Üstel'den Başpiskopos Yorgos'un açıklamasına tepki: İhtiyacımız yeni cepheler değil, uzlaşı

25 Aralık 2025

Güncelleme: 25 Aralık 2025

A
A

Başbakan Üstel, Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Yorgos'un Noel mesajında yer alan siyasi ifadelere tepki göstererek, Kıbrıs’ın ihtiyacının yeni cepheler ve askeri hesaplar değil, karşılıklı saygıya dayalı kalıcı bir uzlaşı olduğunu vurguladı.

ZgotmplZ
Başbakan Ünal Üstel.

Başbakan Ünal Üstel, Güney Kıbrıs'taki Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Yorgos Yorgos'un Noel mesajında Kıbrıs meselesine ilişkin yer alan siyasi açıklamalara yazılı bir açıklamayla tepki gösterdi.

Başpiskopos Yorgos'un Kıbrıs sorununa dair siyasi içerikli beyanlarının, adadaki tarihsel gerçeklerle ve çözüm iradesiyle bağdaşmadığını ifade eden Başbakan Ünal Üstel, dini bir makamdan beklenenin barış, hoşgörü ve uzlaşı çağrısı yapmak olduğunu belirtti. Üstel, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğini yok sayan, tek yanlı ve düşmanca bir dilin kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Başpiskopos Yorgos'un, iki bölgeli iki toplumlu federasyon da dahil olmak üzere farklı çözüm modellerini "ulusal ötenazi" gibi son derece provokatif ifadelerle mahkum etmesinin, Rum tarafının yıllardır sürdürdüğü uzlaşmaz ve maksimalist zihniyetin açık bir itirafı olduğunu vurgulayan Üstel, bu yaklaşımın Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün asıl kaynağını bir kez daha ortaya koyduğunu ifade etti.

Üstel açıklamasında, Kıbrıs’ta yaşanan gerçek "ulusal dramın", Kıbrıs Türk halkının eşit siyasi ortaklığını ve egemenliğini kabullenemeyen bu anlayış olduğunu belirterek, adada kalıcı çözümün ancak karşılıklı saygı ve eşitlik temelinde mümkün olabileceğini dile getirdi.

Üstel açıklamasının devamında şunları söyledi:

"Kıbrıs Türk halkı, 1963’ten bu yana ağır bedeller ödeyerek bugünlere gelmiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, halkımızın özgür iradesiyle kurulmuş, kendi kurumlarıyla ayakta duran bir devlettir. Hiç kimsenin, Kıbrıs Türk halkını yok sayan, güvenliğini ve geleceğini riske atan dayatmaları kabul etmesini beklemesi mümkün değildir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin adadaki askeri varlığı, uluslararası anlaşmalara ve özellikle Garanti Antlaşması’ndan doğan meşru haklara dayanmaktadır. 1974 yılından bu yana Kıbrıs’ta barış, huzur ve güven ortamı tesis edilmiş; ada, yeni acıların ve toplu çatışmaların yaşanmasından korunmuştur. Bu tarihsel gerçek, ideolojik söylemlerle ya da siyasi polemiklerle inkar edilemez.

Rum tarafının son yıllarda ittifaklar kurarak, askeri anlaşmalar yaparak ve silahlanmayı artırarak bir sonuca ulaşabileceğini düşünmesi ise gerçekçi değildir. Silahlanma ve tehdit dili, Kıbrıs'ta çözüm üretmez; aksine gerginliği derinleştirir ve halklar arasındaki güveni daha da zedeler. Kıbrıs’ın ihtiyacı yeni cepheler ve askeri hesaplar değil, karşılıklı saygıya dayalı kalıcı bir uzlaşıdır.

Sayın Başpiskopos'un, Kıbrıslı Türk liderlerin iradesini yok sayarak, onları dış güçlerin gölgesinde göstermeye çalışması da açık bir saygısızlıktır. Kıbrıs Türk halkı kendi liderlerini kendisi seçer ve kendi geleceğine kendisi karar verir. Bu iradeyi küçümseyen her yaklaşım, barışa değil, gerilime hizmet eder.

Anavatan Türkiye, geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıs Türk halkının yanındadır ve halkımızın güvenliğini, haklarını ve egemenliğini koruma konusundaki kararlılığını tereddütsüz sürdürmektedir. Kıbrıs Türk tarafı, yapıcı ve gerçekçi bir çözümden yana olmaya devam edecektir. Ancak bu çözüm, iki halkın egemen eşitliğine ve eşit uluslararası statüsüne dayanmak zorundadır.

Dini makamların, asli görevleri olan ulvi ve manevi değerlere odaklanmak yerine, siyaseti körükleyen ve halklar arasında düşmanlığı derinleştiren açıklamalar yapması, Kıbrıs’ta barışa katkı sağlamaz. Bu vesileyle bir kez daha vurguluyoruz: Kıbrıs'ta çözüm, tehditkar söylemlerle, tek yanlı dayatmalarla değil; karşılıklı saygı, gerçekçilik ve iki halkın iradesini esas alan bir anlayışla mümkündür. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bu doğrultuda yoluna kararlılıkla devam edecektir."


RUM ORTODOKS KİLİSESİ BAŞPİSKOPOSU YORGOS NE DEMİŞTİ?

Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Yorgo Yorgos, Noel mesajında, Ada'da iki devletli çözümün "ulusal ötenaziye" yol açtığını ve "Türkiye'nin Kıbrıs'ın tamamının fethine ve (adanın) Türkleştirilmesine yönelik metodik çabasının" olduğunu öne sürmüştü.

Başpiskopos Yorgos, Kıbrıs'ta kalıcı çözüm arayışlarına karşı çıkarak "Kıbrıs'ta Helenizm'in varlığını tehlikeye atan bir çözümü kabul etmeyeceğimizi açıkça belirtmemiz gerekiyor." ifadesini kullanmıştı.

Yorgo Yorgos ayrıca, hiçbir KKTC'li liderin "Türkiye'nin dikte ettiği yoldan farklı bir yol izleyemeyeceğini veya çözümün stratejik parametrelerini değiştiremeyeceğini" iddia etmişti.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar