İsias'ta kamu görevlilerine tutukluluk yok: Dava 6 Kasım'a ertelendi

Türkiye’de, 6 Şubat depreminde aralarında Şampiyon Melekler'in de bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan kamu görevlileri bugün ikinci kez yargı önüne çıktı.

Adıyaman 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, davanın 6 sanığı hakkındaki tutuklama talebini reddetti.

Mahkeme, “bilirkişi raporunun beklenmesine ve raporun akıbetinin sorulmasına, sanıkların vareste tutulma (daha sonraki duruşmalara katılmama) talebinin reddine, sanıkların adli kontrol şartlarının devamına, sanıkların tutuklanması ve ev hapsinde kalmasının reddine, Ahmet Bozkurt’un tanık olarak dinlenmesinin reddine ve sanıkların bir sonraki celsede mahkemede bulunmasına” karar verdi.

Dava, 6 Kasım'a ertelendi.

Davada, İsias Otel’e yapı ruhsatı verildiğinde Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Birimi’nde görevli ve Yapı Ruhsatında Proje Kontrollerinden sorumlu Dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut, Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı, Plan Proje/İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış ve daimi işçi Abdurrahman Karaaslan, 1993 ruhsatında İmar Müdürü Yusuf Gül ve daimi işçi, Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş yargılanıyor.

24 Nisan’da başlayan kamu görevlileri davası için iddianame "bilinçli taksir" suçlamasıyla yapılmıştı.

Duruşmada, mahkeme başkanı henüz İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nden beklenen bilirkişi raporunun hazır olmadığını belirterek, ilk celsede beyanda bulunmayan ailelere, sanıklara ve ailelere söz verdi.

MELTEM EKİZ: SANIKLAR SUÇLU VE CEZALARINI ÇEKMELİ

duruşmada ilk olarak ilk celsede dinlenmeyen, İsias enkazında hayatını kaybeden Aykan Ekiz’in annesi Meltem Ekiz’e söz verildi. Meltem Ekiz sanıkların tutuklu yargılanmasını talep ederek, sanıkların suçlu olduğunu ve cezalarını çekmesini istediğini söyledi. Ekiz, başka anne babaların ağlamaması için suçluların ceza almasını talep ettiklerini belirtti.

Meltem Ekiz’in dinlenmesinin ardından sanıklara söz verildi.

SANIKLAR

İlk olarak, sanıklara ifadelerine eklemek istedikleri olup olmadığı soruldu. Otelin 1993 ruhsatında İmar Müdürü olan sanık Yusuf Gül, daha önce verdiği ifadeye ekleme yaptı. O dönem belediye yetkililerinin imalatın yapılmasında denetleme yetkisinin bulunmadığını söyleyen Gül, bunun göz önüne alınarak beraatını talep etti.

Ruhsat Büro Şefi Bilal Balcı ise, mahkemeye detaylı beyanda bulunduğunu söyledi. Balcı, yapı ruhsatı verildikten sonraki sorumluluğun kendilerinde ait olmadığını belirterek, müdahale etme yükümlülükleri ve denetim görevlerinin olmadığını da kaydetti. Balcı, Türkiye’de Yapı Denetim Yasası’nın daha sonra yürürlüğe girdiğini söyledi.

Otele yapı ruhsatı verildiğinde Adıyaman Belediyesi Yapı Kontrol Birimi’nde görevli ve yapı ruhsatında proje kontrollerinden sorumlu dönemin Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut da, statik projelerde imzası olmadığını kaydederek, herhangi bir suçu bulunmadığından beraatını istediğini ifade etti.

Daimi işçi Abdurrahman Karaaslan, ifadesine ekleyeceği bir şey olmadığını, suçsuz olduğunu ve beraatını talep ettiğini söyledi. Daimi İşçi, Ruhsat Büro Teknisyeni Fazlı Karakuş da suçsuz olduğunu söyleyerek, beraatını istedi.

Plan Proje/İmar Müdürü Mehmet Salih Alkayış ise, önceki beyanlarını yineledi. Alkayış’ın avukatı Ahmet Işık, Alkayış’ın duruşmalardan muaf olmasını ve adli kontrol şartlarının kaldırılmasını talep etti.

Duruşmada daha sonra ailelere söz verildi.

OZAN DAĞLI: DEPREM DEĞİL, BİR CİNAYET

Eşi Mülkiye Dağlı ve kızları Nazife ve Abide Dağlı'yı İsias Otel'de kaybeden Ozan Dağlı, yaşananın bir deprem değil, bir cinayet olduğunu kaydederek, 72 canın hayatını kaybetmesine neden olan herkesin en ağır cezayı almasını istedi.

YAŞAR KEMAL GENÇALİOĞLU: SUÇLULAR EN AĞIR CEZAYI ALMALI

Depremde hayatını kaybeden Hayal Gençalioğlu'nun babası Yaşar Kemal Gençalioğlu da şikâyetçi olduğunu söyleyerek, suçluların en ağır cezayı almasını talep etti.

SİBEL KUMSAL: BİR ANNENİN YÜREĞİNE BAKARAK BU CEZALAR VERİLMELİ

Hayal Gençalioğlu'nun annesi Sibel Kumsal, adli kontrol şartlarında olanların tutuklanmasını ve ilk davadaki dosyayla kamu görevlilerinin dosyasının birleştirilmesini istedi. Kumsal, “Sürecin daha fazla uzamamasını istiyorum. Bir annenin yüreğine bakarak bu cezaların verilmesini istiyorum.” dedi.

ALİ EKBER TAN: TÜRK HALKI ARTIK YARGIYA İNANMIYOR

Umut Ulaş Tan’ın babası Ali Ekber Tan, “Türk halkı artık yargıya inanmıyor.” diyerek, bunun bilerek ve isteyerek işlenmiş bir cinayet olduğunu savundu.

TEBERRÜKEN ULUÇAY: SANIKLAR TUTUKLU YARGILANMALI

Depremde yeğeni Evren Çavdır, Havva Çavdır ve Elvin Çavdır’ı kaybeden CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay da, sanıkların tutuklu yargılanmasını talep etti. Uluçay, kamu görevlilerinin görevlerinin ne kadar önemli olduğunun bu süreçte anlaşıldığını kaydederek, bu davanın emsal olması temennisinde bulundu ve mahkeme başkanından bu doğrultuda karar vermesini istedi.

MURAT EKİZ: SUÇLULAR TUTUKLU YARGILANSIN

Aykan Ekiz’in babası Murat Ekiz de suçluların tutuklu yargılanması çağrısında bulundu.  

MEHMET BULUT: ADALETE GÜVENİM KALMADI

Ardından söz alan ve tutuklama talebini yineleyen Aykut Bulut'un babası Mehmet Bulut, “Yeniden bilirkişi raporu istenmesini anlamıyorum. Adalete güvenim kalmadı. ‘Olası kast’ kararı çıkmalı.” dedi.

MEHMET TÜLEK: SANIKLAR KAÇMAMALARI İÇİN TUTUKLU YARGILANMALI

İsias Otel'de hayatını kaybeden Asya Tülek'in babası Mehmet Tülek de, sanıkların suçunun çok net olduğunu söyledi. Tülek, “Bir önceki davada Hasan Aslan’ın tutuklanmasını talep ettik ama tutuklama kararı verilince kaçtı. Sanıkların suçları sabit, daha önceki rapor ortada, neden yenisi isteniyor?” ifadelerini kullandı. Tülek, sanıkların kaçmaması için tutuklu yargılanmasını istediklerini vurgulayarak, “olası kastla yargılanma” taleplerini yineledi.

SAFİYE ÇEVİK

Nehir Çevik'in annesi Safiye Çevik, söz alarak, “Zamanında makamında oturup, yiyip içip gezenler şimdi bedel ödemeyi neden kabul etmiyor?” diye sordu; en ağır cezanın verilmesi talebinde bulundu.

YOKSULİ ÇEVİK

Nehir Çevik'in babası Yoksuli Çevik ise adalet istediklerini vurguladı.

IRMAK ÇEVİK

Nehir Çevik’in kardeşi Irmak Çevik de, “Benim kardeşim 12 yaşında gün yüzü göremeyecekse, sanıklar da gün yüzü göremesin. En ağır cezayı almalarını istiyorum.” ifadelerini kullandı.

RUŞEN YÜCESOYLU KARAKAYA

Selin Karakaya'nın annesi Ruşen Yücesoylu Karakaya, sanıkların tutuklu olarak yargılanmasını ve “olası kast” kararının verilmesini talep etti.

AYŞE AKIN

Doruk ve Alp Akın'ın annesi Ayşe Akın, “Şikayetçiyim. Sorumsuzca hareket eden bu sorumsuz insanların tutuklu yargılanmalarını istiyorum. Davanın olası kastla sonuçlanmasını istiyorum ve adalete güveniyorum.” dedi.

OSMAN AKIN

Baba Osman Akın ise, şikayetçi olduğunu ve en ağır cezanın verilmesini talep etti.

CAN AHMET YENİÇERİ

Eşi Bedriye Fidan Yeniçeri ve kızı Ecem Yeniçeri'yi kaybeden Can Ahmet Yeniçeri, en ağır cezanın verilmesini istedi. 

FATMA KARASEL

Ali Karasel’ın eşi Fatma Karasel de şikayetçi olduğunu kaydederek, sanıkların tutuklu yargılanmalarını istediğini kaydetti.  

MURAT AKTUĞRALI

Aras Aktuğralı'nın babası Murat Aktuğralı, “Sanıkların attıkları imzalardan dolayı başka davaları da varmış. Sadece 72 canı öldürmediler, yüzlerce insanı öldürmüşler. En ağır cezayı alsınlar.” dedi.

MEHBARE - ORHAN KOÇ

Ozan Koç’un annesi Mehbare Koç ve babası Orhan Koç, sanıkların tutuklu yargılanmasını ve olası kastla yargılanmasını istedi.

CANER KALAYCI

Duygu Bolsoy Kalaycı’nın eşi ve Lavin Kalaycı’nın babası Caner Kalaycı da “Tutuklu yargılanmalarını istiyorum, şikayetçiyim.” ifadelerini kullandı.

RECEP KILIÇ

Havin Kılıç'ın babası Recep Kılıç sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi, tutuklu yargılanma talebinde bulundu.

ŞENİZ - RAMADAN ARKAR

Fahri Arkar'ın annesi Şeniz Arkar ve babası Ramadan Arkar, tutuklu yargılanma talebini yineledi.

MERİÇ İÇME

Özgür İçme’nin babası Meriç İçme, sanıkların olası kast ve tutuklu yargılanmasını istedi

NAFİ ÇETİNTAŞ - İHSAN NURLUÖZ

Osman Çetintaş’ın babası Nafi Çetintaş ve İzcan Nurluöz'ün babası İhsan Nurluöz de tutuklu yargılanma taleplerini vurguladı.

ŞENAY ATAKAN KONUKLU

Pamir Konuklu’nun eşi ve Atakan Celal Konuklu’nun annesi Şenay Atakan Konuklu, “Adalet bir kitaptan mı ibaret?” diye sorarak, adalet çağrısında bulundu.

TAYIP ÖZBERKMAN

Sahil Özberkman’ın babası Tayıp Özberkman, “Kamu görevlilerinin bulundukları makamların faydalarından yararlandıklarını gördük. Adaletten kaçamamalarını istiyorum.” dedi.

MEHMET TOPUKÇUOĞLU

Mert Niyazi Topukçuoğlu’nun babası Mehmet Topukçuoğlu, “Binaya hatalı tek bir çivi çakan da çaktıran da yapıya dönüşümünde imza atan da attıran da aynı derecede suçludurlar.” ifadelerini kullandı.

AVUKATLARA SÖZ VERİLDİ

Mahkemede daha sonra avukatlara söz verildi.

Avukatlar, sanıkların tutuklu yargılanmasını, bilirkişi heyetine yazı yazılarak raporun erken zamanda ivedi olarak hazırlanmasının istenmesini talep ettiler.

Avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu, davalar birleştirilmediği için sanık Ahmet Bozkurt’un tanık olarak mahkemeye çağrılmasını talep etti. Koçoğlu, sanıkların muaf tutulması ve adli kontrol şartının kaldırılması talebinin reddini istedi. Koçoğlu, diğer dosyanın Yargıtay’a gittiğini ve sanıkların kaçma şüphesi olduğunu kaydetti.

Cumhuriyet Savcısı da söz alarak, sanıkların duruşmalardan vareste tutulma talebinin reddine, adli kontrol taleplerinin de bilirkişi raporu gelene kadar reddine karar verilmesini istedi.

Bunun üzerine, sanık avukatları da, binanın olası yıkılma sebeplerinin ortada olduğunu belirterek, vareste tutulma taleplerini yineledi ve adli kontrol şartının kaldırılmasını istedi.

BİR SONRAKİ DURUŞMA 6 KASIM'DA

Mahkeme Başkanı, 15 dakika aranın ardından ara kararları açıkladı.

Mahkeme, “bilirkişi raporunun beklenmesine ve raporun akıbetinin sorulmasına, sanıkların vareste tutulma (daha sonraki duruşmalara katılmama) talebinin reddine, sanıkların adli kontrol şartlarının devamına, sanıkların tutuklanması ve ev hapsinde kalmasının reddine, Ahmet Bozkurt’un tanık olarak dinlenmesinin reddine ve sanıkların bir sonraki celsede mahkemede bulunmasına” karar verdi.

Bir sonraki duruşmanın 6 Kasım tarihinde yapılacağı açıklandı.