Dışişleri'nden Güney'e "haddini bil" tepkisi

Dışişleri Bakanlığı, Rum Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya tepki gösterdi.

Rumların yaptıkları açıklamada "haddi aşan" ifadeler kullandığını vurgulayan Dışişleri, "Rum tarafı, Kıbrıs Türk halkı adına konuşma hakkı olmamasına rağmen, Devletimiz ile Türkiye arasındaki ilişkilere dair Kıbrıs Türk Halkı adına yorum yapacak kadar ileriye gitmektedir." görüşünü dile getirdi.

NE OLMUŞTU?

Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile İsrail'in 29 Mayıs-2 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirdiği “Agapinor 2022” isimli ortak askeri tatbikatı yaptığı açıklamayla kınamıştı. 5 Haziran'da yapılan çıklamada, "Bu tür faaliyetler bölgede ihtiyaç duyulan istikrar ve huzur ortamının kurulmasını engelleyen unsurlardır." denilerek, İsrail'e de "GKRY'nin kışkırtıcı politikalarına destek vermekten vazgeçme" çağrısı yapılmıştı.

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı da, aynı gün yaptığı açıklamayla, Dışişleri Bakanlığı'nın, tatbikat konusundaki açıklamasını desteklediğini duyurmuştu. Açıklamada, "GKRY'nin bu tür eylemlerine ortak olan ülkeleri bir kez daha Kıbrıs Rum tarafının provokasyonlarına ve propagandalarına alet olmamaya çağırıyoruz." ifadelerine yer verilmişti

Rum Dışişleri Bakanlığı ise KKTC'den ve Türkiye'den yapılan açıklamalara 6 Haziran'da,  "Bölgede istikrarı sürekli bozan tek ülkenin, revizyonist yaklaşımıyla Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik her türlü çabamızı baltalamaya çalışanın Türkiye olduğu bir kez daha teyit edilmiştir. Bu tür eylemler, Türkiye'nin Kıbrıs'a karşı politikasını dayatma çabalarında araçsallaştırmaya ve rehin tutmaya çalıştığı Kıbrıslı Türklere de yöneliktir." yanıtını vermişti.

"RUM TARAFI KIBRIS TÜRK HALKI ADINA KONUŞAMAZ"

Güney'in açıklamalarına karşılık Dışişleri Bakanlığı'ndan dün (7 Haziran) yapılan tepki açıklamasında, şöyle denildi:

“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile İsrail tarafından düzenlenen 'Agapinor 2022' isimli askeri tatbikata ilişkin görüşlerimiz kamuoyu ile paylaşılmış, bunun akabinde Bakanlığımızın açıklamasının TC Dışişleri Bakanlığı tarafından da desteklenmekte olduğu Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından beyan edilmişti. Rum Dışişleri Bakanlığı tarafından konu ile ilgili yapılan ve Türkiye’yi hedef alan yazılı basın açıklamasında, haddini aşan ifadelere yer verilmiştir. Rum tarafı, Kıbrıs Türk halkı adına konuşma hakkı olmamasına rağmen, Devletimiz ile Türkiye arasındaki ilişkilere dair Kıbrıs Türk Halkı adına yorum yapacak kadar ileriye gitmektedir. Rum tarafının açıklaması, Anavatan Türkiye ile KKTC’nin sarsılmaz ilişkilerini bozamayacağını anlamayacak kadar modası geçmiş bir anlayışa sahip olduğunu göstermektedir. Sınır boyuna yüzlerce ağır silah mevzisi yerleştirmek; Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Papazlarına silah atış talimi yaptırmak; radar sistemi tedarik etmek; birçok ülke ile askeri tatbikat gerçekleştirmek; ikili askeri işbirliği anlaşmaları yapmak ve Kıbrıs Türk Halkının Doğu Akdeniz’deki haklarını ihlal eden tek yanlı faaliyetlerde bulunmak, GKRY’nin samimiyetsizliğini ortaya koyan eylemlerdir. Rum tarafının samimiyetsizliği 2004 referandumlarında da test edilmiştir. Rum tarafının tüm anlaşma önerilerini reddetmesinin tek amacı, Kıbrıs Türk Halkını izolasyon altında yaşamaya mahkum bırakmaktır. Kıbrıs Türk Halkı açısından Rum tarafının samimiyetsizliğini değerlendirmek için bahsedilen sebeplerin yeterli olduğu açıktır.   Rum tarafının, Kıbrıs Türk halkının görüşlerini ve hatta varlığını yok sayan tavrı ve Kıbrıs meselesindeki tek muhatabının Türkiye olduğu yanılgısıyla kamuoyunun algısını yönlendirmeye çalışması beyhudedir. Adanın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk Halkını temsil eden ve toprakları üzerinde tam egemenliği bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin var olduğu gerçeği değişmeyecektir.”