"Halk, 'Tatar'ın denizinde boğulmamak için Tufan yılanına sarılmak istemiyoruz' diyor"

19 Eylül 2025

Güncelleme: 20 Eylül 2025

A
A

Bağımsız cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, cumhurbaşkanlığı seçimini MYK Haber'e değerlendirerek, seçimin bir referandum olarak; iki aday arasında değil, kendisinin temsil ettiği değerlerle biatçı anlayış arasında olduğunu belirtti.

ZgotmplZ MYK Haber

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 19 Ekim’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde bağımsız aday olan Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, ülkenin mevcut durumunu ve cumhurbaşkanlığındaki icraati değerlendirdi.

Bir cumhurbaşkanın neler yapması gerektiğine ilişkin görüşlerini dile getirerek, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, hükümet ve Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) adayı Tufan Erhürman’ı eleştiren Hasgüler, tüm bunları ve cumhurbaşkanı olduğu takdirde yapacaklarını MYK Haber’e anlattı.

“Uluslararası ilişkiler” uzmanı, akademisyen olan Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, cumhurbaşkanlığının temsili bir makam olarak, toplum liderliği vasfıyla öne çıkıyor olsa da, tüm cumhurbaşkanlığı seçimlerinin "kendi konjonktürü içinde bir referandum niteliği taşıdığını ve seçimde ülkede yaşananların muhasebesinin yapıldığını" ifade etti.

"GENÇLİK YURDUNA İNANCINI KAYBETMİŞ... 50 YIL ÖNCE BÖYLE DEĞİLDİ"

Hasgüler, bir ülkedeki insanların bu muhasebesini yitirmeye başladığında, o memlekette “asabiyet” diye nitelendirdiği, ortak kader birliği, dayanışma duygusunun da zayıfladığını dile getirerek, şunları ifade etti:

“Kuzey Kıbrıs toprakları içinde bulunan insanlar kimliklerinin kaybolduğunu, yok edildiğini, bırakın otantik Kıbrıslıları, buraya sonradan yerleşmiş göçmenlerimiz de bu çatı altında mutlu olmadıklarını çocuklarının düzgün eğitim, sağlık hizmeti alamadıklarını, devletin bu yurttaşlar arasında kökenine bakılmaksızın ayrımcılık yaptığını söylüyorlar, torpil mekanizmasını insanların gözüne sokuyorlar. Gençliği yurduna inancını kaybetmiş… 50 yıl önce bu böyle değildi.”

"ÜLKEYİ BU HALE GETİRENLER Mİ BU SORUNLARI ÇÖZECEK? MÜMKÜN DEĞİL"

Ülkedeki moral değerlerin çöküşünün birinci sorumlusunun Ulusal Birlik Partisi, ikincisinin CTP olduğunu söyleyen Hasgüler, “Bu ülkenin sorunlarını bunlar mı çözecek? Mümkün değil.” dedi.

Bu sorunlar baş gösterdiğinde, toplum lideri olarak cumhurbaşkanının istifa etmesini bilmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Torpilin, adaletsizliğin, gençlerin bu ülkeden kaçışının, kadınların ayrımcılığa maruz kalmasının, devlet okullarına aç, kahvaltı etmeden giden öğrencilerin sorumluluğunu duymayan bir cumhurbaşkanlığı makamı olmaz olsun, öyle bir cumhurbaşkanına bizim ihtiyacımız yoktur.”

Hasgüler, Ersin Tatar’ın bu şartlarda aday bile olmaması gerektiğini kaydederek, Tufan Erhürman’ın da soru işaretleri olan başbakanlık süreci geçirdiğini ve aslında toplumun yarısının bu iki adaya güvenmediğini ileri sürdü.

Yöneticileri halka karşı sadakat duygusundan yoksun olmakla suçlayarak, yaptıkları propagandanın "reel" (gerçekçi -ed.) olmadığını, kendi söylemlerinin ise reel olduğunu savunan Hasgüler, federasyon veya iki devletlilikten hangisi söylenirse söylensin Kuzey Kıbrıs’ın çökmüş bir devlet olduğunu iddia ederek, hükümet ve bakanlık programlarının tamamen Türkiye’den “copy-paste” (kes-yapıştır -ed.) olduğunu kaydetti.

“HALK, ‘TATAR’IN DENİZİNDE BOĞULMAMAK İÇİN TUFAN YILANINA SARILMAK İSTEMIYORUZ’ DIYOR”

Toplumun yarısının, bahsettiği bu iki adaya da güvenmediğini öne süren Hasgüler, halkın “Tatar’ın denizinde boğulmamak için Tufan yılanına sarılmak istemiyoruz.” dediklerini kaydederek, “Çünkü bu siyasetler, bütün sınavlardan başarısız olmuştur.” diye konuştu.

“TÜRKİYE’YE BİAT MI EDECEĞİMİZİN, YOKSA ULUSLARARASI HUKUKA MI DÖNECEĞİMİZİN SEÇİMİ”

“Bütün meselenin, kendisinin daha önce dile getirdiği ‘Türkiye’ye biat mı edeceğimiz, yoksa uluslararası hukuka mı döneceğimizin seçimi’ sözleriyle ifade ettikleri midir?” sorusuna Hasgüler, seçilirse bisikletiyle Rum lider (Nikos) Hristodulidis’e gideceğini ve uluslararası medya önünde Kıbrıs’ın o gün değişmeye başlayacağını kaydetti.

Yapmak istediğinin Türkiye ile KKTC ilişkilerini yok etmek olmadığını belirterek, bu ilişkileri saygın temele oturtarak, kendine yeten yeten, demokrasisinden ve siyasetçisinin halkına duyduğu sadakatten tatmin olan bir Kuzey Kıbrıs yaratmak olduğunu söyleyen Hasgüler, “Buna kim niye itiraz etsin ki?” dedi.

“KIBRISLI TÜRKLERİN BUGÜN EN BÜYÜK GÜVENLİK SORUNU CUMHURBAŞKANLARIDIR”

Kıbrıslı Türklerin bugün en büyük güvenlik sorununun cumhurbaşkanları olduğunu, Rumlar’dan önce Ersin Tatar’ın görevi süresince yaptıklarının güvenlik sorunu haline geldiğini öne süren Mehmet Hasgüler, emlak, kapılar ve benzer sorunların basiretsizlikten ortaya çıktığını ifade ederek, “Biattan kastım bu” dedi. 

"ANLAŞMALARDAN DOĞAN HAKLARIMIZI ARKAMIZA ALMAK ZORUNDAYIZ"

Hasgüler, şöyle devam etti:

“3 ülke garantörlüğünde bizi müstemlekeleşmekten çıkaran 59-60 anlaşmalarına atıf yapmanın kime ne zararı olur? Bunlar kolektif haklarımız. Dünyaya açılmanın basamakları, hukuki temeli orada... Bizim hukuki kişiliğimizi ve Birleşmiş Milletler’e üye halk olduğumuzu gösteriyor. Buna yüzümüzü döneceğiz ve arkamıza alacağız, almak zorundayız... Bunları yok sayan, görmezden gelen bir anlayışla bu ülke daha nereye gidecek? Türkiye’nin çıkarları da garantörlük statüsünde bu anlaşmalara sahip çıkmaktan geçiyor… Biz o hakları talep edersek, BM’nin buradaki statüsünü tartışmaya açarsak, Kıbrıs Rum egemenlerinin bu anlaşmalar kendileri için yapılmış gibi göstermelerini uluslararası toplum nezdinde kırmaya başlarız.”

Hasgüler, ayrıca Türkiye’ye rağmen değil, halka rağmen Ersin Tatar’ın bu işleri nasıl yaptığının sorulması gerektiğini söyledi.

“ÜLKEDEKİ SİYASETÇİ TİPİ İSTİSMARCI… BU ANLAYIŞ AHLAKSIZLIKTIR”

Mehmet Hasgüler, ülkedeki siyasetçi tipinin istismarcı olduğunu kaydederek, bir tarafın Türkiye’yi anavatan diyerek, bir kesimin de barış ve çözümü istismar ettiğini ifade etti, “Bu siyaset anlayışı ahlaksızlıktır” dedi.

Seçimin Ersin Tatar ile Tufan Erhürman arasında değil, kendisinin temsil ettiği; halka sadakat, kendi kararını kendi veren, 'anavatanım Kıbrıs’tır' diyen anlayışla diğer taraftaki biatçı kültüre ait anlayış arasında olacağını ileri süren Hasgüler, “Bu referandumdur. Türkiye ile ilgisi yoktur” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN HAK VE ÇIKARLARI KIBRISLI TÜRKLER’İN HAKLARIYLA ÇATIŞMAZ, ÇAKIŞIR”

"Türkiye’nin hak ve çıkarları, burada Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarıyla çatışmaz, çakışır” diyen Hasgüler, Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarını talep edip, federasyon tezinin Türk tezi olarak mücadelesini verdiği takdirde, etkili diplomasi yürütüp, Maraş’ı merkeze koyarak çözüm üretebileceklerinin altını çizdi.

“59 - 60 ANLAŞMALARI KIBRISLI TÜRKLER’İN LOZANI’DIR”

1959-1960 Anlaşmaları’nı Kıbrıslı Türklerin “Lozan’ı” olarak tanımlayan ve bu anlaşmalar bayraklaştırılmazsa burada kalıcı olunamayacağını belirten Mehmet Hasgüler, görevinin Türkiye’yi ikna etmek olduğunu vurgulayarak, “Buna hazırım, ikna edebilirim” dedi.

“BU EĞRİ İLE DOĞRU ARASINDAKİ BİR SEÇİM”

Ülkedeki büyük sorunların hepsini çözeceklerini, bunlara ilişkin ilgili projelerinin hazır olduğunu ve geniş bir ekiplerinin bulunduğunu kaydeden Hasgüler, “Bu seçim, kötü yöneticilerle iyi yönetmeye aday olanlar; doğruyla eğri arasındaki seçimdir.” dedi.

“ULUSLARARASI MÜKTESEBAT İLE YÜRÜYECEĞİZ”

Hasgüler, “Biz uluslararası müktesebatın bizi nereye götüreceğini Türkiye ile beraber, Kıbrıslı Türklerin desteğiyle göreceğiz. Biz yürüyeceğiz Türkiye destekleyecek.” diyerek, halkın ülkeye olan inancını kaybetmemesini temenni etti ve “Kimse kaygılanmasın, kimse geleceğinden şüphe duymasın” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar

İlginizi Çekebilir