Yabancı uyruklu işçilerle ilgili kararname: İş gücü piyasasında ağır bozulmalara yol açacak

İnsan Hakları Platformu (İHP), yabancı işçilerin yerli işçilere göre yüzde 40 daha düşük maaş almasına olanak tanıyan yasa gücünde kararnamenin geri çekilmesini talep etti.

Yeni düzenlemeye göre, 3'üncü ülkelerden getirilen yabancı işçilere sağlanan konaklama ve beslenme desteği karşılığında, bu işçilerin asgari ücretlerinden indirim yapılabilecek. Bu kapsamda; konaklama desteği için asgari ücretin yüzde 20’si, beslenme desteği için ise yine yüzde 20’si, olmak üzere toplamda asgari ücretin yüzde 40’ına kadar indirim uygulanabilecek. Düzenlemenin amacı, aynı işi yapan çalışanlar arasında, işverenin sağladığı ek desteklerden kaynaklanan ücret farklarını ortadan kaldırmak.

Platformdan yapılan yazılı açıklamada, işverenlere, "barınma ve yemek sağlanması halinde" yabancı uyruklu işçilere yüzde 40 daha düşük ücret ödeme hakkı tanıyan yasa gücünde kararnamenin, insan hakları normları, iş hukuku ilkeleri ve uluslararası yükümlülükler bakımından ciddi endişe yarattığı ifade edildi.

Açıklamada, bu düzenlemenin yalnızca yabancı uyruklu işçileri güvencesizliğe ve sömürüye açık hale getirmekle kalmayacağı, aynı zamanda insan ticaretinin yapısal koşullarını derinleştireceği, ayrımcılığı sistematikleştireceği ve iş gücü piyasasında ağır bozulmalara yol açacağı savunuldu.

2024 yılında Cypfruvex'te ortaya çıkan vakada, "barınma ve yemek" adı altında işçilere, insanlık dışı koşullar dayatıldığı hatırlatılan açıklamada, benzer uygulamaların, yasal zemine kavuşturulma riski söz konusu olduğu kaydedildi.

Açıklamada, kararnamenin anayasanın eşitlik ilkesine, İş Yasası’ndaki temel düzenlemelere, Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmelerine, Birleşmiş Milletler'in Palermo Protokolü'ne ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu belirtildi.

Düzenlemenin, yasa gücünde kararname ile yapılmış olmasının ayrıca kaygı verici olduğu ifade edilen açıklamada, "Meclis denetimi olmadan, böylesi temel hakları etkileyen bir düzenlemenin yürürlüğe konulması, hukuka uygunluk açısından da tartışmalıdır." denildi.

Devletin, insan ticaretiyle mücadelede üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, "sosyal kriz" uyarısı da yapıldı.