucular da, dosyalar bittikten sonra mahkeme kararı açıklanıp, müsadere edildikten sonra, bunlar Polis Müdürü ile birlikte iki subay tarafından yakılarak imha ediliyor.
“TEPEDEKİ ADAMI YAKALAMAK İÇİN, TELEFON DİNLEME YASASI ÇIKMALI…”
Uyuşturucu daha çok Güney’den geliyor diyorsunuz. Ancak “Limanlardan Türkiye’den gelen de var” demiştiniz. Ülkeye ne şekilde sokuluyor.
Birçok yöntem var. En fazla tırlar içinde, gemi içerisinde. Bir de mültecileri getiren kaçak teknelerle geliyor. Yasadışı göçmenleri getiren kaptanların beraberinde geliyor. Bu şekilde tespitler de var. Bu Türkiye üstünden gelen yöntem. Bir de Güney Kıbrıs’taki kara sınırlarından kaçak olarak geçip, buradaki tedarikçilere ulaştırıyorlar.
“Uyuşturucu ile mücadelede, halkımız polisimizi yetersiz buluyor” gibi bir şey söylediniz. Halkımızın polis sayısını da göz önünde bulundurması gerek. 1900 polis içerisinde Narkotik ve Kaçakçılığı önleme biriminde 40 polis görev alıyor. Bu 40 kişiyle bir mücadele aslında.
Eğer bizden en tepedeki adamı yakalamamız isteniyorsa, buradan siyasilere ve halka mesajım, polisimizin elini güçlendirecek yasaların biran evvel meclisten geçirilmesi lazım.
Bunlar hangi yasalar?
Bir, telefon dinleme yasası. Bütün dünya teşkilatları, telefon dinlerken, organize bir örgütün şemasını oluşturabilir. En tepedeki şahsın kim olduğunu… Aksi takdirde bir isim atarsınız, ‘baron budur’ diye, ispat et dendiğinde de öylece bakakalırsınız.
“ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ YASASIYLA ÖNÜMÜZ KAPATILDI”
Yasası yok ama telefonlar dinlenmiyor mu?
Asla telefon dinleme gibi bir şey söz konusu değil. Telefon dinleme olsaydı, bu başarının kat kat misli olurdu. Eğer dinlemeye kalkarsan ki, öyle bir teknik imkân da yok. Kafalarda soru işareti kalmasın. İki telefon şirketi var. Tek dinleyebilecek onlar. Bu suç zaten. Özel Hayatın Gizliliği Yasası’yla önümüz kapatıldı. Yargıç kararıyla, polisin telefon dinleme yapabilmesi lazım.
Dinlemenin nereye kadar bir sınırı olabilir? Nerede kişisel haklar ihlal edilmez? Buna nasıl karar verilecek?
Bunun çerçevesi çizilir. Onun kararını verecek olanlar biz değiliz. Mahkemeler, sivil toplum örgütleri polis teşkilatı oturur, bu iş nasıl güvenli bir şekilde yapılır, nasıl suiistimal edilmez, bu ortak bir akılla ortaya koyulur ve ona göre yapılır. Amaç organize suç örgütleri ile mücadeledir.
“BABAMIN OĞLU OLSA TANIMAM”
Herhangi bir baskı geliyor mu?
Ben geçen yıl temmuz ayında atandım müdür vekili olarak. Hemen arkasından Sayın Polis Genel Müdürümüz Ahmet Soyalan da temmuz ayında atandı. Bizimle bir toplantı yapmıştı, orada herkese bir mesaj vermişti, “Kim isterse olsun, ne isterse olsun uyuşturucu ve kaçakçılık işinde olan kişi ne sıfatla olursa olsun, gereğini yapacaksınız. Babamın oğlu olsa, çocuğum olsa bana söylemeyin, tutuklayın gereğini yapın” dedi. Ben de aynı düsturla hareket ediyorum. Yasadışı faaliyette bulunan kişi kim olursa olsun gözünün yaşına bakmam.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
İLGİLİ HABERLER
Bizi Facebook'ta takip edin!
mykibris.com'u Facebook üzerinden takip edin, son paylaşımlardan haberdar olun.
































Yorum Yap
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.
Tüm Yorumlar