
KKTC merkezli ''yolsuzluk ve rüşvet'' iddiaları: AK Parti ve MHP araştırma istemedi
30 Nisan 2025
Güncelleme: 30 Nisan 2025
TBMM Genel Kurulu'nda CHP'nin KKTC merkezli ''yolsuzluk ve rüşvet'' iddialarının araştırılması için verdiği öneri AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.

Türkiye'deki siyasilerin ve bürokratların adının geçtiği KKTC'deki "yasa dışı faaliyetler" dün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin de gündemindeydi.
Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) sunduğu "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yasa dışı faaliyetlerde bulunanlar ve bunların Türkiye Cumhuriyeti'nde üst siyasi kademelerde görev yapmakta olan kişilere karşı şantaj amaçlı kayıtları bulundurduğuna dair iddiaların araştırılması" başlıklı önerge, Adalet ve Kalkınma Partili (AK Parti) ve Milliyetçi Hareket Partili (MHP) milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Oylama öncesi önerge ile ilgili milletvekilleri arasında tartışmalar yaşandı.
"KIBRIS BUGÜN SİZİN SAYENİZDE KUMAR, FUHUŞ, YASA DIŞI BAHİS, İNSAN KAÇAKÇILIĞI, SİLAH KAÇAKÇILIĞI VE KARA PARA AKLAMA MERKEZİNE DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA"
Meclis Araştırması Önergesi'nin ilk imza sahibi olarak söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan şunları söyledi:
"Biz bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin en güzide kurumlarını yöneten insanlar adına utanç içindeyiz. Ülkemizi kendisini milliyetçi addeden bir iktidar koalisyonu yönetiyor. Yerlilik ve millilik sloganlarını kendilerine kalkan yapmışlar. Kendilerine iltifat edenlerin hepsi yerli ve milli; suçlarını konuşan herkes ise vatan haini. Kendilerine bir suç istinat edildiğinde 'bu saldırı bize değil, Türkiye'ye yapılıyor' deme cüretini göstermekle kalmıyor kendi kirli çıkarlarını milletin çıkarı ilan etmekten hicap duymuyorlar. En güncel örnek; kendisi ile ilgili bir iddiaya şahsen cevap vermek yerine Dışişleri Bakanlığı'ndan kurumsal açıklama yaptırtan Hakan Fidan. Konumuz ise Kıbrıs. Uğruna binlerce askerimizi ve sivil Kıbrıs Türkünü toprağa verdiğimiz partiler üstü milli davamız. Binlerce şehit ve gazinin aziz emaneti bugün sizin sayenizde kumar, fuhuş, yasa dışı bahis, insan kaçakçılığı, silah kaçakçılığı ve kara para aklama merkezine dönüşmüş durumda. KKTC'nin ve Kıbrıs Türkünün itibarını yerle bir eden bu durum elbette bir günde ortaya çıkmadı, son 20 yılın AKP hükümetleri döneminde hız kazandı. Bugün ise neredeyse kontrolden çıkmış durumda."
“DIŞİŞLERİ BAKANININ ADI ŞANTAJ İÇİN ÇEKİLMİŞ GÖRÜNTÜLERİ KURTARMA OPERASYONU İLE ANILIYOR”
"Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının adı, organize suç örgütü lideri Halil Falyalı'nın öldürülmesinden sonra AKP'nin siyasi elitlerine şantaj için çekilmiş görüntüleri kurtarma operasyonu ile anılıyor. Fidan, iddialara göre sırf kasetleri teslim alsın diye Lefkoşa'ya Halil Falyalı'nın iş ortağı Yasin Ekrem Serim'i büyükelçi tayin ediyor. Nitekim Falyalı- Serim ortaklığı KKTC basınında belgelenmiş bulunuyor. Serim; Erdoğan ve Fidan nezdinde o kadar makbul ve güvenilir ki Lefkoşa görevinden önce Bakan Yardımcılığı ile de ödüllendirilmişti. İddialar doğruysa Fidan böyle bir talimatı Dışişleri Bakanlığı'ndan yani meslekten bir büyükelçiye zaten veremeyecekti. Bugün dünyanın gözü önünde yüzümüzü öne eğdiren bu olayın müsebbipleri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kanalıyla basit bir açıklama ile sıyrılabileceklerini zannediyorlar."
“SİZİN MİLLİ DAVANIZ KIBRIS DEĞİL, BANKA HESAPLARINA AKAN KİRLİ PARALAR”
"Siz Kıbrıs'ta müzakere yapıyormuş rolü yaparken aslında tıpkı Güney Kıbrıs Rum yönetimi gibi çözümsüzlük istiyorsunuz. Çünkü iktidarınızla ilişkili suç patronlarını denetimden kaçırmak istiyor, bu uğurda Kıbrıs Türklerini tüm dünyadan tecride mahkum ediyorsunuz. Sizin milli davanız Kıbrıs değil, sizin davanız cüzdanlarınız, banka hesaplarınız o hesaplara akan kirli paralar. KKTC'yi ne kadar değersizleştirdiğinizi politikalarınızın sadece adada kurduğunuz kirli para mekanizmalarını korumak olduğunu son gelişmelerle de gördük. Dört Türki Cumhuriyet Güney Kıbrıs'ta büyükelçilik açtı. Ağzınızı açıp bir açıklama dahi yapmadınız. Şayet söylediklerimize itirazınız varsa Kıbrıs davamıza leke süren bu iddiaların aydınlatılabilmesi için bir Meclis araştırma komisyonu kuralım. Aksi halde bizler Hakan Fidan'ı her fırsatta istifaya davet edeceğiz."
"BU ÜLKE AÇLIK İÇERİSİNDEYKEN BU MALİKANELERE NASIL SAHİP OLDUNUZ'
Önerge üzerine İYİ Parti grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise, KKTC üzerinden yolsuzlukların yapıldığını ileri sürerek, "İngiltere'de bir şirket kurulmuş, 'Damlar Investment Limited' adıyla Londra'da bir şirket kurulmuş. Peki, kim kurmuş bu şirketi? Örtülü ödeneğin başındaki şahsın evlatları, mahdumları kurmuş. Biri Halil İbrahim Serim, bir diğeri de Yasin Ekrem Serim; bunlar kurmuşlar. Peki, nerede kurmuşlar bunu? Şimdi, özellikle veriyorum not düşmek için, tarihe ve Meclis kayıtlarına not düşmek için veriyorum: Green Lanes, Palmers Green, London. Bu adreste kurmuşlar şirketlerini. Peki, parayı nereden transfer etmişler? Parayı Kıbrıs'tan transfer etmişler, hepsinin belgeleri var. Peki, Kıbrıs'tan transfer ettikleri yer neresi? 'Kralın Malikânesi.' Kimdir bu kral, kimdir bu majesteleri? Hayatınız boyunca hiçbir ticaret yapmamışsınız, babanız bu ülkenin örtülü ödeneğinin başında duran birisi, ne oldu da bu rezidanslara sahip oldunuz? Nasıl oldu da bu ülke açlık içerisindeyken bu malikanelere sahip oldunuz söyleyin bana ve parayı buradan Londra'ya transfer etmişsiniz." dedi.
"HAKAN FİDAN ÇOK GÜZEL İŞLERE EL ATIYOR"
AK Parti grubu adına önerge üzerine söz alan AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, KKTC'nin Türkiye'nin milli davası olduğunu ve karalama kampanyasının başlatıldığını savundu. Erdem, "Hakan Fidan 2002'de önce TİKA'nın başında, sonra Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı, daha sonra MİT Müsteşarlığı ve Dışişleri Bakanı olarak dünyada örnek gösterilecek başarılı bakanlardan birisi ve çok güzel işlere Cumhurbaşkanımızın riyasetinde el atıyor. Dünya politikasında Türkiye'nin ses getirdiği bir dönem yaşıyoruz. Şimdi, böyle değerli bir Bakana veya başka görevler yapmış, İçişleri Bakanımız gibi terörle mücadele etmiş, birçok teröristin, birçok yolsuzluğun nasırlarına basmış insanlar hakkında söylentiler olabileceğini hepimiz biliyoruz. Şimdi, Namık Tan, AK Parti döneminde çok önemli görevler aldı. Bir köşe yazısı yazılsa, biz gelip burada kendisi hakkında bu iddiaların doğruluğuna dönük ifade mi kullanacağız?" değerlendirmesinde bulundu.
"DIŞİŞLERİ BAKANI VE SÜLEYMAN SOYLU İLE İLGİLİ İDDİALAR NİYE ARAŞTIRILMIYOR"
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, AK Parti'li Erdem'in ardından söz alarak, "Bakın, bugün verdiğimiz öneri de yavru vatanı karalamıyor, tam aksine, yavru vatanı karalayanlarla ilgili bir araştırma istiyoruz. Namık Tan Washington'da, İsrail'de onurlu bir şekilde Türkiye'yi temsil etti, büyükelçilik yaptı ve dedi ki, 'Şimdi, bir köşe yazarı çıksa, hakkınızda gazete haberi çıksa tutuklanacak mısınız?' Vallahi tutukluyorsunuz. Cem Küçük günlerdir algı yapıp o algılar soruşturmaya konu olmadı mı? Yapıyorsunuz bunu. Bunu yaparken de bu kadar vahim iddialar var; üç yıldır bu iddialar var, Süleyman Soylu'yla ilgili üç yıldır var, Falyalı cinayetiyle ilgili, ilişkilerle ilgili rüşvet iddiaları var, Dışişleri Bakanıyla ilgili var. Niye araştırılmıyor? Niye araştırılmıyor? Süleyman Soylu şunu söylüyor; 'Ben tüm namussuzlara sesleniyorum' diyor olayı açıklarken. Vallahi bir kez daha söylüyorum, zaten onun namuslulara seslenmesini beklemiyorum ama Süleyman Soylu'nun söylemesiyle, buradan laf atmayla bu işler aydınlanmıyor. Türkiye, Kuzey Kıbrıs töhmet altında kalıyor yani bunun araştırılmaması hepimiz için, tarihimiz için utanç verici bir mesele." ifadelerini kullandı.
"BURADA BİR MAHKEME Mİ KURACAĞIZ"
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise söz konusu iddiaları paylaşan kişilerin kim olduğuna bakılması gerektiğini aktararak, "Bu bahsedilen iddialarla alakalı olarak ismi geçen bütün makamlarımız şimdiye kadar defaatle açıklamada bulundular. Eğer daha güçlü bir şey isteniyorsa burası mahkeme değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevi yargının görevini almak değildir. Suç duyurusunda bulunulur, mahkemeler ilgili araştırmaları yaparlar, başta Kıbrıs olmak üzere, başta oradaki mahkemeler olmak üzere bu konuya dair bütün araştırmalarını yaparlar. Türkiye'yle alakalı bir iddia varsa da bununla ilgili savcılıklara suç duyurusunda bulunulur ve devamında da bu konuyla alakalı eğer iddialar somutlaşırsa, yargı aşamasına gelirse bununla alakalı süreç devam eder. Biz burada, gazetelerde çıkan haberlerden yola çıkarak ne yapacağız yani burada karar mı vereceğiz, burada bir mahkeme mi kuracağız?" diye konuştu.
"HUKUK SİZE YAN BİLE BAKAMIYOR"
CHP’li Başarır ise söz konusu iddiaların vahim olduğunu belirtti ve geçmişte Mecliste kurulan araştırma komisyonlarını örnek gösterdi. Başarır, "Meclis, araştırma komisyonu kurar, bunların üzerine gider, mahkeme değil ama mahkemelere ışık olur, mahkemelere bir anlamda delil sunar bu raporlar. Susurluk'ta olmadı mı? Mehmet Ağar yargılanmadı mı? Mehmet Ağar ceza almadı mı? Genelkurmay Başkanı dâhil birçok bürokrat, bakan, milletvekili gelip Komisyona hesap vermedi mi? Bugün neden yapamıyoruz efendim bunları? Bugün neden hep muhalefet yargılanır? Aynı iddialarla yargılanıyor. Hukuk bizim üzerimizden kirli bir dozer gibi geçiyor; hukuk size dokunmuyor, hukuk size değmiyor bile, hukuk size yaklaşmıyor bile, hukuk size yan bile bakamıyor. Niye? Çünkü sizin ve yakınlarınızın suç işleme özgürlüğü var; gerçekten yazık." dedi.
"33 KİŞİNİN KATİLİ TERÖRİSTİN İFADESİYLE GENELKURMAY BAŞKANI HAPİSTE ÇÜRÜDÜ"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise "Bu ülkede 33 kişinin katili bir teröristin ifadesiyle Genelkurmay Başkanı hapislerde çürüdü. İddia geliyor, iddia, çok önemli bir iddia: Size az önce bahsettiğim bütün bu devasa yatırımlar, Kıbrıs'taki bu kralın malikânesinden yapılmış devasa transferler; hepsinin belgesi var burada, hepsinin. Allah aşkına, bu ülkede insanlar aç ve sefil yaşarken Kıbrıs üzerinden İngiltere'ye transfer edilen bu paraların hesabını sormayalım mı? Ve şimdi ortada bir isim var, bu isim şu anda Hollanda'da, diyor ki, 'Çok önemli siyasilerin elimizde kasetleri vardı. Bunlar İsrail'e gönderildi. Bunlardan 40 tanesini Türkiye Cumhuriyeti devleti geri aldı. Kimin marifetiyle? Yasin Ekrem Serim marifetiyle. 5 tane daha vardı. Bu 5 tanesine Yasin Ekrem Serim el koydu, el koyduğu için de Erdoğan onu görevden aldı.' Bu, son derece vahim, Türkiye'nin ulusal güvenliğini ilgilendiren bir mesele, hadi Mecliste bu işin tartışılmasını istemiyorsunuz, hadi millet duysun istemiyorsunuz; gönderin bir savcı Hollanda'ya, yazın iki satır yazı, alın ifadesini, gidin üstüne. Bunu da ben mi yapacağım? Elbette siz yapacaksınız." değerlendirmesinde bulundu.
"KIBRIS GERÇEKTEN ÇOK KIYMETLİ"
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin iddianın kimden geldiğinin önemli olduğunu ve iddianın tek başına bir kriter olmadığını söyledi. Zengin, iddialar ile ilgili yargılamanın önünde bir engel olmadığını kaydederek, "Türkiye'de hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü olamaz eğer kendi iradesiyle de bir suç işliyorsa er ya da geç hukuk, adalet yerini bulur; dünyada da bulur, ahirette de bulur. O sebeple, birbirimizi doğru anlamak, burayı da doğru işletmek bizim vazifemiz. Böyle ağır, hacminden fazla ifadeler kullanmanın kimseye faydası yok. Kaldı ki şu çok önemli: Bakın, Kıbrıs gerçekten çok kıymetli, hepimiz için hem manevi olarak çok kıymetli hem Türkiye'nin jeopolitiği için çok önemli. Orada var olan her şeyi bu kadar aşağıya çekmeye, bu kadar değersizleştirmeye de hiçbirimizin hakkı olmadığını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Bizi Facebook'ta takip edin!
mykibris.com'u Facebook üzerinden takip edin, son paylaşımlardan haberdar olun.
Yorum Yap
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.
Tüm Yorumlar