Üstel, Adıyaman'da: Yargının, kamu vicdanını tatmin edecek şekilde karar vereceğine inanıyoruz

İsias Otel faciasında kusuru bulunan kamu görevlilerine ilişkin davanın ikinci duruşması, bugün saat 10.30’da Adıyaman 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.

Duruşmada, otelin yapı ruhsatı verildiği dönemde Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Birimi’nde görev yapan kamu görevlileri yargılanıyor. Sanıklar arasında, dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, Plan Proje/İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış, daimi işçi Abdurrahman Karaaslan, 1993 yılı ruhsatında görevli İmar Müdürü Yusuf Gül ve Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş yer alıyor.

Kamu görevlileri hakkında, "bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçlamasıyla iddianame hazırlanmıştı.

Duruşma öncesinde mahkeme binası önünde açıklama yapan Başbakanı Ünal Üstel, İsias Otel davasının sadece geçmişin hesabını sormakla kalmadığını, aynı zamanda gelecekte benzer acıların yaşanmaması için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Üstel, “Eksiksiz ve tam bir adalet istiyoruz.” diyerek sürecin titizlikle takip edildiğini vurguladı.

Üstel, "Biz Türkiye Cumhuriyeti adaletine güveniyoruz. Yargının bu gerçekleri göz ardı etmeyeceğine ve kamu vicdanını tatmin edecek şekilde karar vereceğine inanıyoruz." dedi.

"BU ACI, HER VİCDAN SAHİBİ İNSANIN ORTAK YÜKÜDÜR"

Davayı Başbakan olarak değil, acıyı yüreğinde hisseden bir baba olarak izlediğini söyleyen Başbakan Üstel, İsias’ta toplam 72 kişinin hayatını kaybettiğini, kayıplardan 35’nin ise öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve aileleriniz olduğunu söyledi. Başbakan Üstel, “Bu acı, her vicdan sahibi insanın ortak yüküdür.” diye konuştu.

Depremde yitirilen çocukların herkesin evlatları ve ülkenin geleceği olduğunu ifade eden Üstel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Onlar bizim için sadece ‘Şampiyon Melekler ‘ değil; aynı zamanda adaletin, vicdanın ve insanlığın sembolü haline gelmişlerdir. Kıbrıs Türk halkı bu acıyı ilk günkü gibi yüreğinde taşımaktadır. Ailelerimizin gösterdiği sabır ve kararlılık ise hepimize örnek olmaktadır.”

Süreci, insani bir sorumluluk, vicdani bir görev ve hukuki bir takip bilinciyle yürüttüklerini anlatan Başbakan Üstel, Başbakanlık olarak, yaklaşık iki yıldır devam eden tüm dava süreçlerine verdikleri destek ve yaptıkları katkıların, konuya hangi çerçevede yaklaştıklarının somut kanıtı olduğunu söyledi.

"İHMALİN BEDELİ SADECE YIKILAN BİR BİNA DEĞİL, KAYBEDİLEN HAYATLAR"

Yaşananların sanıkların “bilinçli taksir” kapsamında değil; “olası kast”la yargılanmalarını gerektirecek düzeyde ağır ve zincirleme ihmaller sonucu olduğunu düşündüklerini vurgulayan Başbakan Üstel, bu davanın sadece geçmişin hesabını değil, geleceğin güvenliğini de ilgilendiren bir dönüm noktası olduğunu kaydetti.

Üstel sözlerini şöyle sürdürdü:

"Zira bu davadan çıkacak sonuç, ileride yaşanabilecek doğal afetlerin birer felakete dönüşmemesi için de caydırıcı ve belirleyici bir nitelik taşıyacaktır.

İhmalin bedeli sadece yıkılan bir bina değil, kaybedilen hayatlardır.

Biz Türkiye Cumhuriyeti adaletine güveniyoruz. Yargının bu gerçekleri göz ardı etmeyeceğine ve kamu vicdanını tatmin edecek şekilde karar vereceğine inanıyoruz."

Ünal Üstel, suçluların yasaların öngördüğü şekilde en ağır cezayı almasının sadece ailelere değil; bu milletin ortak vicdanına karşı da bir yükümlülük olduğunu vurguladı.

Hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına saygılarının tam olduğunu dile getiren Üstel, "Ancak adaletin hızla, tarafsızlıkla ve hakkaniyetle işlemesi yönündeki beklentimizi kamuoyu önünde ifade etmek de görevimizdir." dedi.

Üstel, başta Şampiyon Melekler olmak üzere, deprem felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine sabır, metanet ve güç diledi.