Anastasiadis'in önerileri siyasi partilerle paylaşılmadı: Kabul edilebilir değil!

1 Haziran 2022

Güncelleme: 2 Haziran 2022

A
A

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Rum lider Nikos Anastasiadis'in Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a gönderdiği müzakere davetinin Cumhurbaşkanlığı’nca reddedilmesinin kabul edilebilir olmadığını bildirdi.

ZgotmplZ
CTP Genel Merkezi
MYK Haber

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın kendisine iletilen 6 sayfalık mektupta yer alan önerilerin Cumhuriyet Meclisi’nin bilgisine getirmediği, siyasi partilerle de paylaşılmadan yapılan önerilerin “egemen eşitlik ve eşit statü”nün kabul edilmemesi gerekçesiyle ve hiçbir değerlendirmeye tabi tutulmadan reddedilmesini eleştirdi.

“İŞSİZLİĞİ AZALTACAK”

CTP’den yapılan açıklamada, “Bu yaklaşım Kıbrıs Türk toplumunu daha da yalnızlaştıracak, dünyadan daha da soyutlanmasına neden olacaktır.

Cumhuriyetçi Türk Partisi, Kıbrıs sorununun BM Güvenlik Konseyi parametreleri çerçevesinde iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitlik temelinde federasyonla mümkün olabileceğini öngörmektedir. Elbette bu çözümün gerçekleşebilmesi için de karşılıklı olarak kabul edilebilir olması gerekmektedir. Güven Yaratıcı Önlemleri ise Cumhuriyetçi Türk Partisi, kapsamlı çözüm hedefine ulaşmak için bir motivasyon aracı olarak görmekle birlikte, Kıbrıs Türk ekonomisinin kısa vadede nefes alabilmesine olanak sağlayacak önemli bir adım olarak değerlendirmektedir. Yapılan önerilerin hayata geçmesi halinde havaalanı ve limanlardan dünyaya ihracat kapısı açılacak, turizmde büyük atılımlar gerçekleşecektir. Bu da Kıbrıs Türk ekonomisin ayağa kalkmasını, insanımızın da alım gücünün yükselmesini, gençlerin bu adada kök salmasını sağlayacak ve işsizliği büyük oranda azaltacaktır” denildi.

“ÖNERİLER HAK VE ÇIKARLARIMIZI GÖZETİLEREK DEĞERLENDİRİLMELİ”

CTP açıklamasına şöyle devam etti:

“CTP, bahse konu mektubun içeriğine dair öncelikle tüm tarafların yer alacağı kapsamlı bir ön hazırlık ve istişare zemininin oluşturulması gerektiğini değerlendirmektedir. Bu süreçte BM Genel Sekreteri’nin sorumluluk üstlenerek geliştireceği bir yöntemle başlatılacak müzakerelerde hedef, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları ve parametrelerine bağlı iki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon zemininde kapsamlı bir ‘siyasi anlaşma’ olmalıdır. Geri dönüşü olmayan bir “çerçeve” niteliğinde olmak zorunda olan kapsamlı ‘siyasi anlaşma’, 11 Şubat 2014 tarihli ortak metinde yer alan prensipler, ayrıca BM Genel Sekreteri’nin belirttiği gibi aşamalı ve sonuç odaklılık ilkelerini içermelidir.

Bu bağlamda, Anastasiadis’in önerdiği GYÖ’ler, kapsamlı ‘siyasi anlaşma’ hedefine ulaşmak için bir kaldıraç etkisi yaratmak ve bu yolda Kıbrıs Türk ekonomisini güçlendirmek için, aynı zamanda toplumları motive etme noktasında ele alınmalı ve istişare edilmelidir.

Yapılacak istişarelerde, AB Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün de hiç gecikmeden yasallaşması sağlanmalıdır. Mağusa Limanı ve Ercan Havaalanı üzerinde devam eden Kıbrıs Cumhuriyeti yaptırımları kaldırılırken, 10. Protokolde düzenlendiği şekilde Rum Yönetimi’nin otoritesi Yeşil Hattın kuzeyinde herhangi bir yerde olmadığı gibi bahse konu limanlarda da olmayacaktır. Gerek Ercan’ın BM yönetimine, gerekse Mağusa Limanı’ndaki ticaretin AB yönetimine devredileceği koşullar, hak ve çıkarlarımızın gözetileceği şekilde istişare edilmeli ve netleştirilmelidir.

Deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla birlikte, AB’nin ciddi bir mali destek sağlayacağını taahhüt ettiği ve İsrail- Kıbrıs-Yunanistan arasında tasarlanan “Eurasia Interconnector” elektrik enterkonnekte projesi, çok daha hızlı ve ekonomik olarak revize edilmeli ve İsrail-Kıbrıs-Türkiye arasında gerçekleşecek şekilde yeniden şekillendirilmelidir. Böylelikle, Kıbrıs’ın bir bütün olarak yenilenebilir enerjiye dönüşümü mümkün olacak, AB Yeşil Mutabakatında belirlenen çevreci ve karbonsuz bir yaşama kavuşmuş olacaktır.

“AB AD-HOC KOMİTENİN YENİDEN CANLANDIRILMASI DA SAĞLANMALI”

“GYÖ’le ilgili istişareler yapılırken, Crans Montana konferansı sonrasında Rumların çağrısıyla dondurulan AB Ad-Hoc komitenin yeniden canlandırılması da sağlanmalıdır. Bu komitenin görevi, geçmişte olduğu gibi, kuzeyin AB müktesebatına ve Euro bölgesine dair uyum sürecini kolaylaştırmak olmalıdır.

GYÖ'lerin hedefi, Kıbrıs sorununun çözümüne engel olan siyasi irade eksikliğinin temel nedeni olan güvensizliği hafifletmek ve kapsamlı çözümün getireceği kazanımları tüm taraflara yaşatarak, kalıcı barış, istikrar, güvenlik ve refah için bu sonuçta hedeflenen kapsamlı çözüm planının kabulünü teşvik etmek olmalıdır.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar