Mevlid Kandili yaklaşırken: Hz. Muhammed'in sünneti

14 Ekim 2021

Güncelleme: 14 Ekim 2021

A
A

Uz.PDR A. Vahap Gültekin, Hazreti Muhammed'in doğum günü olan Mevlit Kandili dolayısıyla kaleme aldığı yazıda, sünnet konusunu değerlendirdi.

ZgotmplZ

Hazreti Muhammed'in dünyaya teşrifi dolayısıyla hicri rebiyülevvel ayının 12'nci günü idrak edilen Mevlit Kandili, İslam dünyasının önemli gün ve geceleri arasında yer alıyor.

Sözlükte "doğum yeri ve zamanı" anlamına gelen mevlit, İslam kültüründe özellikle Hazreti Muhammed'in doğumunu, bu kapsamda yapılan törenleri ve yazılan eserleri ifade etmek için kullanılıyor.

Mevlid Kandili 17 Ekim 2021 Pazar günü idrak edilecek.

Uz.PDR (Psikolojik Danışma ve Rehberlik) A.Vahap Gültekin, gün dolayısıyla Hazreti Muhammed'in sünneti üzerine bir yazı kaleme aldı.

HZ. MUHAMMED'İN SÜNNETİ

"Hamd ve sena medih ve minnet Rabbimiz, Halikımız, Seyyidimiz Efendimiz olan Hazreti Allah’a olsun ve O’na mahsustur.

Salât ve selam,  Kalplerimizin Sevgilisi, Akıllarımızın Muallimi, Nefislerimizin Terbiyecisi, Ruhlarımızın Sultanı olan, Hz. Muhammed Mustafa (asm) olsun.

Binler selam ve muhabbetimiz siz okuyup istifade eden kardeşlerimize olsun.

17 Ekim Pazar günü kutlayacağımız Mevlid kandilinizi şimdiden kutlarım. Peygamberimizin doğumunu anmak ve insanlığa getirdiği güzel ahlakı, zarif davranışı, üstün kişiliği ve insanlığa getirdiği özgürlüğü ve huzuru elde etmemize vesile olmasını Rabbimizden niyaz ederim.

Her dönemin kendi ihtiyaçları vardır, hatta bu ihtiyaçlar maddi, manevi, ahlaki ve sosyolojik olmaktadır. Hususen bu zamanda, Müslümanların Kur’an’dan ve sünnetten uzaklaştığı, bunun neticesinde manevi sarsıntı ve sıkıntılara gark olduğu, toprağa düşen yağmur taneleri gibi ayrı ayrı düştüğü bir zamanda, Peygamberimizle alakalı bir çalışma ve araştırma çalışmaların en güzeli olacağı kanaatindeyim.

Ben bu yazımda sizlerle Peygamberimizin (SAV) sünneti üzerine yazmak istiyorum. Günümüzde insanlık büyük bir buhran (sıkıntı) geçiriyor. Her tarafta harpler var. Her tarafı zulüm ateşleri kaplamış. Her tarafta kan ve gözyaşı sel olmuş akıyor. Güçlü olan zayıf olanı eziyor. Her tarafı ahlaksızlık istila etmiş. Herkes kendi şahsi menfaatini düşünür olmuş.

Bu vaziyetin asıl sebebi, Kâinatın Efendisinin tam manasıyla tanınmaması, hakiki şahsiyetinin bilinmemesidir. Onu hakiki manada sevmemek, getirdiği esaslara ve düsturlara lakayt (kayıtsız)kalmaktır. Çünkü Bediüzzaman hazretleri şöyle söyler: ''Kâinattan Muhammed (ASM)’ın nuru çıkartılsa, gitse kâinat manen vefat eder.''

Onu hakiki manada anlamadıkça, sevmedikçe hayat bahşeden düsturlarını kendimize rehber edinmedikçe, içinde bulunduğumuz bu sarsıntı ve sıkıntılardan kurtulmamız mümkün değildir. Nasıl ki 1400 küsur sene önce Arap yarımadası, içinde bulunduğu cehaletten ve vahşetten, onun getirdiği hidayet nuruyla kurtulduysa, inşallah bizler de içinde bulunduğumuz bu sarsıntı ve sıkıntılardan maddi ve manevi hastalıklardan O’nun (SAV) nuruyla kurtulabiliriz.

Ayet-i Kerimede diyor ki: ''Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.''

Allah’a (Celle Celalühü) imanınız varsa elbette Allah’ı seveceksiniz. Madem Allah’ı seversiniz, Allah’ın sevdiği tarzı yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise Allah’ın sevdiği Peygamberimize benzemekle olur. Ona benzemek ise onun yaptığı gibi yapmaktır. Ne vakit O’na tabi olsanız, Allah da sizi sevecek, bağışlayacak ve esirgeyecektir.

Sonsuz şükürler olsun ki Allah bizi böyle bir peygambere ümmet kıldı. Bu insanlık onun mesajına ne kadar muhtaç!

Bugün Suriye’de, Irak’ta, Filistin ve Gazze’de, Arakan’da, Somali’de keza Doğu Türkistan ve Keşmir’de, Libya’da ve maalesef bugünlerde Yemen’de sıkıntı içinde olan kardeşlerimiz ve Kıbrıs’ta bizler, hepimiz, onun bize getirdiği nur ekseninde birlik ve beraberliğe ne kadar muhtacız!

Kopmuş bir tesbihin taneleri gibi her biri bir tarafa savrulmuş olan İslam coğrafyasını bir araya getirmek için her zamankinden ziyade Efendimizin getirdiği dine ve sünnetlerine tabii olmak ve onun yaşadığı gibi yaşamaya mecburuz ve muhtacız.

Sadece Müslüman olarak bizler değil tüm insanlık Peygamberimizin getirdiği inanç esasları ve yaşam tarzına her geçen gün daha da ihtiyaç duymakta.

Şimdi gelin hep beraber Peygamberimizin dünyayı şereflendirdiği şu günün hürmetine O’nu daha yakında tanımak için bir seferberlik başlatalım.

Hayırlı Kandiller."

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar