
"Halkın 21 yıl önceki çözüm iradesine her zamankinden fazla sahip çıkacağız"
24 Nisan 2025
CTP, Kıbrıs Türk halkının çözüm isteğinin 24 Nisan 2004’te olduğu gibi bugün de geçerli olduğunu belirterek, çözümün sadece bir siyasi hedef değil, aynı zamanda bir toplumsal ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Annan Planı Referandumu’nun 21'inci yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Kıbrıs Türk halkının çözüm isteğinin 24 Nisan 2004’te olduğu gibi bugün de geçerli olduğunu vurguladı.
CTP Basın Bürosu tarafından yapılan yazılı açıklamada, bugün Kıbrıs Türk halkının dünya kamuoyu önünde barışa, çözüme ve federal bir geleceğe “evet” dediği 24 Nisan Annan Planı Referandumu’nun 21'nci yıl dönümü olduğunu kaydetti.
24 Nisan 2004’te Kıbrıs Türk halkının çözümün tarafı olduğunu kararlılıkla ortaya koyduğunun belirtildiği açıklamada, “O gün sandıktan çıkan sonuç, yalnızca bir plana verilen destek değil, aynı zamanda uluslararası hukuk içerisinde bir yaşam ve adil bir barış için yükselen bir iradeydi. Bu irade, Kıbrıs Türk halkının çocuklarının geleceğini düşünerek attığı onurlu bir adımdı.” denildi.
"ÇÖZÜM SADECE SİYASİ HEDEF DEĞİL, TOPLUMSAL İHTİYAÇ"
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Annan Planı ve referanduma giden süreç belki Kıbrıs’a barış getirmedi ama barikatları devirdi, karşılıklı geçişler yıllar sonra yeniden başladı, toplumlar yeniden buluştu. Referandumla birlikte geliştirilmesi hala zorunlu olan yeni işbirliği kapıları aralandı, Avrupa Birliği’nin ‘Yeşil Hat Tüzüğü’ ve ‘Mali Yardım Tüzüğü’ gibi adımları yaşamla buluştu, binlerce öğrencimiz Avrupa’da eğitim almaya başladı. Yine bu süreçte Avrupa Konseyi’nde ‘gözlemci üyelik’ statüsü kazanıldı. ‘Doğrudan Ticaret Tüzüğü’ ile ilgili de adımların atılabilmesi için bu iradeye sahip çıkmalıyız.
CTP olarak, bu tarihsel iradeye dün olduğu gibi bugün de sahip çıkıyoruz. Üstelik bugün, her zamankinden daha fazla sahip çıkmak zorundayız. Çünkü çözümsüzlük siyaseti her geçen gün halkımızı daha da yalnızlaştırmakta, uluslararası hukuk dışında tutmakta ve gençlerimizin geleceğini karartmaktadır. Gün geçtikçe artan ekonomik sıkıntılar, uluslararası temas eksikliği ve özgüven kaybı, çözümün sadece bir siyasi hedef değil, aynı zamanda bir toplumsal ihtiyaç olduğunu göstermektedir.”
"HALKIN BARIŞ, EŞİTLİK VE ULUSLARARASI HUKUKA OLAN İHTİYACI HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA”
Kıbrıs Türk halkının çözümün tarafı olduğunun vurgulandığı açıklamada, "Çözümsüzlük çözümdür" anlayışının halka kaybettirdiği ve gençlerin gelecek belirsizliğiyle yaşamasına neden olduğu kaydedildi.
Çözümle birlikte daha özgür, daha üretken ve kendine güvenen bir toplum inşa etmenin mümkün olduğunun belirtildiği açıklamada, “Geleceğine yön verebilen, kendi kararlarını alabilen ve dünyayla bütünleşmiş bir Kıbrıs Türk halkı hepimizin hakkıdır. Kendi kendini yönetmekte tereddüt etmeyen, iradesini özgüvenle elinde tutan ve daha güçlü bir demokrasiye sahip olan bir halk tartışmasız hedefimizdir.” ifadeleri kullanıldı.
Kıbrıs Türk halkının çözüm isteğinin 24 Nisan 2004’te olduğu gibi bugün de geçerli olduğunun vurgulandığı açıklamada, halkın barışa, eşitliğe ve uluslararası hukuka olan ihtiyacının her zamankinden daha fazla olduğu belirtildi.
"GERÇEKLEŞMESİ MÜMKÜN OLMAYAN SİYASETLERLE VAKİT HARCANIYOR"
Açıklamada, bugün yaşanan sorunların büyük bölümünün, çözümle birlikte aşılabileceği, ekonomik kalkınmadan özgürlük alanlarına, eğitimden uluslararası temsil gücüne kadar her alanda halkı ileriye taşıyacak bir sürecin önünün açılabileceği vurgulandı.
Ancak, Kıbrıslı Türk halkının bu açık iradesine rağmen, BM zemininin dışına çıkılarak, gerçekleşmesi mümkün olmayan sözde siyasetlerle vakit harcandığı savunulan açıklamada, "Bugün, hem bu iradenin unutulmaması hem de bu iradeye uygun bir siyasetin yeniden inşa edilmesi gerekmektedir. CTP olarak, Kıbrıs’ta iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm hedefinden sapmadan, halkımızın 24 Nisan’da ortaya koyduğu çözüm iradesine her zamankinden fazla sahip çıkmaya devam edeceğiz. Barış ve çözüm iradesi, bu halkın en kıymetli miraslarındandır ve bu mirası geleceğe taşımak, hepimizin ortak sorumluluğudur.” ifadelerine yer verildi.
ANNAN PLANI
Annan Planı, Kıbrıs'ta olası bir çözüme ulaşma umutlarının en yoğun yaşandığı dönemlerden biri olarak öne çıkıyor. Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, 2002'de "Annan Planı" olarak da bilinen "Kıbrıs Sorununa Kapsamlı Çözüm Temeli" belgesini ortaya koydu. Annan, tarafların anlaşamadığı noktaları tamamlayarak kendi adını taşıyan belgeye son şeklini verdi. Bu belge, referanduma sunuldu ve son sözü söyleme hakkı doğrudan iki topluma bırakıldı. Planda, yeni ortaklığın iki kesimli olacağı, iki tarafın birbirinin ayrı kimliğini ve bütünlüğünü tanıyacağı ve tarafların karşılıklı olarak kültürel, dini, siyasi ve sosyal kimliklerine saygı gösterecekleri yer alıyordu.
Diğer yandan, kurucu devletlerin kendi alanlarında yetkilerini egemence kullanacakları ve federal hükümetin birbirlerinin yetki ve işlevlerine karışamayacakları gibi hususlar da planın içerisindeydi.
Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve o zamanki Rum lider Tassos Papadopulos, "Annan Planı" çerçevesinde çeşitli görüşmeler yaptı ve plan 24 Nisan 2004'te iki tarafta referanduma sunuldu. Rum halkının yüzde 75,83'ü planı reddederken, Kıbrıs Türk tarafı yüzde 64,91 çoğunlukla plana "Evet" dedi.
Buna karşın referandumun hemen sonrasında 1 Mayıs 2004'te Rum yönetimi, Ada'daki diğer ortak yok sayılarak "Kıbrıs Cumhuriyeti" adı altında AB'ye tam üye yapıldı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Bizi Facebook'ta takip edin!
mykibris.com'u Facebook üzerinden takip edin, son paylaşımlardan haberdar olun.
Yorum Yap
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.
Tüm Yorumlar