Tatar: Çözümün önündeki en büyük engel BM'nin Kıbrıs kararı

4 Mart 2024

Güncelleme: 4 Mart 2024

A
A

BM Güvenlik Konseyi'nin 4 Mart 1964 tarihli kararını eleştiren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu kararın çözümün önündeki en büyük engel olduğunu ifade etti. Tatar, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını azınlık statüsüne indirgemeye çalıştığını belirtti.

ZgotmplZ

Haber Merkezi

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 186 sayılı kararı, 4 Mart 1964 tarihinde 1116 numaralı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin toplantısında Birleşik Krallık, Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye ve Yunanistan hükûmetlerine danışılarak Kıbrıs adası üzerinde bir Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün kurulması karar verildi. Ayrıca Türkiye'ye yönelik olarak kararın 1. maddesinde "uluslararası barışı tehlikeye sokacak herhangi bir harekatın yapılmaması" istendi. Birleşik Krallık, Türkiye ve Yunanistan arasında arabuluculuk amacıyla bir özel temsilci atanması kararı alındı. Karar tüm üye ülkelerin evet oyu ile alındı.

TATAR, 60. YILINDA KARARI DEĞERLENDİRDİ

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Güvenlik Konseyi'nin 4 Mart 1964 tarihli kararının haksız ve siyasi olduğunu vurgulayarak, bu kararın çözümün önündeki en büyük engel olduğunu ifade etti.

Bu kararın, Kıbrıs Türk halkının haklarını ve egemenliğini yok saydığını belirten Tatar, Rum tarafının bu karardan güç alarak Kıbrıs Türk halkının haklarını ve egemenliğini yok saydığını söyledi. Ayrıca, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını azınlık statüsüne indirgemeye çalıştığını ve Türkiye ile Türk askerini adadan uzaklaştırmaya çalıştığını dile getirdi.

Tatar, Kıbrıs sorununun temel nedenlerinden birinin bu haksız ve siyasi karar olduğunu belirterek, bu kararın hâlâ yürürlükte olmasının Rum tarafını müzakereleri dinamitlemeye ve uzlaşmaz tutumunu sürdürmeye teşvik ettiğini ifade etti. Ayrıca, Kıbrıs sorununun çözümü için Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve uluslararası statüsünü garanti altına alan bir çözümün gerekliliğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, BM Güvenlik Konseyi'ne ve uluslararası topluma çağrı yaparak, Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşılabilmesi için bu haksız ve siyasi kararı sonlandırmalarını talep etti.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın açıklaması şöyle:

“Kıbrıs’ı bir Elen adası yapma  hedefiyle Akritas Planı doğrultusunda 21 Aralık 1963 tarihinde başlayan ve tarihte Kanlı Noel saldırıları olarak yer alan Rum saldırılarında halkımız katliamdan geçirilip, göçe zorlanırken, Kıbrıs Türk halkının eşit kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti de silah zoruyla  Rum devletine dönüştürülmüştü.

Soruna çözüm bulabilmek amacıyla Kıbrıs Türk ve Rum tarafları ile garantör ülkelerin katılımıyla 1964 Ocak ayında gerçekleşen Londra Konferansı da Rum-Yunan ikilisinin olumsuz tutumu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanırken, Rum saldırıları daha da yoğunlaşmış ve halkımız adanın yüzde 3’üne tekabül eden bölgelerde kuşatma altına alınmıştı. Garantör ülke olan Anavatan Türkiye bu saldırıları durdurabilmek ve halkımızın güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla 13 Şubat 1964 tarihinde BM Güvenlik Konseyi’ne başvuruda bulunur. 

Bunun sonucunda BM Güvenlik Konseyi üyeleri büyük bir aldatmayla ‘Önce Kıbrıs’a BM Barış Gücü’nü gönderelim, ateşkesi sağlayalım, sonra bu kararı değiştiririz’ diyerek, 4 Mart 1964 tarihli 186 sayılı karar alınır. Bu karara göre de Rum devletine dönüştürülen Kıbrıs Cumhuriyeti ‘Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti’ olarak tanınır.

Bu kararla uluslararası antlaşmalar ve hukuk kuralları ayaklar altında çiğnenirken, ABD’nin eski Kıbrıs Özel Temsilcisi Nelson Ledsky’nin yapmış olduğu açıklamayı da hatırlatmakta büyük yarar var. Ledsky yapmış olduğu açıklamada bu kararın ‘siyasi bir karar olduğunu’ teyit ederken, şöyle demişti;

‘1964 yılının dosyalarını incelettim. BM Güvenlik Konseyi’nce alınan bu kararın hukuki temellere dayanan bir karar olmadığını, siyasi mülahazalarla alınmış bir  karar olduğunu tespit ettim.’

Bu karar, halkımızın bütün hakları ile egemenliğini yok saymakta ve halkımızı Rum’un azınlığı yapmayı içermektedir.

Pek çok platformda, görüşmelerde ve son olarak da Antalya’da gerçekleşen Diplomasi Formunda da  bir kez daha belirtmiş olduğum gibi Kıbrıs sorununun  60 yıldan bu yana devam etmesinin  ana nedenlerinden biri bu haksız ve siyasi karar ile Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin  ‘Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti’ olarak hâlâ daha tanınmasıdır.  Rum tarafı bu haksız ve siyasi karardan güç alıp konfor alanını sağlamlaştırırken, uzlaşmazlığını sürdürmekte ve zamana oynamaktadır.

Bu karardan güç alan Rum tarafı Kıbrıs Türk halkının bütün haklarını ve egemenliğini yok saymakta ve halkımıza azınlık statüsü önermekte, ‘BM parametreleri’, ‘federal çözüm’ ve ‘sıfır asker, sıfır garanti’ dayatmalarıyla da Türkiye ile Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırılmaya çalışmaktadır. Bir kez daha belirtiyorum ki, bu dayatmalara asla boyun eğmeyeceğiz, devletimizden, egemenliğimizden, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden asla vazgeçmeyeceğiz.

Bu haksız ve siyasi kararın hâlâ daha yürürlükte olması nedeniyle kendisini ‘Kıbrıs’ın tek sahibi’ olarak gören  Rum tarafı 1968 yılından bu yana müzakere süreçlerini dinamitlemekte,  uzlaşmaz tutumu ile hakimiyetçi zihniyetini sürdürmektedir.  Bu karar ortada durdukça Rum tarafı hiçbir anlaşmaya yanaşmayacaktır.

Tüm bu nedenler ve özellikle Annan Planı ile Crans Montana görüşmeleri sürecinde yaşananlar,  federal temele dayalı bir çözümün  gerçekleşmesinin mümkün olmadığını bir kez daha gözler önüne sererken yıllardan beri devam eden dayatmacı statükonun sonlandırılması ve müktesep haklarımız olan egemen eşitliğimiz ve  eşit uluslararası statümüzün  tescili için yeni vizyonumuzu ortaya koyduk. Anavatan Türkiye tarafından da desteklenen  ve ‘Yeni Siyaset’ olarak adlandırılan bu vizyonumuz Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak olan egemen eşit iki ayrı devlete dayalı çözüm şeklidir. Yeni ve resmi müzakereler ancak bu temelde başlayabilir.

BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarihli ve 186 sayılı kararının 60’ıncı yıl dönümünde  tüm dünyaya ve BM Güvenlik Konseyine yeniden çağrıda bulunuyorum; Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşılabilmesini sağlayabilmek için Kıbrıs Türk halkını Rum tarafının azınlığı yapmayı içeren, insan haklarına ve uluslararası hukuka  aykırı olan  bu haksız ve siyasi kararı sonlandırın.”

BM BARIŞ GÜCÜ KIBRIS'TA 60 YILDIR VAR...

Kıbrıs'taki BM Barış Gücü, 1964 yılında Güvenlik Konseyinin kararıyla 796 askeri ve 65 polis personelinden oluşan bir güçle kurulmuştu.

Kıbrıs adası 1974'ten bu yana kuzeyde Türk ve güneyde Rumlar olmak üzere ikiye bölünmüş, 2004'te Kıbrıslı Rumlar, BM tarafından sunulan adanın iki parçasını birleştirmeye yönelik bir planı reddetmişti.

BM'nin en uzun süreli faaliyette bulunan barış gücü misyonlarından biri olan Kıbrıs'taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün görev süresi her 6 ayda bir uzatılıyor. 

1964'ten bu yana yaklaşık 186 BM personeli UNFICYP'de görev yaparken hayatını kaybetti.

2 Ocak 2024 tarihinde, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Tümgeneral Erdenebat Batsuuri'yi, Kıbrıs'taki BM Barış Gücü (UNFICYP) Kuvvet Komutanı olarak atadı.

30 Ocak 2024'te ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Kıbrıs'taki BM Barış Gücü'nün (BMBG) görev süresini, Kıbrıs Türk tarafının onayını almadan bir yıl daha uzatma kararı aldı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar