Plastik poşet için taraflara uzlaşma çağrısı: Süreçle ilgili neler biliniyor?

Haber Merkezi

Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü ile 15 mikrondan kalın market ve mağaza poşetlerinin yasaklanması kararı ile ilgili tartışmalar sürüyor.

İlgili tüzükte yapılan değişiklikle, saplı plastik poşet torbaların ücretli veya ücretsiz marketlerde müşteriye verilmesine yasak getirilmişti. 6 ay sonra başlayacak uygulamadan çok hafif sapsız plastik torbaları muaf tutulmuştu.

Kıbrıs Türk Sanayi Odası, tüzüğün değiştirilmesini talep ederek, aksi takdirde yaklaşık 50 milyon dolar değerindeki makinelerin atıl olacağını, 250 kişinin işsiz kalacağını ve 9 fabrikanın kapanacağını savunmuştu.

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ise saplı plastik poşet torba yasağı ile fabrikaların kapanacağı algısının doğru olmadığını kaydederek, sadece saplı plastik poşetlerin kullanımına yasak getirildiğini, 15 mikrondan ince sapsız plastik torbaların kullanımına devam edileceğini belirtmişti. Ataoğlu, iç piyasa için 15 mikrondan ince sapsız manav poşetleri ile her boy çöp poşetleri üretilebileceğini, yurt dışına ihraç edilmek için üretilen tüm naylon poşet ürünlerine ise herhangi bir kısıtlama olmadığını ifade etmişti.

Çevre Koruma Dairesi de saplı plastik poşetlerin kaldırılmasıyla ilgili düzenlediği anket sonuçlarını paylaşmış,  marketlerin yüzde 90’ının karardan memnun olduğunu bildirmişti.

TUTDER'DEN UZLAŞI GİRİŞİMİ

Bu tartışmalar sürerken Kuzey Kıbrıs Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği (TUTDER), karar vericilerle yasaktan olumsuz etkilenecek üreticilere ortak bir paydada buluşmak hedefiyle acil olarak görüşme çağrısı yaptı.

TUTDER, konuyla ilgili açıklamasında, çevrede atık olarak kalan tüm plastik ürünlerin doğaya büyük zarar verdiğini ve kullanımın azaltılması gerektiğine inandıklarInı belirtti. Dernek açıklamasında, “Görüşümüz bu kadar nettir. Ancak 50 mikron üzeri çok kullanımlı poşetlerin/torbaların yasaklanması ne çevre ne de ekonomik açıdan açıklanabilir değildir.” denildi.

Açıklamada, karar vericilerin bir an önce yasaktan etkilenecek üreticilerle bir araya gelerek, hem çevrenin, hem yatırımcıların hem de sektör çalışanlarının kötü etkilenmemeleri için alınması gerekli önlemleri tartışarak, kazan-kazan formülüne ulaşması gerektiği kaydedildi.