Filistin sorunu ile Orta Doğu dinamikleri tartışmaya açıldı

15 Mart 2024

Güncelleme: 15 Mart 2024

A
A

CTP'nin düzenlediği, “Filistin Sorunu, Ortadoğu ve Ötesi” panelinde, bölgedeki gelişmelerin daha iyi anlaşılıp, konuyla ilgili olası çözüm yolları konuşuldu.

ZgotmplZ

Gazeteci-Yazar Fehim Taştekin, Filistin’de yaşananların temelinde; İsrail’in BM Güvenlik Konseyi’nin Orta Doğu'da barışçıl bir ortamın kurulması için ilkeleri belirleyen ve oybirliği ile aldığı karara uygun davranmaması yattığını söyledi. 

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Barış Salonu'nda “Filistin Sorunu, Ortadoğu ve Ötesi” başlıklı panel düzenledi. CTP Eğitim Sekreterliğinin organize ettiği panelin Moderatörlüğünü Salih Sarpten yaptı. 

Panele konuşmacı olarak ise Gazeteci-Yazar Fehim Taştekin çevrimiçi bağlantıyla katıldı. Akademisyen Prof. Dr. Nur Köprülü ve Akademisyen Prof. Dr. Omar Mustafa da panele konuşmacı olarak katkı koydu. 

CTP Eğitim Sekreteri Fide Kürşat panelin açılışında yaptığı konuşmada, Filistin Sorunu ile Orta Doğu'da bugünlerde daha da derinleşen dinamikleri anlamak için söz konusu panel düzenlediklerinin altını çizdi.

Kürşat, “bölgede sıcak çatışmaya dönük gerilimler, belirsizlikler ve çözümsüz kalan sorunlar, bölgede barış ve istikrarın önündeki en büyük engeller olarak varlığını sürdürmektedir” diyerek, panelin soruna gelecekte nasıl bir çözüm bulabileceğimizi tartışmayı amaçladığını açıkladı. 

Filistin sorununun, sadece bölgesel bir mesele değil, aynı zamanda küresel bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Kürşat, son yıllarda, bölgedeki tansiyonun yükselmesinde etkili olan faktörleri; yerel ve uluslararası politik dinamikler, ekonomik sorunlar, Filistin mülteci sorunu ve İsrail'in genişleme politikaları olarak sıraladı. 

Bölgedeki durumun, uluslararası örgütlerin de açık ifadesiyle, “acil bir insani krize” yol açtığının altını çizen Kürşat, Filistin sorununun, bölgedeki istikrarsızlığın ana kaynaklarından biri olarak önemini koruduğunu söyledi. 

TAŞTEKİN: İSRAİL, BM KARARINDA VERDİĞİ TAAHHÜTLERİ YERİNE GETİRMEDİ

Gazeteci-Yazar Fehim Taştekin, çevrimiçi bağlantıyla panele katkı koydu. Taştekin konuşmasında şu ifadelere yer verdi: 

“Bugün Filistin’de yaşananların temelinde; İsrail’in BM Güvenlik Konseyi, 22 Kasım 1967'de Orta Doğu'da barışçıl bir ortamın kurulması için ilkeleri belirleyen ve oybirliği ile aldığı 242 (1967) sayılı karara uygun davranmaması yatmaktadır. Bu karara göre İsrail, son çatışmada işgal ettiği bölgelerden çekilmesini ve tüm iddialardan vazgeçerek barışçıl bir ortamın sağlanmasını taahhüt etmişti. Ancak bunlar hiçbirini yerine getirmediği gibi ABD destekli politikalarla bir yandan bölgedeki diğer devletler ve Arap dünyası ile uluslararası ilişki kurmuş diğer yanda da Gazze’de yaşayan Filistin halkının yönetime getirdiği Hamas’a karşı çatışma politikalarını tırmandırmıştır. 7 Ekim’deki başlayan savaş işte bu atmosferde ortaya çıkmıştır.”

KÖPRÜLÜ: 7 EKİM NORMALLEŞME SÜRECİNDE CİDDİ BİR KIRILMA MEYDANA GETİRDİ

Akademisyen Prof. Dr. Nur Köprülü ise paneldeki konuşmasında şu ifadelere yer verdi: 

“1948-1949 Arap-İsrail Savaşı ile başlayan süreç, daha sonra Arap milliyetçiliğinin yükselmesiyle 1967’deki Üçüncü Arap-İsrail Savaşı ardından toplanan 1967 Arap Birliği Zirvesi'nin sonunda yayınlanan Hartum Kararı, "Üç Hayır" olarak bilinen sloganı içermesiyle ünlüdür: "İsrail'le barışa hayır, İsrail'i tanımaya hayır, İsrail'le müzakereye hayır!" Ne var ki 1979 ciddi bir kırılma yaşanır. ABD arabuluculuğunda, Mısır-İsrail Barışı, Mısır’ın Arap Dünyasından uzaklaşması sağlar. Bunların ardından yaşanan Madrid Barış Görüşmeleri, 1993 Oslo Anlaşması, 1994 Ürdün-İsrail Barışı gibi antlaşmalar; 1967’deki 242 sayılı Güvenlik Konseyi kararı olan ve İsrail işgal ettiği tüm bölgelerden çekilmesini içeren taahhüdünü yerine getirmemesine rağmen bölgede bir normalleşme süreci yaşandığını gösterir. 7 Ekim’in en önemli etkisi işte bu normalleşme sürecinde ciddi bir kırılma meydana getirmesidir.

Akademisyen Prof. Dr. Omar Mustafa panelde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: 

“Gazze 336 kilometre karelik bir alanda 2.25 milyon insanın yaşadığı bir bölgedir. Başka bir ifadeyle Gazze Şeridi dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden biridir. Gazze'ye yönelik acımasız saldırılar sonucunda 7 Ekim – 26 Aralık tarihleri arasındaki verilere göre 1 milyon 950 bin insanın yerinden edildiği, 76 binden fazla yaralının ve 32 binden fazla insanın da hayatını kaybettiğini göstermektedir. Hayatı kaybedenlerin çok büyük bir kısmının kadınlar ve çocuklar olduğu biliniyor. Bununla beraber 75 bin konut, 94 okul ve üniversite, 145 kamusal bina tamamen yıkılmış, 34 hastane ciddi hasar görmüştür. 7 Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırıların devam etmektedir.”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar