İsias duruşması 19 Ocak'a ertelendi

6 Kasım 2025

Güncelleme: 6 Kasım 2025

A
A

Adıyaman’da kamu görevlilerinin yargılandığı davanın üçüncü duruşması, tarafların dinlenmesinin ardından sona erdi. Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 19 Ocak 2026'ya erteledi. Sanıklara tutukluluk kararı çıkmadı.

ZgotmplZ

Türkiye'nin Adıyaman ilindeki Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan altı kamu görevlisinin yargılandığı üçüncü duruşması, tarafların dinlenmesinin tamamlanmasıyla sona erdi. Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 19 Ocak 2026'ya ertelerken, sanıklara herhangi bir tutuklama kararı verilmedi.

Duruşmada, tarafların dinlenmesinin sonrasında 20 dakika ara verildi. Ardından, ara kararlar açıklandı.

Adıyaman 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde KKTC saatiyle 09.30’da başlayan duruşma, 14.30 sıralarında sona erdi.

Davada, sanıkların ve avukatların savunma yapmak için istediği bir aylık süre tanındı.

Mahkeme; Ahmet Bozkurt’un dinlenmesinin reddine, Belediye Başkanı ve Belediye Encümeni’nin dinlenmesinin reddine, Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’nin (UCİM) davaya katılım talebinin reddine ve sanıkların yurt dışına çıkış yasağının devamına karar verdi.

ARA KARAR ÖNCESİNDE SANIKLAR DİNLENDİ

Ara kararın açıklanması öncesinde, iddia makamı yeni bir bilirkişi raporu alınmasına dair talepleri olmadığını söyledi. Ardından sanıkların dinlenmesine geçildi.

Sanık Yusuf Gül, mahkemede dinledikleriyle alakalı bilgi sahibi olduğunu söyledi. Gül, sorumluluğu bulunmadığı addedilen rapora katıldığını belirtti. 1993 yılında yapı ruhsatı verdiklerini ve kullanım amacı konut olduğunu aktaran Gül, kendisinin mimar olarak belediyenin İmar Müdürlüğü’nde görev yaptığını ancak binanın statik hesaplamalarını yapma yetkisi olmadığını anlattı. Gül, “O dönemde Yapı Denetim Yasası’na tabi değildik.” dedi.

Yapı sahibinden istenen belgeleri eksiksiz olarak aldıklarını söyleyen Gül, binanın 1998 yılında yapı ruhsatının hükmünü kaybettiğini söyledi. Bina sahibinin konut projesinden otel yarattığını anlatan Gül, “Benim buna hükmedecek gücüm ve yetkim yoktu.  Görevim süresince kimsenin hükmü altında çalışmadım. Alnım açık, şaibeli bir işim yoktur. Maddi manevi bir yolsuzluğum söz konusu olamaz.” diye konuştu.

Sanık Bilal Balcı ise kısmen okuduğu raporda bazı eksik ve yanlış değerlendirmeler yapıldığını söyledi. İmar kanununa atıfta bulunan Balcı, “Bunun yapım sürecinde ben Adıyaman Belediyesi'nde bile değildim. Ruhsatın düzenlendiği tarihte buna göre bir mevzuat yoktu. O dönemin şartlarında işin uzmanı olan inşaat mühendisinden rapor alıp, dosyaya koyduk. Yapmamız gereken işlemi yaptık.” ifadelerini kullandı. Binada esaslı tadilatların 2006’dan sonra yapıldığını söyleyen Balcı, bu değişikliklerden sonra binanın yıkıldığını söyledi.

Sanık avukatı, mahkemeden raporu detaylı incelemek için süre talebinde bulundu.

Dönemin Adıyaman Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bulut da raporun bir kısmını okuduğunu söyledi. Bulut, beyanatta bulunmak için ek süre isteyeceğini belirterek, üç aşamada tamamlanan binanın ilk yapım aşamasında görevde olmadığını kaydetti.

Teknik projelerde de imzasının olmadığını belirten Bulut, “Projeler imzalanır, hazırlanırdı. Ben sadece ruhsata imza attım, herhangi bir rapor hazırlamak benim görevim değildi. Belediye işleyişi ve işlemleri o kadar kalabalık ki benim onları hatırlamam mümkün değil. Encümenden sonra ne gibi bir işlem yapıldığını hatırlamıyorum. Ben sadece havale kısmına bakıyordum. Ben ayrıldıktan sonra bu binaya birçok işlem yapıldı.” şeklinde konuştu.

Sanık Abdurrahman Karaaslan, “Dosyanın içeriğiyle ilgili bilgim yoktu, öyle bir yetkim de yoktu. Belediye çalışırken şef Bilal Balcı’ydı.” dedi.

Fazlı Karakaş’ın görevinin yapı kullanma formunu doldurup, yetkiliye teslim etmek olduğunu kaydeden Karaaslan, incelemeyi kimin yaptığını bilmediğini söyledi. Yapının ruhsata aykırı yapıldığı konusunda bilgi olmadığını söyleyen Karaaslan, evrakta “düzenleyen" yeri olmadığı için belgede kendisinin ismi olduğunu ve imza attığını aktardı.

Mehmet Salih Alkayış da, raporu okuyup, detaylı incelediğini belirterek, itiraz edeceğini kaydetti. Alkayış, bina için yıkım kararı alınıp alınmadığını hatırlamadığını da söyledi.

Sanık avukatı ise, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini belirterek, yeni bir heyetten yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep etti. Avukat, yeni bir bilirkişi raporu talep edilecekse bilirkişi heyetine soracaklarını hazırlamak için süre isteyeceklerini kaydetti.

Karaaslan ve Karakuş’un avukatı, iki sanığın da sahaya inmediğini ve binaları denetlemediğini belirtti. Şu an belediyede aynı sistemin devam ettiğini anlatan avukat, her iki müvekkilinin de katiplik yaptığını kaydetti. Yazacağı yazıya bile müvekkillerinin karar veremediğini söyleyen avukat, sanıkların suçsuz olduğunu belirtti ve beraatlarını istedi.

Sanık ve sanık avukatlarının dinlenmesinin ardından Cumhuriyet savcısı adli kontrol şartlarının devam edilmesi ve tutukluk taleplerinin reddi şeklinde mütalaa verdi. Sanıklar, haklarında adli kontrol şartlarının kaldırılmasını talep etti.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar