HIV virüslü vaka sayısı 108'e ulaştı

30 Kasım 2022

Güncelleme: 30 Kasım 2022

A
A

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emre Vudalı, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada KKTC’de 2022 yılında toplamda HIV virüslü vaka sayısının 108'e ulaştığını açıkladı.

ZgotmplZ

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emre Vudalı, 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Vudalı HIV virüsü rakamları hakkında detaylı bilgilendirmede bulundu.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emre Vudalı, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, hastalığın ülkedeki durumunu anlattı.

HIV ile AIDS arasındaki farkı açıklayan Vudalı “HIV ve AIDS aynı şeymiş gibi algılanıyor ama temeldeki fark şudur. HIV virüsün ismidir, AIDS ise bu hastalığın üçüncü evresine verilen isimdir. Son dönem olduğu için bağışıklık sistemi düşüyor. Bu, kanserlere, fırşatçı enfeksiyonlara vücudun açık hale geldiği dönemdir. Dolayısıyla hastaları genellikle bu dönemde kaybediyoruz. Her HIV hastası AIDS döneminde değildir ama her AIDS dönemindeki kişide HIV enfeksiyonu mevcuttur” dedi.

İŞTE KKTC’DE HIV VİRÜSÜ SAYILARI

Vudalı’nın Sağlık Bakanlığı verilerine dayanarak verdiği bilgiye göre,

  • Kuzey Kıbrıs’ta ilk HIV vakası 1997’de kayıtlara geçti.
  • 5 yıllık durgunluğun ardından 2002’de 2 vaka daha ortaya çıktı. 2022’de ise vaka sayısı 108’e ulaştı.
  • Son bir yılda 6 kişiye HIV teşhisi konurken, bir AIDS hastası hayatını kaybetti.
  • Ülkede ilk vakanın kaydedildiği 1997 yılından bugüne kadar ise 8 AIDS hastası hayata veda etti.
  • HIV pozitif kişilerin büyük çoğunluğu erkek… Geçtiğimiz yıl ise ülkede 103 HIV vakası vardı.
  • Ülkede toplam 108 HIV pozitif vaka bulunuyor.
“TEDAVİ GÖRMEYEN BİR KİŞİ 10 YIL YAŞABİLDİ”

Hastalığın 3 evresi olduğunu aktaran Dr. Emre Vudalı, ortalama 1-1 buçuk ay süren ilk evresine “Akut Retroviral”, 6-8 yıl süren ikinci evresine “Sessiz Dönem” ve 1-2 yıl süren üçüncü evresine ise “AIDS” adı verildiğini anlatarak, enfekte olup tedavi görmeyen bir kişinin ortalama 10 yılda hayatını kaybettiğini kaydetti.

Şu anda ülkede AIDS evresinde vaka bulunmadığını ve tüm HIV vakalarının işlerine ve sosyal hayatlarına devam ettiğini belirten Vudalı, doğru zamanda ilaç tedavisine başlayan HIV pozitif kişilerin kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürdürebildiğini, geç HIV tanısı alan ve AIDS evresinde olan kişilerin dahi ilaç tedavisiyle sağlıklarına kavuşabildiğini vurguladı.

HIV’in yavaş ilerleyen bir hastalık olduğunu ancak sessiz dönemde kişinin bağışıklığının yavaş yavaş azaldığını söyleyen Vudalı, “Dolayısıyla basit bir gribi bile hasta ağır geçirebiliyor. Hasta AIDS’ten ölmüyor ama fırsatçı enfeksiyonlar veya kanserden ölebiliyor” dedi.

Gelişmiş tıp sayesinde HIV vakalarının normal yaşam süresini yaşayabildiklerini kaydeden Vudalı, “Bir kişinin ortalama yaşama süresi 80 yıl ise ve 20 yaşında bu hastalığa yakalanırsa biz yine 80 yıl gibi bir yaşam süresi bekliyoruz. Çünkü artık hastalığın ilerlemesini durduruyoruz. Hatta AIDS dönemindeki bir kişiyi normal sağlıklı bir bağışıklığa getirebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

RİSK GRUBUNDAKİLER KİMLER?

Doğru zamanda doğru kişilere test yapmanın önemine vurgu yapan Vudalı, daha sık taranması gereken risk grubundaki kişileri şöyle sıraladı:

“Korunmasız cinsel ilişki yaşayan ve birden fazla partnerle olanlar, damar içi ilaç bağımlılığı ve ortak enjektör kullanımı olanlar, HIV pozitif bir kişi ile ilişki yaşayanlar, görülme sıklığı yüksek bölgelere seyahat eden ya da orada yaşayanlar, cinsel saldırıya maruz kalanlar, erkekler arası homoseksüel ilişki yaşayanlar”

ŞÜPHELİ İLİŞKİDEN 3 HAFTA SONRA TEST YAPTIRIN

Tanının kan testi ile konulduğunu söyleyen Dr. Vudalı, testin doğru zamanda yapılması gerektiğini de vurguladı. “Örnek veriyorum, kişinin şüpheli bir ilişkisi oldu. Ertesi gün test yaparsınız pozitif çıkmaz. En erken pozitif çıkma süresi 3 haftadır” diyen Vudalı, şüpheli ilişkiden 3 hafta ile 3 ay sonrasına kadar farklı dönemlerde test yapılması gerektiğini anlattı.

HIV’in korumasız cinsel ilişki, kan ürünleri nakli, damar içi ilaç kullananlarda ortak enjektör kullanımı ve doğum sırasında anneden bebeğe bulaşabileceğini belirten Vudalı, HIV pozitif olan ve tedavi görmeyen anneden bebeğe bulaş ihtimalinin yüzde 30 olduğunu, tedavi gören anneden ise bebeğe virüs bulaşmayacağını söyledi.

KORUNMA ÇOK ÖNEMLİ

Cinsel ilişki yoluyla bulaşın önlenmesinde prezervatif kullanımının önemine vurgu yapan Vudalı, korumasız bir ilişki olmuşsa iki tarafın da uygun süreler sonrasında test yapması gerektiğini yineledi. Vudalı, risk grubundaki kişilerin yılda bir testini yapması gerektiğini aktararak, tedavi ile hem insan hayatının kurtulduğunu hem de bulaşmanın azaldığını veya engellendiğini belirtti.

BU KİŞİLER DIŞLANMAMALI

Toplumdaki önyargılardan dolayı HIV hastalarının yaşadığı sıkıntılara da değinen Dr. Emre Vudalı, hastaların yakın çevresi ve hatta ailesi tarafından dışlanabildiğini kendi hastalarından da gözlemlediğini söyledi.

Vudalı, “Zaten zor bir döneme girmiş olan kişi, daha da yalnızlığa itiliyor ve çok zor bir sürece girmiş oluyor. Bu kişileri desteklemek lazım, dışlamamak lazım… Toplumun bilinçlenmesi lazım. Bu kişilerin kesinlikle dışlanmaması gerekiyor, sarılmayla, öpüşmeyle, aynı bardaktan su içmeyle bu hastalık bulaşmaz. Empati yapıp bu kişileri desteklemek, kucaklamak lazım” diye konuştu.

HIV hastalarının isimlerinin ortaya çıkmasından çekindiğini, bu yüzden de yaşadıkları sıkıntıları anlatamadıklarını ve şikayette bulunamadıklarını da belirten Vudalı, “Bu hastalar sıkıntıları olduğunda gidip gazetede konuşamıyorlar, gidip şikayet edemiyorlar, bize geliyorlar. Bizim, onların sesi kulağı biz olmamız gerekiyor” dedi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar