Hamidiye'de belediye görevlileri "asli kusurlu" sayıldı... Avukat Kırmacı, "olası kast"ı işaret etti

7 Şubat 2024

Güncelleme: 7 Şubat 2024

A
A

Kahramanmaraş'taki Hamidiye sitesi bilirkişi raporunda kamu görevlileri "asli kusurlu" sayıldı. Dava avukatlarından Kübra Nur Kırmacı Akküncü, "kan donduran" diye nitelediği rapordaki detayları anlattı, "olası kast"la yargılama beklediklerini söyledi

ZgotmplZ
19 yıllık olan Hamidiye Sitesi blokları 11 kattan oluşuyordu.

6 Şubat depremlerinde en az 150 kişinin hayatını kaybettiği Kahramanmaraş'taki Hamidiye Sitesi ile ilgili bilirkişi raporu 11 ayın sonunda çıktı.

4 bloğundan ikisi deprem esnasında yıkılan siteye ilişkin raporda, kamu görevlileri "asli kusurlu" olarak belirtildi. Raporda, belediye yapı kontrol birimi; müteahhit, statik proje müellifi ve statik fenni mesul ile birlikte "asli kusurlu" sayıldı.

Soruşturma aşamasında savcılıkların talep ettiği bilirkişi raporları, deprem davaları için kritik öneme sahip. Hamidiye Sitesi ile ilgili  bilirkişi raporu Konya Teknik Üniversitesi tarafından hazırlandı. Üniversite, yine 150'den fazla kişinin hayatını kaybettiği, altı bloğundan üçü yıkılan Palmiye Sitesi'ne ilişkin raporunda da kamu görevlilerini "asli kusurlu" saydı.

Belediye görevlilerinin asli kusurlu bulunmaları Kahramanmaraş'ta ve benzer dava süreçlerinde bir ilk.

Hamidiye Sitesi'nde yakınlarını kaybeden ve davanın avukatlarından Kübra Nur Kırmacı Akküncü, "kan donduran" diye nitelediği rapordaki detayları, dün akşam Mykibris.com Haber Müdürü Ramazan Adnan'ın sunumuyla Ada TV'de ekrana gelen "Masada" programına telefonla bağlanarak, anlattı.

"KOLONLAR YÖNETMELİKLERE AYKIRI, PERDE DUVAR YOK, ZEMİN ETÜDÜ YAPILMAMIŞ"

Avukat Akküncü, rapora yansıyan tespitleri şöyle sıraladı:

"Bu raporda, kolonların yönetmenlikleri uygun olmadığı, yetersiz olduğu, binada perde duvarı olmadı ve zemin etüdü yapılmadığı açıkça yer alıyor. Ayrıca raporda yine açıkça, mühendislik ilkelerine uymayan durumların da ortaya çıktığı, bu sebepten dolayı da, deprem sırasında katlar arası yük iletimini bozacak bir durumun ortaya çıkmasının da kaçınılmaz olduğu açıkça belirtiliyor. Bu rapordaki en önemli hususlardan biri de, projedeki hatalara inşaat sırasında müdahale edilerek, projenin revize edilmesi gerektiği ısrarla vurgulanmış. Ancak belediye görevlileri projenin revize edilmesini istemek yerine incelemeden doğrudan imzalamayı tercih ettiler."

"SİTE MÜTEAHHİDİ, AYNI ZAMANDA DÖNEMİN BELEDİYE İMAR MÜDÜRÜYDÜ"

Tutuklu bulunan müteahhit A.K.'nin, inşaat yapıldığı sırada aynı zamanda belediyede imar müdürü olduğuna da dikkat çeken avukat Akküncü, "Bu hatalı projeye maalesef ki müdahale eden olmamış o dönemde, çünkü inşaatın müteahhidi o dönemin imar müdürü, yani projeyi yazan da onaylayan da maalesef ki aynı kişidir." dedi.

"HATALAR TOLERE EDİLEBİLECEK DÜZEYDE DEĞİL"

Avukat Akküncü, bilirkişi raporunda, deprem sırasında yapıda meydana gelen toptan çökmenin ana nedeninin ise şu şekilde belirlendiğini aktarıyor:

"Hazırlanan ve onaylanan projenin gerek 1975 ve gerekse 1998 deprem yönetmelikleri normlarına uygun olarak tasarlanmamış olması, ilgili mercilerde bu hatalı projenin onaylanmış olması ve söz konusu hatalı hazırlanan projenin yerinde sorgulanmadan uygulanmasıdır.

Özellikle yine vurgulanan ikinci bir husus ise, projedeki hataların tolere edilebilirliğin çok üzerinde olduğu vurgulanıyor. Yani bu hatalar tolere edilebilecek düzeyde değil, çok büyük hatalar, öyle küçük, gözden kaçmış hatalar kesinlikle değil

Bu sebepten dolayı da zaten raporda yapım sorumlusu müteahhit, diğer sorumlular ve belediye yapı kontrol bilimi asli kusurlu olarak bulundu."

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde yıkılan Onikişubat ilçesi Şehit Abdullah Çavuş Mahallesi İsmet Karaokur Bulvarı'nda bulunan 4 bloklu Hamidiye Sitesi'nde iki blok deprem anında yıkılırken, ağır hasarlı olan bir blok ise daha sonra ekiplerce yıkılmıştı.
"KAN DONDURAN RAPOR... OLASI KASTLA YARGILANMALILAR..."

Bilirkişi raporunu "Kan donduran rapor" olarak niteleyen avukat Kübra Nur Kırmacı Akküncü, şöyle devam etti:

"Artık sorumluların ‘olası kast’la yargılanması gerekmekte hiç şüphesiz. Biz bu sorumluların olası kasttan yargılanması için her türlü hukuki mücadeleyi de veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.

Raporun detaylarına baktığımızda da gerçekten, basit hatalar değil, yanlışlıkla yapılan hatalar da değil, ‘bile isteye’ hatalar olduğunu düşünüyorum hukukçu olarak, sadece boş verilmiş olarak kabul ediyorum. Sonuçta bunu yapan müteahhit de yüksek mimar. Yüksek mimar bir kişinin bu hatalarını bilmeme ihtimali zaten yok. Bunları bile isteye yaptıysa da, ‘Bu deprem, bizim başımıza gelecek mi, 7 şiddetinde yani 8 şiddetinde bir deprem zaten olmaz, o da bize mi denk gelir?’ düşüncesiyle yapıldığını düşünüyorum ben, bu sebepten de, kesinlikle ve kesinlikle, olası kasttan yargılanmaları gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de bizim mücadelemizi veriyoruz, vermeye de devam ediyoruz."

"GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR"

Bilirkişi raporunun 11 ayın sonunda geldiğini, şu anda iddianamenin hazırlanması için uğraştıklarını anlatan avukat Akküncü, sözlerini şöyle noktaladı:

"Geç gelen adalet de adalet olmaktan biraz çıktığı için olabildiğince bu süreçlerin erken sonuçlanması hepimiz için iyi bir durum, vekiller açısından da öyle. Şöyle bir sıkıntımız var; raporun geç gelmesi, asli kusurlu olan diğer kişilerin kaçmalarına da sebep olabiliyor. Tutuklama çıktığında bu kişiler firar etmiş olabiliyor. Bu kez biz bu kişilere ulaşamıyoruz,  böyle bir sıkıntı da söz konusu olduğu için, hem bizim hem de müvekkililer yönüyle bu çok can sıkıcı bir durum haline gelebiliyor. Biz bu süreçlerin hızlandırılması için elimizden geleni yapıyoruz ama biraz kamuoyunun oluşmasında da fayda var."

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar