İsias duruşmasında ne konuşuldu?

26 Nisan 2024

Güncelleme: 27 Nisan 2024

A
A

Adıyaman 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde İsias davasının ikinci duruşması yapıldı.

ZgotmplZ

Haber Merkezi

Adıyaman 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde İsias davasının ikinci duruşması yapılıyor. İsias Otel'de 72 ölü, 8 yaralı olan ana dosya ile 2 yaralının daha olduğu ek dosya birleştirildi. Duruşmada söz alan tutuklu bulunan tüm sanıklar, savunmalarının geçerli olduğunu söyledi. Ayrıca sanıklar, ek rapor ve Gazi Üniversitesi'nin hazırladığı bilirkişi raporunda aleyhlerine olan konuları kabul etmedi.

Adıyaman'da bulunan MYK Haber ekibi gelişmeleri canlı aktarıyor...

ARA KARAR AÇIKLANDI

İkinci duruşmasında ara karar açıklandı. Tutuklu sanıkların tamamı tutuklu kalmaya devam edecek. Bir sonraki duruşma 12 Haziran 2024'e yapılmasına karar verildi.

MAHKEMEDE NE KONUŞULDU?

Bugünkü duruşmada şunlar konuşuldu:

Duruşmada, sanıkların savunmaları alındı. Sanıklardan Ahmet Bozkurt, suçlamaları kabul etmedi ve inşaat ve kullanılan malzemelerle ilgili yanlış hesaplamalar yapıldığını savundu.

Binayı yapan mühendis, mimar ve görevlilerin işlerini çok düzgün yaptıklarını ifade eden Bozkurt, “Yanlış tespitler var, bunları kabul etmiyorum” diyerek, alınan kök rapor ve ek rapor tespitine itirazda bulundu.

Bozkurt, 1993’te inşaatın yapımına başladığında malzemelerini çok dikkatli seçtiğini kaydetti.

Otelin mimarı Erdem Yıldız, 2 yaralı tespiti hakkında bilgisi olmadığını söyledi ve projeye uyumsuzluk iddialarını reddetti.

Fenni inşaat mühendisi Halil Bağcı da, önceki savunmasını tekrarladı ve aleyhindeki iddiaları kabul etmedi.

Ana savunmadaki savunmaları kabul eden Mehmet Fatih Bozkurt, diğer iddiaları reddetti.

İsias Otel faciasında kaybettiği oğlu için şikayetçi olan Betül Çetintaş ve İsmail Ayvaz’ın babası Abdurrahman Ayvaz, sanıklardan şikayetçi olduklarını belirttiler.

Nazım Can Hartlap’ın babası Turhan Hartlap da, adaletin yerini bulmasını istedi.

Müşteki avukatları, Gazi Üniversitesi raporunun yanlış olduğunu anlatmak için bilirkişilerin mahkemede dinlenmesini talep etti.

Sanık avukatları, yeni bir uzman görüşünü kabul etmeyeceklerini belirttiler.

Tanık olarak dinlenen Ahmet Ünal, çalıştığı dönemde inşaat yapılmadığını ifade etti.

Prof. Dr. Yonca Birol, tanık olarak dinlendi ve bina otele dönüştürülürken yapılan uygulamaların projeye uyumsuz olduğunu söyledi.

Mahkeme aranın ardından yeniden başladı.

Mehmet Efe Bozkurt, işletmecilik yapmadığını belirterek tahliyesini istedi.

Sanık Erdem Yıldız’ı temsilen Avukat Abuzer Yerlikaya, Gazi Üniversitesi raporunu kabul etmediklerini ve yeni bir rapor alınmasını talep etti.

Sanık Halil Bağcı’nın avukatı Mahmut Sevindik, müvekkiline getirilen tahliye kararını geç alınmış bir karar olarak değerlendirdi.

AİLELER: “ŞİKAYETÇİYİZ”

Duruşmada konuşan aileler sanıklardan şikayetçi olduklarını vurguladılar.

İsias Otel enkazında hayatını kaybeden İsmail Ayvaz’ın babası Abdurrahman Ayvaz, sanıklardan şikayetçi olduğunu belirtti. İsmail Ayvaz’ın eşi Ayşe Fatma Ayvaz da, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyleyerek, “Adalet yerini bulsun istiyorum” dedi.

 Nazım Can Hartlap’ın babası Turhan Hartlap da, sanıklardan şikayetçi olduğunu kaydederek, “Adalet mülkün temeli, adalet yerini bulsun istiyorum” diye konuştu.

Aras Aktuğralı’nın annesi Afet Aktuğralı da, sanıklardan şikayetçi olduğunu ifade etti.

Aykan Ekiz’in annesi Meryem Ekiz de, sanıklardan şikayetçi olduğunu kaydederek, “Katillerin en ağır cezaya çarptırılıp en ağır cezayı almalarını istiyorum” dedi.

Osman Çetintaş’ın annesi Betül Çetintaş da, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. “Oğlum yedi kat yerin altında… Oğlumun üzerine kürek kürek toprak atılmasını izledim”  diyen Çetintaş, “Benim oğlum güneşi göremiyor, sanıklardan güneşi gördükleri için şikayetçiyim” şeklinde konuştu.

Tanık Murat Kuştepe ise, binanın yan tarafındaki otopark işlettiğini belirterek, “Yan binada kalıyordum, arabam otoparktaydı, otelin yan binasının altındaydı. Oraya koştuğumda otel arabamın üzerine yıkılmıştı. 2017’den beri otoparkı işletiyorum. Otelde sadece bir tadilat yapıldığını biliyorum, başka bir şey bilmiyorum” diye konuştu.

Sanık avukatlarından Avukat Fuat Göktaş’ın sorularını yanıtlayan Kuştepe, gösterilen fotoğraf üzerine otoparkın nerede olduğunu anlattı.

 

İSİAS OTEL SAHİBİ BOZKURT SUÇLAMALARI REDDETTİ

 

Mahkemede İsias Otel sahibi sanık Ahmet Bozkurt dinlendi. Bozkurt, suçlamaları reddederek tahliyesini istedi. 

Bozkurt, yanlışlarla ifade edilen tespitler bulunduğunu, 14 kata göre statik yapılan otelin 9 kat olarak inşa edildiğini, 5 kat daha yükünü taşıyacak statik bulunduğunu söyledi.

Masraftan kaçmadığını, malzemenin en iyisinin kullanıldığını savunan Bozkurt, satmak için yapmadığını, 32 yıllık bir bina olduğunu 14 katın statik hesabıyla yapıldığını iddia etti.

Mevzuata göre Adıyaman’ın 4. derecede riskli olmasına rağmen otelin 2. derece depremin şiddetini karşılayacak bir bina olduğunu ileri süren Bozkurt, “Depremin şiddetini kimse öngöremiyordu. Depremin ağır şiddetli oluşu ve yan binaların üzerimize yıkılmasıyla bina doğuya doğru yıkıldı. Ben suçsuzum. Bilirkişi Kıbrıs’tan gelen hocalarıma saygım var. 1975 yönetmeliğine göre yapıldı. 2001 yılında binanın genel iskeletiyle oynama olmadı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi rica ediyorum.” dedi.

Mehmet Fatih Bozkurt da, 93-99 yıllarında Kıbrıs’ta üniversite öğrencisi olduğunu, otel kurulunca diğer kardeşleri gibi yüzde 5’lik hisse aldığını ancak otelde çalışmadığını, işletmecilik yapmadığını savundu.

Suçlamaları kabul etmeyen Bozkurt, gelirinin araba bayiliğinden geldiğini ileri sürdü.

ERDEM YILDIZ

Erdem Yıldız, ruhsata itiraz ederek, otelin sadece bir yıl dekorasyonunu yaptığını söyleyerek, “Yaptığım asma tavan veya diğer işler binanın yıkılmasında sebep olmamıştır” diyerek, tahliyesini istedi.

HALİL BAĞCI

Halil Bağcı da takdirin mahkemede olduğunu söyleyerek, Adıyaman’da 300 ün üzerinde yapısı bulunduğunu, fenni mesul olduğu bir yapıdan dolayı tutuklu bulunduğunu, bayramda evine girmediğini belirtti.

Bağcı, dosyası içinde raporlanan birçok yapıya ruhsat verildiğini, İsias Otel’e bir ayrıcalık yapılmadığını savundu.

EMİN SARIGÜL

Tutuksuz sanıkların avukatlarından Emin Emre Sarıgül, bina için alınan örnekler ve çıkan raporlara dikkat çekerek, KKTC tarafından yapılan testlerin, usule aykırı olduğu beton numunesi ve malzemesinin savcılık izni olmadan alındığını ve dolayısıyla bu sonuçların değerlendirmeye alınmaması gerektiğini iddia etti.

Gazi Üniversitesi’nde malzeme kalitesine ilişkin bütün hususlarda eksiklikler bulunduğunu söyleyen Sarıgül, yönetmelik şartlarını da taşımadığını belirterek, savcılık tarafından alınmış numune sonuçlarının esas alınmasını talep etti.  Sanıkların beraatını talep eden Sarıgül, tutuklu sanıkların tahliyesini istedi.

Diğer tutuksuz sanıkların avukatları da, bilirkişilerin numune alınırken yapılması gerekenlere ve bu konudaki yönetmeliklere değindi.

Yönetmeliğe göre alınmayan karot numuneleriyle çıkan raporların gerçekleri yansıtmadığını, mimari projeden perde duvarın kesildiği iddialarının da gerçekleri yansıtmadığını savunarak, tutuklu olan sanıkların tahliyesini talep ettiler.

Bir diğer avukat da, otelde çeşitli tadilatlar ve projeler bulunduğunu, Gazi Üniversitesinin raporunun hangi projeye hangi tadilata göre düzenlendiğinin bilinmediğini söyleyerek, yeni bir teknik bilirkişiden rapor alınması talebinde bulundu.

Bir diğer avukat da ortaya konulan delilleri kabul etmediklerini, gelen kişilerin uzman olup olmadığının bilinmediğini o sebeple de soru sorulmadığını belirtti.

Kat raporunda Halil Bağcı’ya yönelik herhangi bir suçlama olmadığını savunan avukat, tahliye kararının yerinde olduğunu ve adli kontrol şartlarının da kaldırılmasını istedi.

ERDEM YILDIZ’IN AVUKATI SEÇİLMİŞ: “RAPOR YOK HÜKMÜNDE”

Tutuklu Erdem Yıldız’ın avukatı, Demirhan Seçilmiş, Gazi Üniversitesi raporunun fennî ve bilimsel açıdan yok hükmünde olduğunu, müvekkilinin mimari projeyle karkas kısmının mimari projesini hazırladığını statik projesiyle bir alakası olmadığını söyledi.

Sanık avukatının konuşması sırasında mahkeme salonunda sözlü tartışmalar yaşandı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden gelen raporda müvekkillerine asli kusur başlığı açılmadığını kaydeden Seçilmiş, müvekkilinin taşıyıcı sistemle veya daha sonra yapılan işlerde bir sorumluluğu olmadığını söyledi.

Seçilmiş, taşıyıcı sistem itibarıyla müvekkilinin sorumluluğu içinde olmadığı için herhangi bir şeyden sorumlu tutulmasını kabul etmediklerini belirtti.

Düzenlenen ek raporu da kabul etmediklerini, yeniden bir rapor alınmasını istediklerini, delillerin büyük ölçüde toplandığını, raporlar arasındaki çelişkilerin de giderilmesini isteyen Seçilmiş, müvekkilinin tahliyesini talep etti.

FATİH MEHMET BOZKURT AVUKATLARINDAN ÖMER OLGUN

Fatih Mehmet Bozkurt avukatlarından Ömer Olgun da, delil ve tutuklulukla ilgili değerlendirme yaptı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi raporlarındaki teknik bilgi kısmıyla ilgili itirazları olduğunu söyleyen Olgun, bilimsel olarak da net bilgilerin olmadığını, bina sahibinin sorumluluğuna ilişkin bir açıklama olmadığını, etriye aralığıyla ilgili ve betonla ilgili kısmın da gerçeği yansıtmadığını savundu.

İsias Otel ortaklarının da teknik kusurlardan sorumlu tutulmasının da mümkün olmadığını ileri süren Olgun, adaletin her iki taraf açısından da gerekli olduğunu söyledi.

Olgun, tutukluların tahliyesini istedi.

AHMET BOZKURT’UN AVUKATI GÖKTAŞ

Ahmet Bozkurt’un avukatı Fuat Göktaş da “Hepimiz adaleti arıyoruz. Adaleti arıyoruz, tahkikat talebi değil ve ortaya koyduğumuz delillerle adaleti arıyoruz” dedi.

Müvekkilinin mühendislerine gelen raporlar olduğunu söyleyen Göktaş, mülk sahibinin sorumluluklarını anlattı.

Müvekkilinin Adıyaman şartlarına göre en iyi malzemeyi bulduğunu söyleyen Göktaş, raporda müvekkili için ‘kar sahibi olduğu için mesul olabilir’ diye bir ithamda bulunulduğunu ancak bunun bilimsel raporda yeri olmadığını  savundu.

Göktaş, Gazi Üniversitesi’nin raporunun her iki taraf tarafından beğenilmediğini söyledi.

O dönemde doğu bölgelerde beton mikseri olmadığını, bu nedenle ustaların elle kararak yaptığı betona mahkum olunduğunu söyleyen Göktaş, delilleri bulamadıklarını, deprem görüntülerini göremediklerini, ölen kişi sayısının 8 bin 637 kişi olduğunu, yardımın ilk Kıbrıs vatanadaşlarına geldiğini savundu.

Göktaş, “1974’ten sonra ilk kez şehit verdik’ dediler, biz de Kıbrıs’ta şehitler verdik, hala şehitler veriyoruz” dedi. Bu sözlerin üzerine mahkemede gerginlik ve tartışmalar yaşandı. Göktaş, “Hepimiz biriz, ben ondan bahsediyorum onu anlatmaya çalışıyorum” dedi.

“Biz siz ayrımımız yok, acıları hep beraber yaşıyoruz. Kimseyi katil ilan etmeden, gerçekten suçluları bulalım araştırıp adaleti bulalım istiyoruz” diyen Göktaş, Gazi Üniversitesi’nin araştırma yapmadığını sadece bir göz attıklarını düşündüklerini kaydetti.

Raporda yukardaki eklentinin binanın bütünlüğünü bozmayacağını belirten beyanın karşı tarafı memnun etmeyen husus olduğunu anlatan Göktaş, Gazi Üniversitesi ile Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) arasındaki istişare ve kardeş üniversite ilan edilmesinin kendilerini işkillendirdiğini söyledi.

Göktaş, Başbakanın Gazi Üniversitesi rektörüyle görüştüğünü bunun işin içine şaibe karıştığını düşündürdüğünü savundu. 

Yönetmeliklerin sürekli değiştirmesini eleştiren Göktaş, teknik sorunların hepsinde fennî mesulün sorumlu olduğunu kaydetti.

Göktaş, Fatih Bozkurt’un binanın yapımında hiç bir söz sahibi olmamasından müvekkili Ahmet Bozkurt’un da müvekkiline addedilecek bir suç unsuru taşımadığı gerekçesiyle tahliyesini istedi.

Ahmet Bozkurt’un diğer avukatı da raporda müvekkiline addedilecek bir suç unsuru bulunmadığını savunan Göktaş, müvekkilinin yaşı ve hastalığı göz önünde bulundurularak, tahliyesini istedi.

MEHMET FATİH BOZKURT’UN AVUKATI TALAT GÜNDOĞDU

Mehmet Fatih Bozkurt’un avukatı Talat Gündoğdu da, binanın 1993 yılında yapıldığını ve o tarihte şirketin ortada olmadığını, bu nedenle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını söyledi.

Fatih Bozkurt’un malı devraldığı zamanda binanın hazır olduğunu kendileri açısından hiç bir suç unsuru oluşmadığını savunan Gündoğdu, şirketin hissedarının binanın  eksikliğinden ötürü yıkılmasından sorumlu tutulamayacağını söyleyerek, müvekkilinin tahliyesini istedi.

Mehmet Fatih Bozkurt’un bir diğer avukatı ise, raporun iki tarafı da tatmin etmediğini söyledi.

Raporda müvekkili aleyhine hiç bir ithamda bulunulmadığı savunan avukat, etriye aralıklarının tekrar araştırılmasını istedi.

Simülasyonlara kendilerinin de çalıştıklarını ve bir tane kolonda eksiklik olmadığını bildiklerini söyleyen avukat, işletmenin sahibi orada olmadığında mesul müdürün bulunması gerektiğini, bulunmasının ne gibi bir suç unsuru getirdiğini sordu.

 

Müvekkilinin neden suçlandığını bilmediğini, anlamadığını söyleyen avukat, “Fatih, kolonların kirişlerin nasıl bağlandığını mı biliyordu?” diye sordu.

Kolonların kesilmediğini savunan avukat, kaçak katın oteli yıkmasının  mümkün olmadığını ileri sürdü.

Gazi Üniversitesinin raporuna değinen avukat, bilim adamlarının eksik çalışmasından rahatsızlık duyduğunu, raporda kolaya kaçıldığını savunarak, inşaatın yapımı ve tapunun devir tarihine bakılmasını istedi.

Avukat, müvekkilinin tahliyesini talep etti.

Mehmet Bozkurt avukatlarından biri yeniden söz alarak, binadan hukuka aykırı deliler toplandığını, iddia etti.

Adıyaman Cumhuriyet Savcılığı tarafından alınan delillerin yanlı olduğunu iddia eden avukat, hukuka aykırı toplanmış delilerin nasıl inceleneceğini sordu.

Yeniden karot alınıp raporlandırılmasını isteyen avukat, ruhsatı veren belediyenin neden hala sorumlu tutulmadığını sordu.

“Fenni mesul mimar, binanın sahibi, sorumlu oluyor da kamu görevlileri, belediye görevlileri nasıl sorumlu olmuyor” diyen avukat, teknik ve hukuki anlamda yapılan araştırmada müvekkilinin otele gelip gelmemesinin onu sorumlu tutamayacağını söyledi.

 Avukat, müvekkilinin 15 aydır hapishanede olmasının göz önünde bulundurularak tahliyesini talep etti.

İSİAS DAVASI

Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adıyaman’da bulunan Grand İsias Otel’de 35'i Gazimağusa Türk Maarif Koleji voleybol takımındaki Kıbrıslı Türk öğrenciler, öğretmenler ve ailelerden olmak üzere toplam 72 kişi hayatını kaybetmişti.

Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamede şüphelilerin “bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar cezalandırılmalarını talep etti.

3 Ocak'ta görülen duruşmada mahkeme heyeti, tutuklu yargılanan Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt, Efe Bozkurt, statik proje müellifi Halil Bağcı ve fenni mesul ve statik proje müellifi Erdem Yıldız’ın tutukluluklarının devamına; tutuksuz yargılanan Bilge Açık, Seda Bozkurt Zeren, Şule Bozkurt Özbek, Ulviye Bozkurt, Hasan Aslan, Mehmet Göncüoğlu’nun ise adli kontrol tedbiriyle tutuksuz yargılanmalarının devamına karar verdi.

Davanın ikinci duruşması 26 Nisan 2024 Cuma günü yapılmasına karar verdi.

İKİ KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ

29 Mart'ta Mahkeme, yapılan tutukluluk incelemesinde otelin sahibi Ahmet Bozkurt’un oğlu Efe Bozkurt ve Halil Bağcı’nın, yurt dışı yasağı ile adli kontrol şartlarıyla tahliyesine karar verdi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar