Rogers'tan uyarı: Yüksek öğretimin çökmesi ülke ekonomisinin çökmesi demek

Bağımsız Milletvekli Jale Refik Rogers, MYKibris.com Haber Müdürü Ramazan Adnan'ın sunumuyla Ada TV'de ekrana gelen "Masada" programına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“HÜKÜMETİN GERÇEK GÜNDEMİ TOPLUMUN SORUNLARI DEĞİL”

 Son dönemde ülkede birbirini ardına yaşanan sahtecilik ve yolsuzluk soruşturmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Rogers, hükümetin sorunların üzerine gitmek yerine bunları görmezden geldiğini ve yapay gündemler peşinde koştuğu eleştirisinde bulundu. Jale Refik Rogers, şunları kaydetti:

“Hükümet edenlerin hiçbir şekilde topluma cevap verme, topluma şeffaflıkla yaptıklarını anlatma gibi bir gayesi yok, yani benim net olarak gördüğüm bu. Toplumun faydasına, toplumu rahatlatacak, toplumda güvenliği ve asayişi arttıracak, kamu kurum ve kuruluşlarına çeki düzen vererek kaliteyi arttıracak, gerçek anlamda her alanda tesis edilecek bir düzen kurmak gibi gündemlerinin olmadığını görüyorum. Meclis kürsüsünden anlatıyoruz ama öyle niyetleri yok zaten. Birçok defa tekrara düştüğümüzü de görüyorum ve bunun için de üzülüyorum. Bir şeyi ortaya atıyorlar, onu tartıştırıyorlar ama aslında hâlâ daha yapılmayan icraatlar, halkın beklediği hizmetler duruyor.”

Halkın geçim derdinde olduğunu ve çok ciddi bir pahalılığını söz konusu olduğuna vurgu yapan Rogers, “Bununla beraber, bütün kamu kurum ve kuruluşlarımız dökülüyor, her birinin içi her geçen gün boşalıyor, liyakat yerlerde. Kamu kurumlarında aslında tanıdığımız veya bir yakınınız olmadığı sürece iş yapmamız her geçen gün zorlaşıyor.” ifadelerini kullandı.

“YÜKSEK ÖĞRETİMİN ÇÖKMESİ ÜLKE EKONOMİSİNİN ÇÖKMESİ DEMEK”

“Yüksek öğretimin çökmesi aslında bizim ülkemizde ekonominin çökmesi demek.” diyen Rogers, tüm sektörler için denetimin şart olduğunu ancak hükümetin buna yanamadığı belirterek, şunları dile getirdi:

“Yüksek öğretim ciddi anlamında piyasayı besleyen ve ayakta tutan bir alan ve şu anda ortaya çıkan sahte diploma kriziyle gündemde. Ülkemizin en öncü ve el üstünde tuttuğumuz eğitim kurumu Doğu Akdeniz Üniversitesi borç batağı içerisinde. Bizim bunlara odaklanmamız gerekiyor. Üniversitelerde denetimlerin artırılmasını hep söylüyoruz. Ali Pilli, Sağlık Bakanı olduğu dönemde demişti; Biz denetim yapamayız… Öyle bir kabullenmişlik vardı. Yürütmede olan birisi olarak ve denetim yapmaktan yetkili bir kişi kişi olarak genel olarak hükümetin böyle bir tavrı olduğunu görüyoruz.

Reçete krizi benzer bir konuydu. Belli kişiler değil de bütün eczaneler, bütün reçeteler soruşturmaya açıldığı için keşmekeşe sebebiyet verdi. Gene olan halka oldu. Halk şu anda, ilacını cebinden ödeyerek almak zorunda kalıyor, birçok hekim Sosyal Sigorta reçetesi yazmayı reddediyor.”

“BU ÜLKEYE BU KADAR ÜNİVERSİTE FAZLA…”

Ülkede 23’ü aktif, 12’si açma izni olan üniversite olduğunu kaydeden Rogers, “Ülkemizde bugüne kadar yaklaşık 30 tane üniversite açma izni verildi. Bu kadar küçük yüz ölçümünde 30 tane üniversite açma izni zaten hiçbir şekilde sürdürülebilir değildir.” dedi.

“65 BİN ÖĞRENCİNİN 25 BİNİNİN MUHACERET KAYDI VAR”

Sektörün dijital dönüşümle denetlenebilir ve kurumlar arası bilgi erişimine açık hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Bağımsız Milletvekli Jale Refik Rogers, hükümetin bu konuda adım atmak zorunda olduğunu kaydetti. Rogers, şöyle devam etti:

“Dijital bir sistemimizin olmaması gerekir özellikle yüksek öğrenimde. YÖDAK’ın üniversitelerin verilerine dijital olarak ulaşması söz konusu değil. İçişleri Bakanı Dursun Oğuz'a sorduk, verilere baktığımızda yaklaşık 65 bin öğrenci olduğu ama sadece 25 bininin muhaceret kaydını yaptığı görünüyor. Aslında gene devlet eliyle bir ihmal söz konusudur çünkü bunu da zorlayacak olan, bu yaptırımı uygulayacak olan gene İçişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Üniversiteye kaydedilen her öğrencinin bu sisteme de kaydedilmesini aslında zorlaması gerekecek olan, yaptırımı uygulayacak olan gene yürütmede olanlardır.  Şu anda hükümette olanların gerçekten hiçbir bahanesi yok diye düşünüyorum. Çünkü 4 yıl oldu aslında, aynı üç parti belki işte sandalyeler değişiyor, görev değişiklikleri yapılıyor ama aslında aynı zihniyet bizi 4 senedir yönetiyor ve aslında istikrar da en sevdikleri sözcüklerden bir tanesi ama herhangi bir konuda istikrar görmüyoruz.”

“SORUNLARI DÜZELTMEK İÇİN NİYET VE VİZYON OLMASI GEREKİYOR”

“Düzgün bir veri tabanı sistemiyle YÖDAK’ın da Milli Eğitim Bakanlığı’nın üniversitelerin de birbirini görebileceği sistemler yapılarak, bu takiplerin şeffaflıkla yürütülmesi gerekiyor. Şeffaflıkla bunu yapmayacak üniversitelere de yaptırım uygulanması gerekiyor. Bunun için gerekli yasal düzenlemelerde eksiklikler varsa o yasal düzenlemeleri yapmak o zaman da Meclis’e düşüyor ama önce bunları düzeltmek için bir niyet, bir vizyon olması gerekiyor.

Çarpık bir sistemi düzeltmek çok kolay değil ama bebek adımlarıyla da bile olsa niyeti olduktan sonra onlar yavaş yavaş düzene girer ama bizde yapılan iyi şeylerin bile aslında zamanla bozulduğu görüyoruz. Bu zihniyetle bir şey olmaz pek de mümkün değil.”

“ÇAĞDAŞ TOPLU TAŞIMA OLSA ARABA KULLANMAK İSTEMEM”

Mevcut sorunlara ek olarak toplu taşımanın da acil çözüme kavuşturulması gerektiğini belirten Jale Refik Rogers, konuyla ilgili şunları paylaştı:

“Bu ülkenin en büyük sorunlarından bir tanesi de toplu taşımacılığın eksikliği ve bu maalesef gündem bile değil. Bu kadar arabayı kaldıracak yol da yok. Ayrıca insanlar maaşının büyük bir bölümünü arabayı kullanmaya ayırmak zorunda kalıyor, bu başlı başına ciddi bir sorundur. Çağdaş ülkelerde insanlar toplu taşımayla işine gider veya işte bisikletle de gider, ama biz de zaten o da çok tehlikeli olur.

Çağdaş bir sistemle toplu taşımayı kullanabilecek olsam, hiç araba kullanmak istemezdim şahsen. Güney Kıbrıs'ta bir uygulama var, indiriyorsunuz, nereden nereye gitmek istediğinizi yazıyorsunuz ve size işte hangi duraktan hangi otobüsün alıp, saat kaçta kalkacağına kadar söylüyor.

Şu anda ülkede turist bile olsanız ve uzun süre kalmanız gerekiyorsa. Araba kiralamanız ya da taksi kullanmanız gerekiyor, ücretleri de biliyorsunuz. Sağ direksiyon olmamız sebebiyle kazalara da sebebiyet verenler olabiliyor.”

“BİREY OLARAK SEÇME ALIŞKANLIKLARIMIZI GÖZDEN GEÇİRMELİYİZ”

Ülkede muhalefetin tüm çabasına rağmen hükümet kaynaklı sorunların yaşanmakta olduğunu ifade eden Rogers, seçmenin de yaşananları göz önünde bulundurması gerektiğini ve bireysel değişimin de gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

“Son seçimde de, halihazırda hükümette olanları, aynı çoğunluğu yönetime getirdik. Bizlerin de her bir birey olarak seçme alışkanlıklarını da tekrardan gözden geçirmesi önemli. Bir değişim istiyorsak, bu değişimin her birimizden başlaması gerekiyor. Aynı kişileri seçerek, bu ülkeye 30 yıl, 40 yıldır bakanlık, milletvekilliği yapmış kişileri seçerek, onların 40 yıldır yapmadıklarını şimdi yapmalarını beklemek de ‘Ölü gözünden yaş beklemek olur.’ diye düşüyorum.”

“FEVRİ HAREKETLER YAPMAMAYI ESKİ BAŞKANIMDAN ÖĞRENDİM, ACELE DAVRANMIYORUM”

Halkın Partisi’nden olaylı ayrılığı sonrası bağımsız milletvekili olarak yoluna devam eden Jale Refik Rogers, hakkında çıkan siyasi iddialara ilişkin de temkinli konuştu. Rogers, sözlerini şöyle noktaladı:

“Halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekiliyim, dolayısıyla da halkın bana verdiği bu görevi, bu sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorum. Söylentiler oluyor, akışına bıraktım, değerlendiriyorum.

Genetik uzmanıyım zaten, mesleğime de dönmem her zaman bir opsiyon olabilir. Siyasete devam da edebilirim ama bunu da artık birazcık zaman gösterecek. Fevri hareketler yapmamayı eski başkanımdan da öğrendim çok iyi bir şekilde, o yüzden ben çok acele davranmamaya çalışıyorum ve birazcık da belki yoğurdu üfleyerek yiyerek, şu anda en iyi şekilde görevimi yapmaya çalışıyorum.”