Son düzenlemeyi savundu: İnşaat sektörünü kapatıp bekleyelim mi?

17 Mayıs 2025

Güncelleme: 17 Mayıs 2025

A
A

Geçen yıl yabancıların taşınmaz alımlarında yeni şartlar ve bazı alımlara kısıtlamalar getiren hükümet, bu kez bu sayıyı artırma yoluna gitti. Dursun Oğuz, "Çaresiz oturup, inşaat sektörünü kapatıp bekleyelim mi?” sözleriyle düzenlemeyi savundu.

ZgotmplZ

Yabancıların mal edinme ve uzun vadeli kiralama şartlarında yeniden düzenlemeye gidildi.

Halkın bilgisine getirilen Taşınmaz Mal Edinme ve Uzun Vadeli Kiralama (Yabancılar) (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile yabancıların apartman dairesi alma hakkı 1'den 3'e çıkarıldı.  

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının 3 olan daire alma hakkı ise 6 oldu.  

Daire yerine 2 katlı müstakil villa almak isterlerse üst sınır yabancılarda 2, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarında ise 3'e çıktı.

Muhalefet, geçtiğimiz yıl 20 Mayıs'ta sınırlandırılan yabancıların mülk ediniminin, bir yıl sonra yükseltilmesi girişimini eleştirirken, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, "Çaresiz oturup, inşaat sektörünü kapatıp bekleyelim mi?” sözleriyle düzenlemeyi savundu.

BRT’de "18'inci Saat" programında Pembe Paşaoğulları'nın sorularını yanıtlayan Oğuz, şunları söyledi:

  • Emlak sektörünün içinde bulunduğu durumu hepimiz biliyoruz. Bunun bir siyasi bir de ekonomik boyutu var. Ekonomik boyutu belki ülkeyi idare edenler için farklı, muhalefet yapanlar için farklı. Ama bu ülkenin genel bir sorunu ve KKTC’nin hem bugünkü hem de gelecekteki ekonomik durumunu etkileyen bir konu. Siyasi boyutu ile ilgili dün Başbakan açıklama yapmıştı. TC yetkilileri ile gerekli çalışmalar ve yapılabilecekler hakkında görüşmeler gerçekleştiriliyor.
  • Biz bu yasayı yaparken tüm paydaşlardan görüş aldık. Ortak noktada 2024 Mayıs ayında bir yasa hazırladık. O günden beridir bu yasa ile ilgili veriler alabildiğimiz ölçüde elimizde. Çünkü ondan önce bir verimiz yoktu. Bu yasa aslında tam verilere ulaşma anlamında KKTC’de yabancılara ne kadar mal satıldığı ile ilgili bütün tedbirleri de öngörür. Veriye ulaşmak da önemli idi. Çünkü 'KKTC elden gitti, yabancılaştı' şeklinde söylemler vardı.
  • Yasa geçtikten sonra uygulama ve piyasa ile ilgili başka talepler geldi. Tabi o zaman özellikle Simon Aykut konusu ve tutuklamalar yoktu yasa yapıldığı zaman. Ondan sonra bu tutuklamalar geldi. Bu defa söylemler, eylemler farklı boyuta ulaştı. İnşaat sektörü gerçekten zor günlere girdi. Bununla ilgili kanun hükmünde kararname ile ara formül şeklinde değişiklik yaptık.
  • Veri elimizde olduğu için yasa yapıldıktan sonra bu verilerle de sektördeki beklenti karşılanmamış oldu. O nedenledir ki şimdi kanun hükmünde bir kararname hazırlandı ve Bakanlar Kurulu’ndan geçirdik. Aynı zamanda yasa tasarısını hazırladık Meclis’e yolladık, yasallaşsın.
  • Hükümetin bir açılım yapması gerekiyordu. Bununla ilgili bir açılım yaptık. Toprakla ilgili yapılan 51’e 49 kanun hükmünde kararname o günden bugüne kadar yaklaşık 3 ay gibi süreçte herhangi bir müracaat olmadı. Biz olsun diye yaptık ama olmadı. Bize gösterdi ki siyasi anlamdaki baskılar inşaat sektörünün daraldığını ve daha büyük kaos yaratacağını gördük.
  • KKTC’de mal alan ve kayda girmeyen yabancıların bugüne kadar hiçbiri vergi ödemedi. Güvenlik açısından muteber olan, vergilerini ödeyen ve kayda giren kişiler bu haklardan yararlanacak. 51’e 49 haricinde yabancı 3'üncü ülke vatandaşlarına kesinlikle toprak satışı ile ilgili ek bir açılım yoktur. Zaten mayıs ayında yaptığımız yasada 'KKTC’nin büyük arazilerinin yüzde 3’ünden fazlası yabancılara satılamaz.' diye bir madde koyduk. Ve toprakla ilgili endişeler garanti altına alındı.
  • KKTC’yi tanıyan, mütekabiliyete göre aynı hakları KKTC vatandaşına veren ülkeler tanımında Türkiye Cumhuriyeti olduğu için bugün için TC vatandaşlarının 3 olan apartman dairesi alma hakkı 6’ya çıkartıldı. Yabancılar 3 apartman dairesi alabilecek. Villa konusunda yabancıların 1 olan villa hakkı 2’ye, TC vatandaşları için 3’e çıkartıldı. Burada sektörün talepleri doğrultusunda ve inşaat sektörünü ekonomik anlamdaki bu çıkmazdan, siyasal baskılardan bir nefes aldırmak amacıyla oldu.
  • Şuan piyasada inşaat sektörünün bu sıkışıklığında biliyorsunuz yabancılara mal satışı yapılırken sosyal konut fonu koyduk. Ülkedeki emlak yatları yükseldiği için buradan gelecek kaynakla kendi gençlerimize faiz desteği sağlamak açısından. Yine bir fon daha koyduk. Hani iç hukuk yolu dediğimiz TMK var ya. Masaya oturduğumuzda Kuzeyde bırakılan Rum mallarının TMK üzerinden ödenmesi için bir kaynağa ihtiyaç var. O kaynağı yabancılara satılan mallarla ilgili koyduğumuz fon üzerinden sağlıyoruz.
  • İnşaat sektörünün içine düştüğü zor durumdan çıkarmak anlamında yapılan son düzenlemenin olumlu sonuçlanıp sonuçlanmayacağını önümüzdeki süreçte ortaya çıkacak verilerle konuşabileceğiz. Karşı tarafta bu kadar kaotik bir durum var. Siyasal baskılar var. Tutuklamalar var. Onu ne yapacağız? Siyasi anlamda yapabileceğimiz mücadele ne varsa mutlaka yapacağız. Ama böyle bir durum var diyerekten çaresiz oturup, inşaat sektörünü kapatıp bekleyelim mi? Yok. Bugün Tufan hocanın bir açıklamasında dediği gibi belki de inşaat sektörü lokomotif sektör yapılmayacaktı. Doğrudur. İnşaat sektörünü lokomotif sektör olarak görmemeliyiz. Lokomotif yüksek öğretim ve turizmdi. Ama inşaat sektörü bugünkü ekonomik krizlerin dünyada yaşandığı bir ortamda bu ülke için hareketli bir sektördür. Ömrübillah inşaat sektörü lokomotif sektör olacak diye bir durum yoktur. Ancak inşaat sektörü bugün tanınmayan, ambargo altındaki KKTC’yi tanımayan ülkelerdeki insanlara bir güven ortamı yaratıp, cezbedip burada mülk edinmesini sağladı. Bu da daha çok iş insanlarımızın becerisi ve gayreti ile olmuştur.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar