"İSG kültürünün oluşturulması için devlet, işveren ve çalışan camia birlikte sorumluluk almalı"

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği (İSG-BİR), 4-10 Mayıs "İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası" dolayısıyla mesaj yayımladı.

İSG-BİR Başkanı Doç. Dr. Erkay Özgör'ün yaptığı açıklamada bu haftanın, çalışan sağlığını önceleyen ve toplum genelinde iş sağlığı ve güvenliği bilincinin artırılmasına yönelik önemli bir fırsat sunduğunu vurguladı.

İSG alanında gelişim için yasal zeminin güçlendirilmesi, denetimlerin artırılması ve risk değerlendirmelerinin etkin yapılması gerektiğini ifade eden Erkay Özgör, Çalışma Dairesi müfettişlerinin turizm alanında ilgili denetimlere başladığını, diğer sektörler için de planlamalarını yaptıklarını söyledi.

"ACİL DURUM PLANLARI OLUŞTURULMALI"

Çalışma Dairesi müfettişlerinin turizm alanında ilgili denetimlere başladığını belirten Özgör, diğer sektörler için de planlamalarını yaptıklarını aktardı.

Özgör, iş kazalarının önlenmesinde proaktif yaklaşımın temel olduğunu kaydederek, acil durum planlarının oluşturulması, tatbikatlarla desteklenmesi ve çalışanların sürece katılımının önemini işaret etti. 

"İSG EĞİTİMLERİ YALNIZCA YASAL BİR ZORUNLULUK DEĞİL, YAŞAMI KORUYAN BİRER ARAÇTIR"

"İSG eğitimleri yalnızca yasal bir zorunluluk değil, yaşamı koruyan birer araçtır." ifadesini kullanan Özgör, araştırmaların sahaya uygulanabilir hale getirildiğinde anlam kazandığını belirtti.

Özgör, bu kavramın yalnızca bugünü değil, gelecek nesilleri de kapsayan güvenli çalışma koşulları sağlama hedefi taşıdığını da vurgulayarak, İSG kültürünün oluşturulmasında devlet, işveren, çalışan ve akademik camianın birlikte sorumluluk alması gerektiğini belirtti.

Açıklamasında, dijitalleşme ve yeni teknolojilerin iş sağlığı ve güvenliğinde devrim yaratma potansiyeline sahip olduğunu da belirten Özgör, yapay zekâ, nesnelerin interneti ve giyilebilir teknolojilerin önemine işaret etti.