Tatar: Kıbrıs Türkü artık sahada kararlı ve eşit bir aktördür

Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne kavuştuğu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın 51. yılı, Lefkoşa’da düzenlenen resmi geçit töreniyle kutlandı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, harekâtın sadece geçmişin bir zaferi değil, bugünün de siyasi vizyonunu belirleyen dönüm noktalarından biri olduğunu söyledi.

Tatar, konuşmasında Rum liderliğinin uzlaşmaz ve maksimalist tutumunu sürdürdüğünü ifade ederek, Kıbrıs Türk tarafının tüm iyi niyetli iş birliği önerilerine rağmen karşılık bulamadığını vurguladı. Su, enerji ve geçiş kapıları gibi temel alanlarda Rum tarafının halen iş birliğini reddettiğini belirten Tatar, "Bu, yalnızca uzlaşmazlık değil, halkların ortak refahını engelleyen bir zihniyettir" dedi.

“ARTIK PASİF BİR NOKTADA DEĞİLİZ”

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk tarafının artık karşı tarafı ikna etmeye çalışan bir pozisyonda olmadığını, sahada eşit statüde kararlı bir aktör olarak yer aldığını belirterek, “Yeni vizyonumuzla Kıbrıs Türk halkı artık kendi yolunu çiziyor. Uluslararası platformlarda hakkımızı ve hukukumuzu savunmayı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM VURGUSU

Tatar, müzakerelerin ancak Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün kabulüyle yeniden başlayabileceğini hatırlatarak, Crans Montana'dan bu yana Rum tarafının masayı terk eden taraf olduğunu, buna rağmen dünya kamuoyunun buna sessiz kaldığını dile getirdi. Tatar, “3D olarak tanımladığımız doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temas taleplerimiz kararlılıkla devam edecektir,” dedi.

“1963’TE YAŞANANLAR TARİHİN UTANCIYDI”

Konuşmasında tarihî sürece de değinen Tatar, 1963’te başlayan “Kanlı Noel” olaylarının ve 1974’teki darbe girişiminin Kıbrıs Türk halkını yok etmeye yönelik olduğunu belirterek, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın bu saldırılara karşı meşru bir müdahale olduğunu ifade etti.

ULUSLARARASI GİRİŞİMLER VE TÜRKİYE İLE İŞ BİRLİĞİ

Tatar, konuşmasında Türk Devletleri Teşkilatı ve diğer bölgesel oluşumlarla sürdürülen diplomatik temaslardan da söz etti. Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan ekonomik protokolleri, Cumhuriyet Yerleşkesi ve fiber altyapı projelerini “gelecek vizyonunun ayak sesleri” olarak değerlendirdi.

“TÜRKİYE’NİN GARANTÖRLÜĞÜ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”

Tatar, bölgede artan jeopolitik gerilimler karşısında Türkiye’nin garantörlüğünün Kıbrıs Türk halkı için vazgeçilmez olduğuna dikkat çekti. Güney Kıbrıs’ın İsrail ve Fransa gibi ülkelerle kurduğu askeri ve siyasi ilişkilerin adada olası felaketlerin habercisi olabileceğini belirtti.

Konuşmasının sonunda Kıbrıs Türk halkının direnişinde yer almış liderlere, şehitlere ve gazilere şükranlarını sunan Tatar, “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramımız kutlu olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.