Zaroğlu çıkış yolunu gösterdi: Mevcut durumda öncelik seçim değil, teknokrat hükümet

9’uncu dönem milletvekili ve Milletin Partisi Genel Başkan adayı Bertan Zaroğlu, mevcut durumda bir seçime değil teknokrat bir hükümete ihtiyaç olduğunu söyledi.

MYKibris.com Haber Müdürü Ramazan Adnan’ın sunumuyla AdaTV’de ekrana gelen “Masada” programında değerlendirmelerde bulunan Zaroğlu, “Teknokrat hükümet şarttır, yeni bir sistem değişikliği ile bir seçim hazırlığına girmek şarttır. Yoksa kim gelirse gelsin bu yapıda hiçbir şeyi başaramaz.” dedi.

"BU ÜLKEDE BİR SEÇİME İHTİYAÇ VAR MI?"

Ülkede bir seçime ihtiyaç olup olmadığına ilişkin soruyu yanıtlayan Zaroğlu, şu tespitlerde bulundu:

"Bunu muhalefette bulunan ya da siyasete yeni giren, bizim gibi hazırlık yapan bir siyasi partinin temsilcisinden duyamazsınız kolay kolay. Bertan Zaroğlu açık sözlü olduğu için bunu duyarsınız. Bu ülkede bir seçime ihtiyaç var mı mevcut durumda? Ne oluyor biliyor musunuz? Ulusal Birlik Partisi geliyor, müdürleri, müsteşarları atıyor, kendi içerisindeki bakanlar ve isimler aynı partili olmasına rağmen… ‘Ben bununla çalışamam.’ deyip isimleri değiştiriyorlar. Bugüne kadar hep müşavirler ordusu yaratıldı. Resmen devleti talana uğratıyorlar uzun bir süredir. Ulusal Birlik Partisi gidiyor, Cumhuriyetçi Türk Partisi geliyor, aynı şey yaşanıyor. Diğer siyasi partiler geliyor. Yeniden Doğuş Partisi, Toplumcu Demokrasi Partisi, Halkın Partisi, Demokrat Parti.

Şu anda hükümette olan ve muhalefette olanlara baktığınız zaman, aynı kişiler… Şu an iktidarda olan kim? UBP-YDP-DP.  Muhalefette olan kim şu anda? CTP-HP-TDP. Bu saydığım isimler son 5 yılda bu ülkede dönüşümlü olarak iktidarda bulundular, son 8 yılda baktığınızda ikişer defa iktidarda bulundular, son 20 yılda baktığınızda zaten bunlardan başkası yok ortada. Dolayısıyla bugün aslında denenmeyen tek bir siyasi partinin genel başkan adayı olarak bunu söylüyorum; Mevcut durumda seçime ihtiyaç var mı? Bana bakarsanız yok, bu sistemde bu şekilde yok. Çünkü kim gelse, aynı sorun ve sıkıntılar büyüyerek kartopu gibi devam edecek. Burada yapılması gereken başka şeyler var, burada atılması gereken başka adımlar var. Bu yapı duvara tosladı, bu yapı karaya vurdu. ‘Biz bu gemiyi karadan nasıl deniz sularına çekebiliriz, duvara toslamış ve paramparça olmuş olan bu yapıyı biz nasıl toplarız, bu halka nasıl hizmet ederiz?’ Biz bunun peşindeyiz, bunun peşinde olmalıyız. Ben halkın milletvekiliyim, ben eğer halkın milletvekilliğine, onların vekilliğine tekrar talipsem doğruları konuşmak mecburiyetindeyim. Mevcut sistemde, mevcut durumda, mevcut yapıda hangi sandığı ortaya koyarsan koy, hangi hükümeti koyarsan koy bu düzen bizi doğru bir noktaya götürmez."

"ACİLEN TEKNOKRAT BİR HÜKÜMETE İHTİYAÇ VAR"

Zaroğlu, konuşmasının devamında "Çözüm ne?" sorusunun da yanıtını şöyle verdi:

"Şu anda, mevcut durumda acilen teknokrat bir hükümete ihtiyaç var. Teknokrat bir hükümet kurulacak. Atanacak bakanları halkın kişisel menfaatlerine ezdirmeyeceğiz. Bu kurulacak olan teknokrat hükümetin yanında, geri kalan meclisteki milletvekilleri de oturup hakkaniyetle, ihtiyaç duyulan yasaları geçirecek ve halk da ‘Bu gidişatta bir umut var, tamamdır bunlar bir ışık yaktılar.’ diyecek ve düzelen bir atmosferde, hazırlanan bir sistem değişikliği ertesinde sandığa gidecek. Ama şu anda vatandaş niye sandığa gitsin? Son katılım yüzde 30, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir şey bu.

Şimdi programda ben hükümete mi vurayım, onları yöneten isimleri mi eleştireyim? Mesela gündemdeki en büyük konu diploma krizi değil mi? Bir yanda YÖDAK’ın görev süresi bitmiş üyesi 5 aydır atanmıyor, Meclis çalışmıyor. Al sana malzeme. Bertan Zaroğlu vurur, hükümeti eleştirir, ‘Haydi meydanlara koyun sandıkları’ der… Ama gerçek böyle değil. Eğer halka doğruları konuşacaksak, Allah da şahidimdir ben doğruları konuşuyorum. Yani kişisel menfaat uğrunaysa ‘o zaman tamam, bir de teklif var ne güzel vekillik de garanti, bakanlık da garanti hemen kabul edelim’ ama bu değil. Sonuçta diğer dünyada da bir mahkeme var. O mahkemenin reisinin karşısına çıktığım zaman alnım açık olsun istiyorum yani bu kadar net. Dolayısıyla burada hükümetleri eleştirmek, ‘sandığı koyun ortaya da, işte biz geliyoruz, gümbür gümbür’ demek kolay. Hakikatleri söylemek önemli.

Hakikat ise bu halka yeni umut pompalamak. İnsanlarımızla beraber biz güçlüyüz, bu halkla beraber güçlüyüz. Biz bu halkın menfaatine olan şeyleri yapmak mecburiyetindeyiz, bu kötü gidişatı engellemek, sonlandırmak mecburiyetindeyiz ancak yapmıyorlar bunu.

Teknokrat hükümet şarttır, yeni bir sistem değişikliği ile bir seçim hazırlığına girmek şarttır. Yoksa kim gelirse gelsin bu yapıda hiçbir şeyi başaramaz.

Allah bize güç versin halkımız bize destek olsun, rey versin biz de o mecliste bulunalım. Bunları orada konuşalım. İlla iktidarda olma gibi bir durumumuz yok, muhalefette olur çıkar çatır çatır bunların hesabını sorarız orada. O meclis içerisinde, yapılmayan şeylerin ya da yapılan yanlışların hesabını sorarız halkımız adına."

Teknokrat hükümet; yönetimle ilgili tüm kararların teknik konularda uzmanlaşmış kişiler tarafından alındığı yönetim şeklidir. Teknokrat olarak atanan bir yönetici, halk tarafından seçilmiş bir politikacıdan beklenen siyasi anlayışa veya karizmaya sahip olmayabilir. Bunun yerine, bir teknokrat politika alanında daha pragmatik ve veri odaklı problem çözme becerileri gösterebilir.