Tatar, muhalefetin "New York" eleştirilerini yanıtladı: Hak ve hukukumuzu korumak için gidiyoruz

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 5+1 Gayriresmi Zirvesi'ne katılmak üzere New York'a gitti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, hareketinden önce Ercan Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, New York'ta gerçekleştirilecek toplantıya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in öncülüğünde, 17-18 Mart tarihlerinde Cenevre'de gerçekleştirilen toplantının devamı niteliğindeki New York 5+1 Gayrıresmi Zirvesi, 16-17 Temmuz tarihlerinde yapılacak.

 

Görüşmeye Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in yanı sıra garantör ülkeler Türkiye ile Yunanistan’ın dışişleri bakanlarıyla İngiltere’nin AB’den sorumlu bakanı katılacak.

 

Cumhurbaşkanı Tatar’a toplantıda Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Özel Temsilci Güneş Onar, Cumhurbaşkanı Hukuk Danışmanı Sülen Karabacak, Cumhurbaşkanı Güven Yaratıcı Önlemler ve İki Taraflı Teknik Komiteler Koordinatörü Seniha Birand Çınar, Cumhurbaşkanı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Hüseyin Işıksal ve Dış Basın Sorumlusu Kerem Haser Eşlik edecek.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukunu savunmak amacıyla New York'a gittiğini vurgulayarak, müzakere sürecine geçilebilmesi için doğrudan uçuşlar, doğrudan temas ve doğrudan ticaretin kabul edilmesinin mutlak bir gereklilik olduğunu yeniden dile getirdi.

"Hakkımızı, hukukumuzu aramaya devam edeceğiz çünkü çok güçlü bir zeminimiz var. Bu zemin giderek güçleniyor." diyen Tatar, KKTC’nin bölgedeki barış ve huzurun anahtar ve teminatı olduğunu söyledi.

Tatar, Rum tarafının, iyi atmosfer oluşturmak yerine iki taraf arasında gerginliği arttırdığını uluslararası camianın görmesi ve Kıbrıs Türkü’ne sahip çıkması gerektiğini var gücüyle haykıracağını belirtti.

RUM LİDERLE ANLAYIŞ BİRLİĞİ

Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis’le kapsamlı müzakerelere kadar iş birliğini geliştirmek adına ciddi işleri yapılabileceği noktasında anlayış birliği oluştuğunu kaydeden Tatar, mart ayında Cenevre’de yer alan benzer formattaki toplantıda mutabakat sağlanan 6 başlıktan olan gençlerle ilgili teknik komite kurulması, çevre konuları ve kültürel mirasa sahip çıkılması konularında birtakım ilerlemeler sağlandığını belirtti. Tatar, geçiş kapıları konusunda ise bir gelişme sağlanamadığını kaydetti.

"BU BİR EGEMENLİK MESELESİDİR... HAK VE HUKUKUMUZU KORUMAK İÇİN NEW YORK’A GİDİYORUZ"

Her zaman iyi niyetli davranan Kıbrıs Türk tarafının Metehan Kapısı’ndaki sıkışıklığı aşmak için Haspolat ve Akıncılar’da kapı açılması önerisinde bulunduğunu belirten Tatar, Kıbrıs Rum tarafının söz konusu iki kapı karşılığında Erenköy ve Kiracıköy’de "Rum tarafından Rum tarafına" geçişi kolaylaştıracak “koridor geçişler” oluşturulmasında ısrarcı olduğundan adım atılamadığını anlattı.

Tatar, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması amacıyla ara bölgede güneş enerjisi santrali kurulması önerisinde de Kıbrıs Rum tarafının üretilen enerjinin tümünün kendi elektrik idaresine verilmesi ve Kıbrıs Türk tarafına Kıbrıs Rum Elektrik İrdaresi tarafından verilmesinde ısrarcı olduğuna işaret etti. Tatar, "Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Çünkü bu bir egemenlik meselesidir. Kıbrıs’ta iki taraf var, iki otorite var, iki bölge var, iki devlet var." ifadelerini kullandı.

Rum kesiminin anlayışının daha iyi anlaşılması için bu örnekleri verdiğini kaydeden Tatar, bazı muhalif çevrelerin "olağan konular için New York’a gitmeye ne gerek var." şeklindeki eleştirilere değinerek “Hak ve hukukumuzu korumak için New York’a gidiyoruz." açıklamasında bulundu.

"MÜLK KONUSUNDA TERÖR ESTİRİYORLAR"

New York’a BM Genel Sekreteri tarafından davet edildiklerini ifade eden Tatar, Türkiye ile Yunanistan dışişleri bakanlarıyla İngiltere’nin AB’den sorumlu bakanının katılacağı toplantıda Güney Kıbrıs’ın mülk konusundaki tutuklamalarının yanı sıra, Kıbrıs Türk halkına yapılan haksızlıkları, 1963’ten itibaren  uygulanan izolasyon ve yaptırımları, Kıbrıs Türk halkının egemenlik hakkının ihlal edilmesini, Kıbrıs Türk halkının 1963’ten sonra kendi kaderine terk edilmesini bir  kez daha dile getireceğini belirtti.

Yapılan her BM planında yer alan her halkın kendi bölgesinde nüfus ve mülkiyette sarih bir çoğunluğa sahip olması ilkesi ile Taşınmaz Mal Komisyonu’nun varlığına rağmen mülk konusunda Kıbrıs Rum kesiminin “terör estirdiğine” işaret eden Tatar, KKTC’de yatırım yapan iş insanlarının böylesi tehditle karşılaşmasının kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Tatar, Rum tarafının, BM Genel Sekreteri’nin niyetinin tersine, iyi atmosfer oluşturmak yerine iki taraf arasında gerginliği arttırdığını uluslararası camianın görmesi ve Kıbrıs Türküne sahip çıkması gerektiğini var gücüyle haykıracağını söyledi.

Tatar, bölgede yaşanan olaylara BM’nin seyirci kaldığına işaret ederek, adada varılacak bir anlaşmada "barış huzur ve güvenliğin" ne kadar önemli olduğunu toplantıda anlatacağını söyledi.

"MUTLAK SURETTE DİREKT UÇUŞ, DİREKT TEMAS VE DİREKT TİCARET KABUL EDİLMESİ GEREKİYOR"

Tatar, New York’taki toplantıda ele alınacak konulara ilişkin soruya "Müzakere sürecine geçebilmemiz için mutlak surette direkt uçuş, direkt temas ve direkt ticaret kabul edilmesi gerektiğini, bunların pazarlık unsuru olmadığını söyleyeceğiz." yanıtını verdi.

Annan Planı sürecine de değinerek, plana evet demeleri halinde Kıbrıs Türklere uygulanan izolasyonların kaldırılacağı sözü verildiğini anımsatan Tatar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde geri çevrilen bu önerinin uluslararası camia tarafından gözden geçirilmesi gerektiğini söyleme fırsatı bulacağını söyledi.

RUM LİDERE ELEŞTİRİ

Rum Yönetimi liderinin New York’ta yeni bir görüşme sürecini zorlayacağı şeklinde açıklamalarda bulunduğuna işaret eden Tatar, Birleşmiş Milletler son raporunda ve BM yetkililerinin açıklamalarında "federasyon" kelimesinin yer almamasının federal temelde bir müzakerenin gerçekçi olmadığını gösterdiğini kaydetti.

Orak zemin olmadan müzakerelere geçilemeyeceğine işaret eden Tatar, yakın doğuda yaşanan olayların güvenlik meselesinin önemi gösterdiğini belirterek, "sıfır asker sıfır garanti"nin kabulünün mümkün olmadığını yineledi. Tatar, federal temelde bir anlaşamaya varılamayacağını BM Genel Sekreteri’nin de çok iyi bildiğini söyledi.

"İKİ DEVLETİN İŞ BİRLİĞİ"

Diyalog ve temastan uzak olmayacaklarını belirten Tatar, kurulan 12 teknik komitede pek çok konuda çalışma yapıldığını kaydetti. Tatar, deprem ve yangın konularında da çalışma arzusunda olduklarını ifade etti. Tatar, "Bunların teknik altyapısını yapmış bir anlayışın temsilcisiyim, yangınlar konusunda da tekliflerimiz olacak." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar, "İş birliğini öneren bir kişiyim. Neyin iş birliğini? İki devletin iş birliğini." ifadesine yer verdi.

BM Güvenlik Konseyi’nin tutumunda bir değişimin beklenip beklenmediği yönündeki bir soruya Tatar, iki toplumlu iki bölgeli federasyon kararının 60 yıl önce alındığını ancak Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tanınmış bir devlet olmasından dolayı federal temelde anlaşmaya varılamadığını belirtti.

"KKTC, BÖLGEDEKİ BARIŞ VE HUZURUN ANAHTAR VE TEMİNATI"

Tatar, "Hakkımızı, hukuğumuzu aramaya devam edeceğiz çünkü çok güçlü bir zeminimiz var. Bu zemin giderek güçlenmektedir." dedi.  

Dünyanın en tanınmış diplomat ve siyasi uzmanların Dünya’da dengelerin değişeceğini söylediğine işaret eden Tatar, Doğu Akdeniz’e enerji ve güvenlik boyutuyla bakıldığında, KKTC’nin bölgedeki barış ve huzurun anahtar ve teminatı olduğunu söyledi. Tatar, "Tarihi birtakım koşulların şekillenmesinde aktörüz." ifadelerini kullandı.

Yürütülen siyasetin, onurlu ve haklı siyaset olduğunu belirten Tatar, bundan vazgeçip, federal anlayışla masaya dönmenin Kıbrıs Türkü’ne yakışmayan bir dönüş olacağını söyledi.