Denktaş, "İktidarı kaybetmeyi göze alamayan hükümet erken seçime gitmez" dedi ve ekledi: Ama ihtiyaç var

15 Şubat 2024

Güncelleme: 15 Şubat 2024

A
A

DP eski Genel Başkanı Denktaş, üçlü hükümetin iktidarı kaybetme ihtimali nedeniyle erken seçime yanaşmayacağını, buna rağmen, "müdahalesiz" bir erken seçime ihtiyaç olduğunu kaydetti.

ZgotmplZ MYK

Denktaş Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı, Demokrat Parti (DP) eski Genel Başkanı Serdar Denktaş, ülkede bir erken seçim olasılığı görmediğini belirtti.

Denktaş, üçlü hükümetin iktidarı kaybetme ihtimali nedeniyle erken seçime yanaşmayacağını söyledi.

Serdar Denktaş buna rağmen, "müdahalesiz" bir erken seçime ihtiyaç olduğunu da ekledi.

“İKTİDARI KAYBETMEYİ GÖZE ALAMAZLAR, ERKEN SEÇİME DE GİTMEZLER AMA İHTİYAÇ VAR”

MYKibris.com Haber Müdürü Ramazan Adnan'ın sunumuyla Ada TV'de ekrana gelen "Masada" programına katılarak, konuyla ilgili soruları yanıtlayan DP eski Genel Başkanı Serdar Denktaş, şunları söyledi:

“Erken seçim olasılığı görmüyorum, böyle bir şeye hazır değil diye inanıyorum iktidar partileri. Çünkü kendi hataları nedeniyle hiçbir şey yapmadan, nerdeyse tek başına başa gelebilecek güce yanaşan bir sol kesim var. Bunu göze almayacaklar ve ısrarla, inatla devam edecekler diye düşünüyorum. Ama ‘İhtiyaç var mıdır yeni bir seçime?’ sorusuna cevabım ‘Evet vardır.’ Müdahalesiz, gerçekten insanların baskıyla değil, hükümetlerden, siyasilerden gelecek, işte ‘Oyunu bize ver de, senin kızcığı işe alalım.’ baskısıyla değil, ‘Düğünüme, sünnetime gelmişti, onun için bunlara vereceğim.’ oy yaklaşımıyla değil, ‘Onlar Rumcudur, bunlar milliyetçidir.’ gibi bir yaklaşımla değil. Çünkü bu ülkede o Rumcu, Türkçü hikayesi çok tartışıldı geçmiş yıllarda, ama 63’te, 74’te mevzide solcusu da vardı, Özker Özgür'ü de vardı, Allah rahmet eylesin, (Mustafa) Akıncısı da vardı, (Derviş) Eroğlusu da vardı. İş vatan koruma noktasına geldiğinde, kimsenin geri duracağı yoktur. Bir kesim ama geleceğimizi Kıbrıs'ta bir çözüm sonrasında görmektedir, çözümü hepimizin istediği çok açık. ‘İstemeyen taraf Rum tarafı, gelin hep birlikte bu istemeyen tarafı ifşa edelim dünyayadır’ yaptığım çağrı. İnşallah başarırız, inşallah gelirler aklı selime ve bunu hep birlikte dünyaya anlatmaya başlarız.”

DP eski Genel Başkanı Serdar Denktaş (sağda), 13 Şubat Salı akşamı, MYKibris.com Haber Müdürü Ramazan Adnan'ın sunumuyla Ada TV'de ekrana gelen "Masada" programına katıldı.
“DOĞRUNUN YANINDA OLMAYA ÇALIŞIYORUM”

Serdar Denktaş, dörtlü toplantı çağrısı, yerel seçimde sol parti adaylarına desteği ve Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin eylemlilik süreci başlattığı yürüyüşe katılması ile ilgili de açıklamalarda bulundu. “Doğru yapılan bir şey olduğunda ses veriyorum veya o çıkan sese gidip destek veriyorum.” diyen Denktaş, şöyle konuştu:

“Dörtlü bir toplantı (Haziran 2022) istemiştim, orada Tufan (Erhürman) Bey katılmadığı için devamı gelemedi o toplantıların. Aslında keşke katılsalardı bir sonraki adım diğer partileri de çağırarak devam etmek olacaktı ama mümkün olmadı.

Belediyelerde Karaoğlanoğlu'na gittim (Girne Bağımsız Belediye Başkan Adayı) Zeki Çeler’e destek verdim, Lefkoşa’da (LTB Başkanı) Mehmet Harmancı'ya destek verdim,  Gönyeli’de (Gönyeli Alayköy Belediye Başkanı) Hüseyin Amcaoğlu’na destek verdim. Bu işi iyi yapabileceğine inandığım kişilere gittim, destek vermeye çalıştım karınca kararınca…

CTP’nin (27 Ekim 2023'te) düzenlediği yürüyüşte ki, dış politika hiç konuşulmadığı orada çünkü temel farklılığımız sağ-sol dediğimiz şeyle dış politika derim ama Kıbrıs sorununa bakış açımızdır. Orada da Kıbrıs sorunuyla ilgili bir şey konuşulmadı, içte yaşanan sıkıntılar konuşuldu ama ve son derece olgun bir konuşma yaptı Erhürman. Dolayısıyla orada bulundum evet, doğru bir şeydi çünkü. Sıkıntıda halkımız, bir umutsuzluk var, bir umursamazlık var, doğru bir şeye destek vermek lazım ama geçen bütçe görüşmeleri esnasında hükümet apar topar ‘kara para’ ile ilgili bir yasa geçirdi örneğin ona destek verdim, doğru olduğunu gördüm çünkü. İnşallah doğru uygulanır, yasa doğru da uygulaması inşallah doğru olur demekteydim.

Yani doğrunun yanında olmaya çalışıyorum. Bu sağdır soldur, filanca partidir, filanca düşüncedir diye bakmıyorum olaya. Parti başkanıyken de aslında hep böyle, daha bir birleştirici daha bir, iki kanattan çıkan aykırı sesleri yumuşatıcı, uzlaştırıcı bir tavır sergiledim. Misyonu budur partinin diye hareket ettim hep, şimdi de farklı bir şey yaptığım yok, yani aynı çizgide yürüyorum.

Şu eleştiri yapılır bana, ‘Güzel konuşuyorsun da bunları niçin yapmadın iktidardayken?’ Kardeşim, 3 tane 5 tane milletvekiliyle, koalisyonların içerisinde, üstelik bir buçuk yılı da aşmayan sürelerle görev yaptık. Milletvekili ve bakanlık döneminde, bu konuştuklarımın birçoğunu gündeme getirdim ama gündem yapamadık, bu eksiklikleri ben kabul ediyorum ama uğraşmadığımı kimse iddia edemez. Başkanlık sistemini 85’ten beridir savunanlardanım, hiç kimse savunmazken savunmaktaydım. Birçok yeniliğin üstüne evet yapamadığım çok şey var ama yaptığım da çok şey var ve birçok yeniliğin, ilkin altına da imza atan bir siyasi sürecim var. Tabii bunu bilenler ve hatırlayanlar var, bunu bilip hatırlamak istemeyenler var, bunu hiç bilmediği için farklı konuşanlar vardır. Dolaşarak insanlara anlatarak, sizin gibi arkadaşların programlarına katılarak kendimizi ifade etmeye ve anlatmaya devam edeceğiz.”

“BENİ DP’DEN UZAKLAŞTIRMA POLİTİKASI GÜDÜLDÜ”

Serdar Denktaş, 22 yıl genel başkanlığını üstlendiği Demokrat Parti (DP) ile yollarının ayrılması ve mevcut durumla ilgili de açık konuştu:

“Demokrat Parti’den kopmadım, parti yönetiminin o dönem destek vermemesi nedeniyle, elbette kırıldım. Sonraki süreçte hükümet kuruluşunda örneğin, gidip koalisyon görüşmelerinde destek verdim, ikinci bakanlığı aldım kendilerine. Ama hiçbir şekilde bir talepleri, ‘Başkan falanca konuda ne düşünürsün?’ gibi bir sorgulama, ‘Gel bize şu konuda bir tecrübelerini aktar.’ gibi bir talep, bir istek hiç gelmedi, aksine uzaklaştırmak politikası güdüldü bir şekilde, ben de buna ses çıkarmadım, sessiz kaldım, çünkü başkanlığı devrederken söylediğim bir söz vardı, ‘Merak etmeyin arkadaşlar, -genel kurulumuzda söylüyorum bunu- ben Demokrasi Parti'de, Derviş Bey'in Ulusal Birlik Partisi’nde davrandığı şekilde davranmayacağım. Bir şey isterseniz bir şey talep edersiniz, gelirsiniz sorarsınız, elimden geldiğince yardımcı olurum ama siz talepte bulunmadığınız müddetçe benim yapabileceğim bir şey yok, işlerinize karışmam.’ demiştim, o şekilde davranmaya devam ettim ama görüyorum ki Demokrat Parti bizim kurduğumuz, hayatımın 28 yılını harcadığım noktadan çok uzaklaşmış ve o da beni üzüyor.”

“ARTIK TÜM PARTİLERE EŞİT MESAFEDE BULUNMAM DAHA DOĞRU”

Yeniden DP’ye dönüş ihtimalinin gündeminde olmadığını vurgulayan Serdar Denktaş, üstü kapalı siyaset üstü bir görev beklentisini dile getirdi:

“Bu yaştan sonra benim artık her partiyle eşit mesafede bulunmam daha doğru olur. Her partide dostlarımız arkadaşlarımız var. Şu güzelliği yaşadım, 32 yıl siyasette bulundum ama her partili milletvekiliyle, çok tartışmalar yaşamamıza rağmen, iyi bir dostluk kurabildim. Sendikalarla çok kavga ettiğimiz halde, çok iyi dostluklar kurabildik. Bugün telefonu kaldırıp aradığımda herhangi bir milletvekili gibi bakanı, saygıyla cevabımı alıyorum, sendikalarla aynı şekilde. Niçin, çünkü sadece direktif veren bir durumda değildim, dinleyen, anlamaya çalışan, empati kuran, özellikle sendikalarla yaptığımız toplantılarda bir yaklaşımım oldu ve dediğim gibi karakterimdir yani öyle yetiştim herhalde, daha uzlaşmacı bir yaklaşımım vardır her zaman konuya. Kamplaştırma alışkanlığım yoktur, ne ülkede ne ülke dışında, onun getirdiği bir sonuçtur herhalde ve bunun için de çok mutluyum.”

“ÇÜRÜMENİN KAYNAĞI MEVCUT SİSTEM, ÇÖZÜM BAŞKANLIK”

Kurumlarda artan “yolsuzluk” olayları ile ilgili değerlendirmede de bulunan Denktaş, sorunun kaynağının mevcut sistem olduğunu savundu. Parlamenter sistemin değişmesi gerektiğini ve istikrara ihtiyaç olduğunu kaydeden Serdar Denktaş, sözlerini şöyle noktaladı:

“Çürümenin kaynağı sistem. Denetleyemiyoruz. Kurulan parlamenter sistem dediğimiz sistem, işlerlik kazanamadı, denetleyici bir parlamento olamadı hiçbir şekilde. Oy uğruna birçok değerler yitirildi. Bir müddet sonra ‘Ya işte oy için, bunu yaparsa baştaki bakan, milletvekili vesaire, ben de niçin bundan faydalanmayayım.’ diyen bir bürokrat kesim de oluştu. Tenzih ederim düzgün çalışmaya uğraş verenleri ama bu bir gerçek ve yavaş yavaş o çürüme baştan aşağı doğru ve aşağıdan yukarı doğru, nasıl isterseniz koyun, yoğunlaştı.

Esas sıkıntı nedir biliyor musunuz; bürokraside işini gerçekten bilen üst düzey eleman kalmadı. Geliyor bir müsteşar, 1-1.5 sene bir bakanla görev yapıyor, sağını solunu tam öğrenmişken de artık işe yarayacak bir şeyler yapacak, hızlanacak işler, bakan değişiyor. aynı parti bir başkasına atıyor, aynı partinin atanmış yeni bakanı, bütün kadroyu değiştirip kendi adamlarını koyuyor, bu sefer o başlıyor sağınızı solunu öğrenmek için uğraş vermeye ve işler tabii ki tıkanıp kalıyor. Bütün bunların yarattığı boşlukta istismar edenler var mıdır, evet vardır. Bu istismarları önleyecek kurum neresidir; Personel Dairesi’dir, Maliye Bakanlığı’nın Maliye Teftiş Kurulu’dur. Başbakanlık’ta da kuruldu bir teftiş kurulu o birilerine görev vermek içindir, başka bir şey değil, Sayıştay vardır, Ombudsman vardır. Bunlar düzgün çalıştırılsa, yönetim tarafından izin verilse de çalıştırılsa, ‘Aman ha bu benim partilimdir, buna dokunma.’ anlayışının dışına çıkılsa, birçok şey, küçük toplumumuzu erkenden dağılırız, küçük toplumuz çok erken de toparlanır, doğru yola gireriz.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar