Zorba, Tatar'ın görev süresini değerlendirdi: Görevi görüşmeleri engellemekti, başardı

17 Eylül 2025

Güncelleme: 18 Eylül 2025

A
A

KSP Cumhurbaşkanı adayı Osman Zorba, MYK Haber'e verdiği röportajda mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın beş yıllık görev süresini değerlendirdi. Zorba, Tatar'ın göreve geliş amacının "müzakerelerin yeniden başlamasını engellemek" olduğunu savundu.

ZgotmplZ
Kıbrıs Sosyalist Partisi (KSP) Cumhurbaşkanı Osman Zorba.
MYK Haber

19 Ekim'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışacak 8 adaydan biri olan Kıbrıs Sosyalist Partisi (KSP) Merkez Komite Üyesi Osman Zorba, seçim öncesi planlarını ve göreve gelmesi halinde gerçekleştireceği projeleri MYK Haber'e anlattı.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışmak için, 8 aday cuma günü Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) resmi başvurularını gerçekleştirdi. Başvuru yapan isimler arasında, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Sosyalist Partisi (KSP) Merkez Komitesi Üyesi Osman Zorba ve bağımsız adaylar mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İbrahim Yazıcı, Arif Salih Kırdağ, Mehmet Hasgüler, Ahmet Boran ve Hüseyin Gürlek yer aldı.

"KSP KAZANIRSA, KIBRIS'TA BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM, BİR DEVRİM OLACAK"

Cumhurbaşkanı adayı Osman Zorba, Kıbrıs Sosyalist Partisi'nin seçimi kazanması durumunda, ülkede köklü bir değişim ve devrim yaşanacağını belirtti. Osman Zorba, partisinin programının açık ve net olduğunu vurgulayarak, "Seçimlerin ertesi günü KSP kazanırsa, Kıbrıs'ta büyük bir dönüşüm, bir devrim olacaktır." ifadelerini kullandı.

Temsili demokrasinin iflas ettiğini savunan Cumhurbaşkanı adayı Osman Zorba, "Bugün milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı pozisyonları toplum için değil, çok az bir zümre için vardır. Siyasetçiler sadece seçilmek için her türlü sözü verir, seçimden sonra da bütün sözler geri alınır." dedi.

"TATAR'IN GÖREVİ GÖRÜŞMELERİ ENGELLEMEKTİ, BAŞARDI"

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın görevde bulunduğu beş yılı da değerlendiren Osman Zorba, Ersin Tatar'ın göreve geliş amacının "müzakerelerin yeniden başlamasını engellemek" olduğunu savundu. Osman Zorba, "Burjuva emperyalist bir çözümden bahsediyorlarsa, görevini çok iyi yerine getirdi. O oraya seçilirken de, getirilirken de bir amaç için geldi. Bu amaç, görüşmelerin başlamamasıydı ve bunu başardı. Beş yıl boyunca Kıbrıs'ta görüşmeler başlamadı. Sessiz bir dönem geçti ve köprünün altından çok sular geçti. Amaç buydu ve elde edildi." ifadelerine yer verdi.

Mevcut siyasi söylemleri de değerlendiren Osman Zorba, "İki devletli çözüm, federasyon, gevşek federasyon ya da konfederasyon... Bunlar hep laf. Kimse bana bunu iddia etmesin. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da iki devletli çözümün elde edilebileceğini söylerse insanlara doğru söylemez. Ben nasıl Kıbrıs'ta garantörlerin reddini, bütün yabancı askerlerin defolmasını savunuyorsam ve ben ne kadar doğruysam ne kadar gerçekçiysem o da o kadar gerçekçidir. Yani günün sonunda 'iki devletli tanınma' olayı, güçlünün zayıfa hükmetmesinden alakalıdır." diye konuştu.

"HERKES FARKINDA DEĞİL AMA KARA PARA AKLAYICILAR BİZİ ÇOK İYİ TANIYOR"

Kuzey Kıbrıs'ın tanındığını ifade eden Osman Zorba, "Herkes farkında değil ama kara para aklayıcılar bizi çok iyi tanıyor. Kara para burada cirit atıyor. Casinocular da bizi iyi biliyor; sürekli buraya geliyorlar, açık konuşalım. Spekülatörler de burayı çok iyi tanıyor çok ucuza arazi alıp sonra pahalıya satıyorlar hiçbir işlem yapmadan. Dolayısıyla bu açıdan tanınıyoruz. 'Tanınmamışız' dersek, kimin için tanınmamışız?" değerlendirmesinde bulundu.

Doğrudan uçuşlar konusuna da değinen Osman Zorba, bunun halkın lehine değil, kara para ve casino ekonomisini güçlendireceğini savunarak, şunları söyledi:

"Doğrudan uçuşlar turizm patlaması demek ama hangi turizm? Casino turizmi... Kim gelecek buraya? Türkiye'den ve başka ülkelerden kumar oynamak ve kara para aklamak isteyenler. Olay budur."

"CUMHURBAŞKANI VERİLEN GÖREVİ YERİNE GETİRDİ"

Bu çerçeveden bakıldığında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın verilen görevi yerine getirdiğini söyleyebileceğini vurgulayan Osman Zorba, "Çizilen gömleği iyi giydi, ama aynı zamanda yıprattı da." dedi.

Osman Zorba, Türkiye ile ilişkilerin nasıl olması gerektiğine dair değerlendirmelerinde, Türkiye'nin kendi içinde farklı toplulukların bulunmasına dikkat çekerek, bu durumun ilişkilerde önemli bir etken olduğunu vurguladı. Ancak, halklar arasında herhangi bir sorun bulunmadığını belirten Zorba, sorunların yalnızca küçük bir azınlık tarafından oluşturulduğunu ifade etti.

"BİZİ BİRBİRİMİZLE KIZDIRMAK İÇİN UĞRAŞIYORLAR"

Osman Zorba, "Türkiye'ye olan ilişkiler, diğer garantör ülkelere göre nasıl olmalı?" sorusunu şu şekilde değerlendirdi:

"Türkiye aslında iki tane vardır. Kuzey Kıbrıs'ta iki grup var dedik; bir küçük azınlık ve binler. Türkiye'de de aynı şey vardır. Geçen gün istatistikleri gördüm; nüfusun yüzde 10'u, Türkiye servetinin yüzde 50'sine sahiptir. Türkiye'de bir yüzde 10, bir de yüzde 90 var. Bizim yüzde 90'la bir sorunumuz yoktur. Onlar da bizim gibi eziliyorlar. Onlar da bizim gibi enflasyondan nasibini alıyorlar. Onlar da iki kuruş ekmek parası için, çocukları için uğraşıyorlar. Onlar da bizim gibi kardeştirler. Ama yüzde 10 duruma farklı bakıyor. Tam tersine, bizi birbirimizle kızdırmak için uğraşıyorlar."

"TÜRKİYE, KIBRIS'A KIBRISLI TÜRKLERİ KURTARMAK İÇİN GELMEDİ"

Osman Zorba, Türkiye'nin Kıbrıs'a geliş amacının Kıbrıslı Türkleri kurtarmak olmadığını savunarak, adanın stratejik önemine dikkat çekti:

"Türkiye, Kıbrıs'a çıktı. Türkiye, Kıbrıs'a aman aman Kıbrıslı Türkleri kurtarmak için gelmedi. Bunu Sinan Gürel zamanında da söylemişti: 'Bir Kıbrıslı Türk dahi kalmasa biz Kuzey Kıbrıs'tan çıkmayız' demişti. Neden? Çünkü ada batmayan bir uçak gemisi. Ada, Orta Doğu'da stratejik olarak çok önemli bir noktadadır. İngiliz üsleri boşuna mı oradadır? Amerikalılar boşuna mı üs kuruyorlar? İsrailliler boşuna mı geldi Kıbrıs'a? Almanlar, Fransızlar Baf'a boşuna mı geldi? Bizi aslında onlar kullanıyorlar. Bizi onlar nasıl kullanıyorlar? Bizi içimizdeki çok küçük bir zümre sayesinde kullanıyorlar. Bu küçük zümre bize sözler, vaatler veriyor. Ekmeği silah olarak bize karşı kullanıyorlar. Çocuklarımız, gençlerimiz işsiz kaldığında iş vaadinde bulunuyorlar. Devletin kaynaklarını kendileri kullanıyorlar ve bizi bu şekilde aldatıyorlar. Ve ondan sonra biz Türkiye'ye düşman mıyız? Biz Türkiye'ye düşman değiliz."

"TÜRKİYE 51 YILDIR KIBRIS'TA AMA KIBRIS CUMHURİYETİ'Nİ TESİS ETMEDİ"

Zorba, Türkiye'nin garantörlük görevini yerine getirmediğini savunarak şöyle devam etti:

"Türkiye 51 yıldan beri Kıbrıs'tadır. Türkiye, 1960'ta Kıbrıs Cumhuriyeti'nin garantörlüğünü üstlendi. 1963'te çatışmalar başladı. Türkiye, Kıbrıs'ta Cumhuriyeti tesis etti mi? Etmedi. Çünkü kararı kim verdi? NATO verdi. Üç tane komutan atadılar 1963'te NATO'dan; Yunanistan, Türkiye ve İngiltere'den geldiler, köy köy gezdiler. Ortalığı yatıştırmaya çalıştılar, bir şekilde yatıştırdılar. İngiliz Komutan Sir Hugh Beach anıları vardır bu konuyla ilgili. Adam, 'Ben uğraşıyorum' diyor, 'Rum ve Türklerin çatışmasını önleyeyim, birlikte yaşasınlar' Bir gün beni komutanım çağırdı demiş, kendisine, 'Oğlum sen farkında değil misin, bizim niyetimiz bunların bir arada yaşaması değil, bizim niyetimiz bunları bölmektir' diye söylüyorlar. Ve Beach'i hemen uçağa koyup Kıbrıs'tan uzaklaştırıyorlar. Bu kadar basit."

Zorba, bu süreçte garantör ülkelerin pasif kaldığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:

"Şimdi böyle bir durumda garantör ülke İngiltere Kıbrıs'ta ne arıyor? Ne hakkı vardır? 1964 olaylarına neden olan veya 1974'te darbe yaptıran Yunanistan'ın Kıbrıs'ta ne hakkı vardır? Bu konuda garantörlüğünü yerine getirmedi Yunanistan. Birisi ona hesap sordu mu? 'Niçin? Demediler, sen garantörsün, neden bir şey yapmıyorsun? Ne arıyorsun burada, hadi dışarı.' Ya da İngiltere'ye, 'Sen bir şey yapmıyorsun, hadi dışarı' niye demediler?"

"GARANTÖRLERİN KIBRIS'TA YERİ YOKTUR"

Zorba, Türkiye'nin adaya gelmesiyle ilgili ise şu ifadeleri kullandı:

"Darbeden beş gün sonra Türkiye Kıbrıs'a geldi. Bildiri attılar, 'Biz Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tesis etmek için geliyoruz, bize ateş açılmayınca biz de açmayacağız' diye. Tesis etti mi Kıbrıs Cumhuriyeti'ni? 51 yıldır tesis etti mi? Hayır. Türkiye Cumhuriyeti bu anlamda 1960 anlaşmalarında garantör ülke olarak Kıbrıs Cumhuriyeti'ni korudu mu? Hayır. Görevini yerine getirmedi. Biri kalkıp hesabını sordu mu? Hayır, sormadı. Demek ki garantörlerin Kıbrıs'ta yeri yoktur. Garantörlerin hiçbir işi yoktur. Garantörler Kıbrıs'ta bir amaç içindir; NATO'nun varlığını Kıbrıs'ta korumak."

Türkiye, İngiltere, Yunanistan, Amerika, Fransa, Almanya'nın NATO'da olduğunu kaydeden Zorba, "İsrail değil ama dolaylı olarak NATO'dadır. Hepsi Kıbrıs'ın üzerine çöreklenmiştir. Çünkü ola ki Kıbrıslılar kendi bağımsız davranışları şeklinde başka ülkelerle kardeşçe ilişkiler kurabilir, kurmasınlar diye bunu yapıyorlar." dedi.

"KIBRISLILAR BİRLİKTE YAŞAMAYI BİLİR, İŞGALCİLER GEÇİCİDİR"

Zorba, Kıbrıslıların tarih boyunca bir arada yaşadığını ve yine yaşayabileceğini ifade ederek konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Oysa Kıbrıslılar kendi aralarında kardeşçe yüzlerce, binlerce yıl yaşamıştır. Kıbrıs'a nice işgalciler gelip gitmiştir. Ama günün sonunda Kıbrıslılar buradaydılar. Ve yine bu şekilde birlikte yaşamışlardır ve yaşayacaklardır da. İşgalciler gelip geçicidir. Ama Kıbrıs halkı kalıcıdır. Burasını vatan bilen herkes buraya sahip çıkar."

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar