"Bakan tek başına bir dönemde 16 üniversiteye izin verdi, toplum sadece 5'ini tanıyor"

24 Temmuz 2025

Güncelleme: 24 Temmuz 2025

A
A

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, yükseköğretim alanında yaşanan sorunlarla ilgili düzenlediği basın toplantısında, "Kalite ve nitelik anlamında 23 üniversitenin varlığından bahsetmek pek mümkün görünmüyor." dedi.

ZgotmplZ

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, yükseköğretimin uzun bir süredir ciddi bir kriz eşiğinde olduğunu belirterek, eğitim alanındaki yaşanan sorunlara dikkat çekti. Ercan Hoşkara, özellikle Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde (DAÜ) yaşanan olumsuz gelişmelerin hükümet tarafından derhal müdahale edilmesi gerektiğini vurguladı.

DAÜ-SEN, Lefkoşa'daki Eziç restoranında düzenlediği basın toplantısında, DAÜ'deki protokoller ve yükseköğretim alanında yaşanan gelişmeleri masaya yatırdı. Toplantıya, DAÜ-SEN Yürütme Kurulu üyeleri Hamit Caner, Mustafa Rıza ve Ulaş Gökçe de katıldı.

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, hükümet ile sendika arasında 4 Nisan 2024 tarihinde imzalanan protokolün uygulanmadığını belirterek, bu konuda Başbakan Ünal Üstel'e bir mektup yazmıştı. Mektupta, KKTC'li öğrencilerin, 3'üncü ülkelerden gelen öğrencilerden daha fazla harç ödediği ve bu durumun üniversite için ciddi bir tehdit oluşturduğu ifade edilmişti. Ayrıca, yükseköğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı'nın da hayata geçirilmediğine dikkat çekilmişti.

 

Söz konusu iddialara yanıt veren Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, DAÜ-SEN’in açıklamalarını "talihsiz" ve "kuruma zarar verici" olarak nitelendirmişti. Özcenk, DAÜ’nün mevcut zorlu süreçten yalnızca tüm paydaşların ortak akıl ve sağduyu çerçevesinde hareket etmesiyle çıkabileceğine vurgu yaparak, yapıcı diyaloğun önemini vurgulamıştı.

 

Özcenk,"DAÜ'nün politik malzeme yapılması kabul edilemez." diyerek, üniversitelerinde alınan tüm kararların ilgili akademik ve idari kurullarda tartışılıp, üniversite yönetim kurulu tarafından oylanarak, ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulduğunu ifade ederek, bu kurumsal süreçlerin, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapıda yürütüldüğünü belirtmişti.

"YÜKSEKÖĞRETİM ALANI KRİZİN EŞİĞİNDE"

Toplantıda konuşan DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, yükseköğretim alanının uzun zamandır büyük bir kriz içinde olduğunu belirtti. Hoşkara, "Bu kriz aslında sahte diplomalarla zirveye çıktı. Bununla ilgili haberler yapıldı, iddialarda bulunuldu. Açığa çıkan kısmı var, bize göre açığa çıkmayan kısmı var. Yükseköğretim alanının etkin bir denetim altında değil." dedi.

"YÖDAK ONAYLI 23 ÜNİVERSİTE FAALİYETTE"

Hoşkara, bir bakanın tek başına bir dönem içerisinde 16 üniversiteye izin verebildiği bir yapıda, bu üniversitelerde birlikte bugün YÖDAK onaylı 23 üniversitenin faaliyette olduğunu kaydetti.

"Kalite ve nitelik anlamında 23 üniversitenin varlığından bahsetmek pek mümkün görünmüyor." diyen Hoşkara, geçen aylarda yaptıkları kamuoyu algı anketinde elde ettikleri sonuçlarda göre, toplum sadece beş üniversitenin varlığını algıladığını dile getirdi.

Hoşkara, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) birinci sırada olmak üzere, Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ), Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ), Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) ve Lefke Avrupa Üniversitesi’nin (LAÜ) varlığını algılayan toplumun, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kuzey Kıbrıs Kampüsü'nün de bilincinde olduğunu kaydetti.

ÖĞRETİM ÜCRETİ HARÇLARI

Yükseköğretimde nitelik sorununun yanında "giderek düşen harç ücretleri" konusuna da değinen Hoşkara, 1.000 - 1.500 dolara eğitim verdiğini iddia eden kurumların bulunduğunu ve bununla birlikte ortaya atılan kaçak iş gücü iddiaları olduğunu ifade etti.

Hoşkara, bu rakamlarla eğitim vermenin mümkün olmadığını Türkiye, Kıbrıs ve uluslararası verilerle belirlediklerini dile getirdi.

2018’de başlatılan Yükseköğretim Stratejik Plan çalışmalarının, Kasım 2020'de "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yükseköğretim Strateji Belgesi Eylem Planı" adıyla tamamlandığını ve 4 Şubat 2021 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylandığını belirten Hoşkara, bu stratejik eylem planının en önemli hedeflerinin hayata geçirilmediğini söyledi.

En önemli hedeflerinden birinin üniversiteleri uluslararası standartlara çıkarmak olduğunu belirten Hoşkara, "Bu anlamda da atılması gereken adımların maalesef yüzde 90'ı atılmadı. Bu hedefler de ortaya konulmadı. Gelinen noktada bu plan mutlaka güncellenmeli ve uygulanmalıdır. Aksi takdirde yükseköğretim alanının, içinde bulunduğumuz koşullarda sürdürülebilirliğini sağlamak mümkün olmayacak." dedi.

"ULUSLARARASI STANDARTLARI TAKİP ETMELİYİZ"

Ercan Hoşkara, "Uluslararası standartları takip etmezsek, sıralama ve derecelendirme sistemlerinin içinde yer almazsak, programları akredite etmezsek yükseköğretim alanını yaşatmak pek mümkün görünmüyor." ifadelerini kullandı.

"Eğer hayatın gerçek noktalarında, pratiğinde, başarı elde edemiyorsanız ve niteliği yakalayamıyorsanız, geride söylenen sözler havada kalıyor." diyen Hoşkara, eleştirilerde bulundu.

"CİDDİ ANLAMDA BİR ARAŞTIRMA FONU VE KAMU DESTEĞİ GEREKİR"

Hoşkara, yükseköğretimde gerçek anlamda bir üniversite yaratmanın, araştırmaya dayalı eğitim vermenin ciddi anlamda bir araştırma fonu ve kamu desteğini de gerektiren bir alan olduğunu dile getirdi.

DAÜ’nün "QS Cyprus Üniversity Ranking" sistemine 2025’te dahil olduğuna işaret ederek bazı veriler paylaşan Hoşkara, 2025’te DAÜ’de öğrenci başına düşen maliyetin 6 bin 500 dolar olduğuna işaret ederek, "2028’e kadar tüm tedbirleri aldığımızda bu rakamı 5 bin dolara kadar düşürebiliriz." diye konuştu.

"BİZE GÖRE BU, AKIL TUTULMASIDIR"

Hoşkara, sendika, hükümet ve üniversite yönetimi arasında 4 Nisan 2024 tarihinde imzalanan protokolün 15’inci ayında olduklarını kaydetti. DAÜ’de protokol sonrası tabloda yaşanan gelişmelere değinen Hoşkara, şöyle devam etti.

"Aradan geçen 15 aylık sürede giderlerin kısılmasıyla ilgili hedeflerin yüzde 90’ı gerçekleşmiş durumdadır. Bu gerçekleşmeyle beraber 2025 giderlerinde yaklaşık 900 milyon Türk lirası değerinde azalma olmuştur. Ancak gelir gider arasındaki makas, kapanamayacak. Çünkü üniversitemiz, azalan gelirlerin devam etmesine neden olacak bir karar üretti. Tüm itirazlarımıza rağmen bu karar onaylandı. Yüzde 50 olan burs, yüzde 80’e çıkarıldı. Herhangi bir başarı ve ihtiyaç kriteri aranmadı."

Sendika olarak böyle bir girişimin intihar niteliğinde ve hata olacağını söylediklerini kaydeden Hoşkara, protokol kapsamında itirazını İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu'nun gündemine getirdiklerini ancak Milli Eğitim ve Maliye bakanlarının itirazlarına kayıtsız kaldığını ileri sürdü.

KKTC vatandaşlarının en fazla ücreti veren noktaya ulaştığına dikkat çeken Hoşkara, "Bize göre bu, akıl tutulmasıdır." diyerek eleştirilerde bulundu.

"SONUÇ ALAMADIK"

Hoşkara, sendika olarak bir açık mektupla konuyu Başbakan Ünal Üstel’in gündemine getirdiklerini ancak sonuç alamadıklarını aktardı.

"Tablo şunu gösteriyor ki, ne yaparsanız yapın eğer bu yönetim anlayışı aynı şekilde devam ediyorsa ve olayın ciddiyetini dikkate alıp tedbirleri zamanında almıyorsa, yine yapacak bir şey olmayacak." ifadelerini kullanan Hoşkara, gelirler açısında erime devam etmesi durumunda makasın kapanmasının mümkün olmayacağına dikkat çekti.

DAÜ’nün söz konusu bursu verecek bir mali kaynağının olmadığını dile getiren Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel'i ve hükümeti, hem yükseköğretim alanında yapılması gerekenler için hem de DAÜ'deki olumsuz gelişmelere müdahale edilebilmesi için uyardı.

SORULAR

Soruları yanıtlayan Hoşkara, dört yıllık bir programda harçları kademeli olarak gerçek noktaya çekip, bursları da daha verimli kullanarak gelir-gider dengesini sağlamanın mümkün olduğunu dile getirdi.

"Giderleri azaltırken, ya gelirleri korumamız gerekiyor, ya da arttırmamız gerekiyor." diyen Hoşkara, gelirleri azaltacak bir hamlenin o programa tamamen ters olduğunu, veriye dayalı, gerçekçi bir tablo içerisinde hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

"Kurumu hangi noktadan alıp, hangi noktaya getirdiniz. Mali tablo nereden nereye geldi, ona bakılması gerekiyor." ifadesini kullanan Hoşkara, bütçe gelir gider dengesinin yalan söylemeyeceğini kaydetti. Hoşkara, bir yöneticinin en büyük görevinin bütçe olanakları içerisinde belirlenen kalite standartlarında kurumu yönetmek olduğunu belirtti.

DAÜ-SEN Genel Sekreteri Hamit Caner de söz alarak, sendikalaşmanın özel sektörde de yasallaşması gerektiğini dile getirdi. Bugün birçok üniversitede kayıt dışı ödenen öğretim elemanları olduğunu ileri süren Caner, "Esas tehlike sahte diploma değil, kolay diploma." diyerek denetim eksikliğine dikkati çekti.

"Greve gidip 'kazan kazan' çıkmazsa her şeyi kaybediyorsunuz." açıklamasını yapan Caner, greve giderek kazanacakları bir noktaya gelmeleri durumunda tereddütsüz greve gidebileceklerini ve herhangi bir çekincelerinin olmadığını da aktardı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar

İlginizi Çekebilir