KSTÜ davasında karar: Serdal Gündüz'e 15 yıl hapis cezası

6 Kasım 2025

Güncelleme: 6 Kasım 2025

A
A

KSTÜ davasında yargılanan Serdal Gündüz 15 yıl, Amir Shakerifard 6 yıl hapse mahkum edildi.

ZgotmplZ Kamalı Haber

Diploma usulsüzlüğüyle ilgili Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi (KSTÜ) soruşturması kapsamında tutuklu yargılanan okulun genel sekreteri ve hissedarlarından Serdal Gündüz ve uluslararası ofis sorumlusu Amir Shakerifard’in davasında karar çıktı.

Lefkoşa’da Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Gündüz'e 15, Shakerifard'a 6 yıl hapis cezası verdi.

Serdal Gündüz'ün, 28 Ekim'de görülen bir önceki duruşma öncesi, hesabına aktardığı iddia edilen yaklaşık 12 milyon TL'lik meblağları yatırdığı açıklanmıştı.

SANIKLAR 17 DOSYADA TOPLAM 432 DAVADAN İTHAM EDİLMİŞTİ

Sanık Serdal Gündüz, geçen duruşmalarda 15 dosyada toplam 412 davadan, diğer sanık Amir Shakerifard ise iki dosyada toplam 20 davadan itham edilmişti.

Sanık Serdal Gündüz, ayrıca "sahte diploma" soruşturması kapsamındaki ithamda isimleri okunan kişilerle ilgili kabul beyanında da bulunmuştu.

MAHKEME BAŞKANI KARARIN GEREKÇELERİNİ AÇIKLADI

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin verdiği kararı Başkanı Füsun Cemaller okudu.

Cemaller, sanıkları aleyhlerine getirilen 130 davadan suçu bulup mahkum ettiklerini açıkladıktan sonra kararın gerekçelerini açıkladı.

Sanık Gündüz’ün öğrencileri ve üniversitenin uluslararası kurumda tanıtılması, öğrenci temini ve üniversitenin tanıtılmasına ilişkin olan bir çalışan olduğunu kaydeden Başkan, şunları aktardı:

“Sanıklar özetle Study in Cyprus isimli şirket tarafından yabancı öğrenci getirilmediği halde yabancı öğrenci getiriyormuş gibi bu şirket adına sahte fatura düzenleyip Üniversite tarafından para ödenmesini sağlayarak sahtekarlıkla para temin etmişlerdir. Sanıklar bu şekilde yapmış oldukları İşlemler ile iddianamede belirtilen 130 dava altında belirtilen suçları işlemişlerdir.”

Sanıkların suçları işleyiş şekilleri, suç işlenmesindeki rolleri, dikkate alınan davaların farklı sayıda ve farklı suçlarla ilgili olduğu dikkate alındığı zaman ceza takdirinde sanıklar arasında ayırım yapmanın uygun ve adil olacağına kanaat getirdiklerini söyleyen Cemaller, kararına şöyle devam etti:

“Sanık Gündüz itham edildiği bu davalarda, üniversite öğrencilerinin okul paralarını üniversite hesapları dışında başka bir şahsın adına yatırılmasını sağlayarak, bu paraları sirkat ederek, iddianamede belirtilen suçları işlemiştir. Sanık bu suçları işleyerek sirkat etmiş olduğu paraların oldukça yüklü miktarlar olduğu görülmektedir. Yine bu suçların da belirli bir zaman dilimi içerisinde devamlı bir şekilde işlendiği görülmektedir. Dikkate alınan bu davaya ilişkin suçlar kendi başına oldukça ciddi olmakla birlikte, işleniş şekli de oldukça vahimdir. Sanık, hissedar olduğu Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesindeki hisselerini yükseltmek için üniversite hesabından kendi hesabına toplam 1 milyon 700 bin TL havale edip daha sonra bu meblağı yine üniversite hesabına aktararak sahte beyanlarla bankacılık yapan bir kişinin para ödenmesine yetki veren evrak düzenlemesini sağlamış, bunun yanında yine hisselerini artırmak için üniversite hesabından çekmiş olduğu 300 bin TL'lik meblağı yine üniversite hesabına "sermaye bedeli" açıklaması ile yatırarak aynı suçları işlemiş, yine üniversite hesabından 300 bin TL nakit çekerek, farklı farklı tarihlerde şirket kasasındaki 50 bin dolar, 10 bin dolar, 50 bin dolar, 10 bin euro, 50 bin dolar, 19 bin 900 euro meblağları alarak sirkat etmiş, yine bu meblağları aynı amaçla yatırmıştır. Sanığın sahtekarlıkla yüklü miktarlardaki paraları kullanarak sahte işlemler yaptığı görülmektedir.“

SAHTE DİPLOMA MESELELERİ 

Sanık Gündüz’ün işlediği sahne diploma davalarına da değinen Başkan şunları kaydetti:

“Sanık, bir başka kişiye, gerçekte derslere girmediği ve tez yapmadığı halde İşletme Yönetimi Tezli Yüksek Lisans bölümünde, derslerde öğrenim görmüş gibi gerçeğe aykırı ders notu kaydının yapılmasını sağlamak suretiyle yetkisiz belge düzenleme suçlarını işlemiştir. Sanık, ilgili kişinin farklı zamanlarda derslerde öğrenim görmesi gerekirken öğrenim görmüş gibi gerçeğe aykırı ders notu kaydının yapılmasını sağlamıştır. İşbu davaya konu suç hiçbir şekilde hoş görülebilecek bir suç değildir. Üniversiteler eğitim vererek topluma faydalı bireyler yetiştirmek için kurulmuş kurumlardır. Esasında eğitim vermeden eğitim vermiş gibi gerçeğe aykırı beyanda bulunmak tüm toplumu kandırmaktır. Bu suç tüm toplumu yakından ilgilendirmekte, özellikle ayni üniversiteden hakkı ile çalışıp diploma alan kişileri ciddi şekilde olumsuz etkilemektedir. Bu suçlar nedeniyle sanık, hakkı ile mezun olmuş kişilere şüphe ile bakılmasına sebebiyet vermiştir. Yapılan sahtekarlığa tarafımızdan hiçbir şekilde hoşgörü ile bakılması mümkün değildir. Bu davaya ilişkin suçlar kendi başına oldukça ciddi olmakla birlikte, işleniş şekli de oldukça vahimdir.

Gündüz’ün sahte evrakla olmayan bölümleri açmak için girişim yaptığını kaydeden Başkan Cemaller şunları söyledi:

“Sanık, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi'nde 'Endodonti' doktora programı açmak için, resmi belge olan Yükseköğretim Planlama, Denetleme Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı tarafından üniversite bünyesinde 'Protetik Diş Tedavisi' doktora programına ait, öğretime başlama izin belgesini yasadışı bir şekilde değiştirerek sahte resmi belge düzenleyip bu belgeyi tedavüle sunmuştur. Yani sanık üniversitede olmayan bir bölümü açmak için Yükseköğretim Başkanlığı tarafından düzenlenen belgeyi sahteleşmiştir. Yapılan sahtekarlığın boyutu oldukça ciddidir. 

Sanık 'Restoratif Diş Tedavisi' doktora programı açmak için resmi evrak olan 'Ziraat Mühendisliği Bahçe Bitkileri Lisan Türkçe Programı Hakkında' konulu, Yükseköğretim Planlama Denetleme Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı öğretime başlama izin belgesini, yasa dışı şekilde dijital ortamda 'Restoratif Diş Tedavisi Doktora Türkçe programı hakkında' olarak değiştirmek suretiyle resmi sahte belge düzenleme ve tedavüle sürme suçlarını işlemiştir. Sanık sahte öğretime başlama belgesi sahteleme suçunu bir kez işlememiş, yükseköğretim tarafından izin verilmeyen iki doktora programını kendi sahtelediği belgelerle bölümlere izin verilmiş gibi göstermiştir. Son derece ciddi olan bu suçun iki kez işlenmiş olması suçun vahametini daha da artırmaktadır. Sanık bu davada üniversitede öğrenci olan kişilerin eğitim ücretlerini üniversite hesaplarının dışında bir hesaba yatırmasını sağlamış, üniversite tarafından hizmet alımı olmadığı halde sahte fatura ile üniversite hesabından para ödenmesini sağlamış, üniversitenin öğrenci ve öğretim görevlilerinin kullanımına vermek için kiraladığı daireler ile ilgili kira bedellerinin üniversite hesabı dışında başka hesaplara ödenmesini sağlamış, kendisinin hisse sahibi olduğu taşınmaz malın tapu harcını üniversite kasasından almış, bu suçlardan elde ettiği gelirleri aklamış, kendi evine montajını yaptırdığı emtiaların parasını üniversite hesabından ödenmesini sağlamış, diş ünitelerini üniversiteye almış gibi gösterip kendi özel kliniğine götürmüş, üniversiteye ait diş ünitesin kendi özel kliniğine götürmüş, kendi özel kliniği için aldığı mobilyaların parasını üniversiteye ödetmiş ve bu şekilde iddianamede belirtilen suçları işlemiştir. Belirtmiş olduğumuz gibi sanığın, üniversitenin direktörü ve hissedarı olarak, şirketin büyük hissedarının haberi ve rızası olmaksızın yaptıkları saymakla bitmeyen oldukça büyük ve ciddi suçlardır. Suçlar defaten farklı zamanlarda işlenmiştir. Dikkate alınan bu davaya ilişkin suçlar kendi başına oldukça ciddi olmakla birlikte, işleniş şekilleri de oldukça vahimdir.

Sanık, kız arkadaşına almış olduğu Range Rover marka aracı, üniversiteye almış gibi gösterip üniversite hesabından toplam 16 bin sterlin değerindeki iki adet çeki düzenletip imzalamış ve bu şekilde sahteleyerek iddianamedeki suçları işlemiştir. Sanık, yine üniversitede öğrenim gören öğrencinin okul kayıt ücretini üniversite hesabı dışında bir hesaba gönderilmesini sağlayıp iddianamedeki suçları işlemiştir. Sanık, tapu işlemlerinde kullanılmayacağını bildiği halde okul muhasebesine tapu işlemlerinde kullanılacağı yönünde sahte beyanda bulunarak ana kasadan 700 dolar parayı alarak iddianamede belirtilen suçları işlemiştir. Sanık 4 Şubat 2021 tarihli Kıbrıs Sağlık Ve Toplum Bilimleri Üniversitesi 'Sağlık Yönetimi Doktora Türkçe' programına ait orijinal 'Öğretime Başlama izni uygun değildir' belgesinin konu kısmını dijital ortamda 'öğretime başlama izni' belgesi olarak değiştirerek iddianamedeki suçları işlemiştir. 

Sanık üniversitenin paralarını keyfine göre harcamış, izin verilmeyen bölümler için yazılan resmi yazıları sahteleyerek izin verilmiş gibi göstermiştir. İşlenen suçların her biri kendi başına oldukça ciddi olmakla birlikte işleniş şekilleri vahimdir.

Sanık bir başka davada sahtekarlıkla ve dolandırmak niyetiyle resmi evrak olan C.G.’ye ait TC Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim dalı Yönetim ve Organizasyon dalı doktora diplomasını dijital ortamda Katılım Bankacılığı Bilim dalı olarak kendi adına düzenlemek suretiyle iddianamedeki suçları işlemiştir. Sanık, bu davada da yine oldukça ciddi bir suç olan resmi bir evrakı sahtelemiş, kendisine sahte doktora diploması temin etmiştir. Belirtmiş olduğumuz tüm davalardan görülmektedir ki, sanık sahte belge veya sahte resmi belge düzenleme suçlarını adeta alışkanlık haline getirmiş, benzer şekilde farklı zamanlarda birçok kez bu suçları işlemiştir. Sanık, üniversitedeki yüzde 1,01 olan hisselerini yüzde 9.618'e yükseltmek için Ece Uysal'ın imzasını sahtelediği olağan genel kurul toplantı belgesini Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik dairesine sunarak tedavüle sürmüştür. 

Sanık, sahtekarlıkla ve dolandırmak kastı ile Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri üniversitesinde iddianamede, belirtilen kişilerin derslere, sınavlara girmedikleri ve başarılı olmadıkları halde, başarılı oldukları yönünde gerçeğe aykırı ders notu kaydının yapılmasını sağladıktan sonra adı edilenleri mezun olmuş gibi göstererek sahte üniversite diplomasının düzenlenmesini ve bu belgelerin tedavüle sürülmesini sağlamıştır. Sanığın İşlemiş olduğu diğer suçlar gibi bu suçlar da oldukça ciddi suçlardır. Bu suçlar tüm toplumu ilgilendiren, toplumda ciddi güvensizliğe sebep olan ve gerek tüm ülkemizin gerekse içerisinde bulunduğu üniversitesinin itibarını derinden sarsan suçlardır. Üniversitelerin ülkemiz ekonomisi için oldukça önemli olduğu bilinen bir gerçektir. Üniversiteler içerisinde bu gibi sahtekarlıkla işlenen suçlar, tüm ülke üniversiteleri için çok ciddi olumsuz algı oluşmasına sebep olmaktadır.

Sanık üniversite içerisinde ne kadar işlenebilecek sahtekarlık suçu var ise hepsini birden işlenmiş olması hayret vericidir. Sanık işlemiş olduğu suçlar ile kendisine ciddi maddi bir menfaat sağlamış olmakla ve müştekileri ciddi zararlara sokmuş olmakla birlikte daha da önemlisi ülkemize ciddi zararlar vermiştir. Belirtmiş olduğumuz gibi maalesef küçük ülkemizde sahtekarlıkla işlenen suçlar ciddi artış halindedir. Mahkememiz bu tür suçlara asla müsamahalı, hoşgörülü davranmamaktadır ve davranmayacaktır. Ülkemiz üniversitelerinde yurt dışından ve yurt içinden birçok öğrenci bulunmaktadır. Eğitim alanında böyle bir sahtekarlığın yapılmış olması toplumuzu gençlerimizi huzursuz etmiştir. Ülkemiz bu suçlardan derin yara almıştır. Sanık, avukatı tarafından belirtilmiş olduğu gibi maddi zararları gidermiş, ciddi ve yüklü olan tüm zarar ziyanı tazmin etmiştir. Sanık artırdığı tüm hisselerini devretmiş, aldığı diş üniteleri poliste emare olarak bulunmaktadır. Zararın giderilmiş olması oldukça önemli bir hafifletici sebeptir. 

Ancak maddi zararın giderilmiş olması kendi başına, suçu vahim ve hapis cezası ile cezalandırılması gereken bir suç olma niteliğinden çıkaramaz. Sanık işlemiş olduğu suçlar ile sadece maddi zarara sebep olmamıştır. Sanık aleyhine getirilen ve mahkum olduğu tüm belirtmiş olduğumuz davalara bakıldığında bu davalarda ciddi bir maddi zarar söz konusu olduğu görülmektedir. Ancak davaların bir çoğunda maddi zarar olmamakla birlikte çok ciddi ve çok ciddi şekilde işlenen suçların olduğu da görülmektedir.
Sanık, sahtekarlıkla kendi hisselerini artırmış, üniversitede sahte bölümler açmış, sahte diplomalar dağıtmış, kendisine sahte doktora diploması almış, izin verilmeyen bölümlere izin verilmiş gibi göstermiştir. Dolayısıyla zararın giderilmiş olmasını ciddi bir hafifletici faktör olarak dikkate almış olmakla birlikte işlenen suçların ciddiyetinin ve vahametinin ortadan kalkmadığı kanaatindeyiz.

Yine sanık meselenin aydınlatılmasında polise ciddi şekilde yardımcı olmasını, kendisi için almış olduğu sahte doçentlik diplomasından fayda sağlamamış olmasını ise ceza takdirinde leyhinde hafifletici faktör olarak dikkate alırız.”

AMİR SHAKERİFARD İLE İLGİLİ OLGULAR

Başkan, sanık Amir Shakerifard ile ilgili olguları da aktardı. Başkan şunları söyledi: 

Sanık Amir Shakerifard ise dolandırmak kastı ile ve yetki ve mazereti olmaksızın Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesinde Diş Hekimliği bölümünde toplam 25 derse hiç ders kaydı yapılmadan, gerçeğe aykırı ders notu kaydının yapılmasını, 13 derste başarısız olmasına rağmen gerçeğe aykırı başarılı olarak ders notu kaydının yapılmasını ve 15 derste girişleri yapılmış olan ders notlarını değiştirerek gerçeğe aykırı ders notu kaydı yapılmasını sağlayarak sahte Diş Hekimliği Bölümü Lisans Diplomasının düzenlemesini sağlayarak ve sahte olan diplomayı KKTC Milli Eğitim bakanlığına vermek suretiyle tedavüle sürdüğü görülmektedir. Yani sanık  kendisi için sahte Diş hekimliği diploması düzenlenmesini sağlamış ve bu sahte diplomayı Eğitim Bakanlığına vererek resmi nitelik kazanmasını sağlamıştır. Sanık 2'nin bu dava altında işlemiş olduğu suçların ciddiyeti ortadadır. Sahte diploma ile Diş Hekimi olmak, yeterli bilgi ve birikimi olmadan insan sağlığına müdahale etmek demektir. Böyle bir niyetle hareket etmek çok ciddi suçlara, çok ciddi zararlara sebep olabilecek bir davranıştır. Bu suça hoşgörü ile bakılması mümkün değildir. Sanık 2, kaydı dahi yapılmayan derslerden başarılı gibi ders notu kaydı yapmış, başarısız olduğu derslerde başarılı gibi kayıt yapmıştır. Yani sanık 2 hiç eğitim almadan, oldukça ciddi eğitim ve ciddi öğrenim gerektiren Diş Hekimi Diploması almıştır. 

Tüm belirttiklerimiz ışığında oldukça ciddi olan bu suçları oldukça vahim bir şekilde işleyen bu sanıklara hoşgörü ile bakılmasının olanaksız olduğu, bu suçları işleyen kişilerin ciddi şekilde cezalandırılması gerektiği, aksi takdirde verilecek cezanın benzer suç işleme eğiliminde olan kişileri caydırıcı nitelikte olmayacağı kanaatindeyiz.”

Sanıkların kişisel durumlarına da değinen Başkan, şunları kaydetti:

“Sanık Gündüz, sabıkası olmayan evli ve üç çocuk sahibi, sanık 2 ise sabıkası olmayan, suç tarihlerinde genç sayılabilecek yaşta olan kişilerdir. Sanıkların sabıkasının olmaması lehlerine dikkate alınabilecek en önemli hususlardan biridir. Yine sanık Gündüz’ün bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının olmasını, ailevi hayatını, sanık 2'nin yaşını ve annesinin sanığa olan ihtiyacını sanıklar lehine değerlendirdik.

Sanıklar suçlarını kabul etmiş, mahkemeden özür dileyerek nedametlerini göstermişlerdir. Böylesi kapsamlı dosyalarda suçların kabul edilmesi adaletin erken tecellisine ciddi bir katkı koymaktır. Dolayısıyla bu hususun da ceza takdirinde sanıklar lehine ciddi şekilde değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar