Zeren Safa kimdir?

14 Eylül 2023

Güncelleme: 14 Eylül 2023

A
A

ZgotmplZ

Londra Türk toplumunun ilk diplomalı muhasebecisi Mustafa Zeren Safa’ydı..

Vedia ve İsmail Safa çiftinin üç çocuğundan en büyüğü olan Zeren Safa, 1945 yılında Lefkoşa’da dünyaya geldi. Hep kendini “Harp çocuğu” olarak tanımladı.

Kendisinden sonra dünyaya gelen Ali Özmen ve en küçük kardeşi Nazik ile mutlu bir çocukluk yaşadı. 

Zeren Safa (ortada, sağdan ikinci), annesi Vedia Safa (oturan, ortada), babası İsmail Safa (ortada, soldan ikinci), kardeşleri Ali Özmen (İsmail Safa'nın önünde) ve Nazik, babaannesi Hacı Söğüda Süleyman (oturan, soldan ikinci) ve diğer akrabalarıyla toplu aile fotoğrafında. 

Harp çocuğu olması, kıtlık içindeki bir döneme rağmen öğretmen anne ve babası, kardeşleri ile adanın çeşitli yerlerinde huzurla yaşamasına engel değildi. Okumaya çok meraklıydı, başarılı bir öğrencilik hayatı oldu.

Babasının Sosyal Yardım Dairesi'ndeki görevi nedeniyle adanın her köşesini gezer Safa Ailesi. Babası 1957 yılında İngiltere’ye geldiğinde, adanın en iyi okulu kabul edilen “İngiliz Okulu”nu kazanır. Bir süre yatılı okur. Babasının adaya dönüşüyle aile Lefke’den Lefkoşa’ya taşınır. Zeren de okuluna her gün bisikletiyle gitmeye başlar. Okulda Türk öğrencilerin yanında Rumlar, Ermeniler, Maronitlerden oluşan kozmopolit ortam Zeren’i çok etkiler. Derslerine büyük merak ve ilgiyle sarılır, özellikle matematik ve sayılar Zeren’i büyüler.

Zeren Safa (ön sıra, sağ baş), İngiliz Okulu'nda arkadaşlarıyla.
KADAVRA DERSİ GELECEĞİNİ ÇİZDİ

Babası İsmail Safa’nın 1963’de Kıbrıs Cumhuriyeti Yüksek Komiserliği'ne “Sosyal Ataşe” olarak atanmasıyla da üniversite hayatına Londra’da başlar. Başarılı A-Level sonuçlarıyla önce Londra Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girer. Ancak kadavra dersi, onun cansız bedenlerle uğraşamayacağı konusunda ikna eder. En kısa zamanda City Üniversitesi Muhasebecilik Okulu'na kaydını alır ve burada okumaya başlar. Geceleri de mesleği ile ilgili kurslara devam eder. Bu arada Yahudi bir patronun yanında stajyer olur. 1967 yılında tüm derslerini başarıyla geçerek muhasebeci olarak hayata atılır. 17 Ekim 1967 yılında Holborn’da M. Steven & Co adıyla kendi şirketini kurar.

"KENDİ İŞİNİ KURAN TÜRKLER ARTINCA, BENİM DE İŞLERİM ARTMAYA BAŞLADI."

O günleri Zeren Safa, şöyle anlatıyor:

“Okumak isteyenler için Londra’da çok fırsat vardı. Kitapları gördüğüm zaman gözlerim yaşarmıştı. Çünkü Kıbrıs’ta kaynak bulmak çok zordu. British Council Kütüphanesinde kitap okumak için sıraya girerdik. Mesleğe atıldığımda Londra’daki Türk toplumu 'muhasebe' nedir bilmiyordu. Nüfusumuz ve esnafımız çok azdı. Çoğu Doğu Londra’da fason üretim yapan konfeksiyon atölyelerinde çalışıyordu. Bunların sahipleri Yahudilerdi. Veya işçilere servis yapan kafeteryalarda işe giriyordu Türkler.

1975’den sonra Yahudi işverenlerin konfeksiyonda üreticilikten tüccarlığa geçmesiyle boşluğu Kıbrıs kökenli Türk ve Rumlar doldurdu. Kendi işini kuran Türkler artınca, benim de işlerim artmaya başladı. Türk elemanlarla kadromu genişlettim. Yanımda işe başlayan birçok arkadaşım daha sonra kendi ofislerini kurarak işlerini büyüttü. Hepsi başarılı muhasebecilik yapıyor, bundan da ayrı gurur duyuyorum.” 

TÜRKİYE’NİN STARLARINI AĞIRLADI

Zeren Safa, müşteri listesine Hürriyet’in Londra ofisini de katar. 1977’de başlayan bu müşteri-muhasebeci ilişkisi Bab-I Ali’nin usta gazetecilerinden Faruk Zabcı ile de derin bir dostluğu başlatır Zabcı ve Safa, “keyif işi” olarak tanımladıkları konser organizasyon işine soyunurlar. Dream Star Ltd. adlı bu şirketle, Bülent Ersoy, Emel Sayın, Ajda Pekkan, Gönül Yazar gibi Türkiye’nin en tanınmış sanatçılarını Palladium gibi dünyanın sayılı konser salonunda toplumla buluştururlar.

6 AYDA SONSUZ MUTLULUĞA ADIM

Zeren Safa, 1982 yılında Hürriyet Londra Bürosu'nda muhabir olarak çalışan Mihrişah ile tanışır. Çift 6 ay içinde evlenir. Mihrişah ve Zeren Safa’nın Emre Zeren (1984) ve Deniz (1986) adlı iki çocuğu olur.

Zeren Safa, eşi Mihrişah Safa ve çocukları Emre Zeren ve Deniz.
TURKİSH FORUM UK’İN KURUCULARI ARASINDA YER ALDI

Meslek hayatındaki başarıları kadar sosyal çalışmalara da vakit ayıran Zeren Safa, 2002 yılında Turkish Forum UK’in kurucuları arasında yer alır. 2010 yılından vefat ettiği 2016 yılına kadar başkanlığını yapar. Forum’un amacını, İngiltere’de yaşayan Türkleri sosyal, ekonomik ve eğitim alanında desteklemek, Avrupa’nın diğer ülkelerinde yaşayan toplum üyeleriyle bağ kurmak, bilinç yükseltici ve eğitici paneller düzenlemek olarak özetleyen Zeren Safa, Thames Nehri kıyısında düzenlenen “Türk Festivalini” de yaşamında ayrı bir yere koyar.

TÜRK FESTİVALİ İLE REKORA İMZA ATTI

İlki 2004 yılında düzenlenen festivaller, Thames Nehri kenarında eylül ayında iki gün boyunca on binlerce ziyaretçiyi çeker. South Bank’deki gelenekselleşen festivallere tüm Turkish Forum UK yöneticileri canla başla aylar öncesinden hazırlanırlar. Safa, festivallerin amacının “İngilizlerin gözündeki Türk kültürünü pub’tan sonra yenilen kebabın ötesine taşımak.” olarak açıklar. 

Son festivalde iki günde 250 bini aşan ziyaretçi ile kendi çapında bir de rekora imza atar Türk Festivali. Kırmızı beyaz Türk bayraklarıyla süslü festival alanında Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’a ait kültürel, sosyal etkinlikler düzenlenir. Canlı müzik, folklor gösterileri ile iki gün boyunca güneşli havada tam anlamıyla festival yaşanır.

MESLEĞİ HER ŞEYİN ÜSTÜNDEYDİ

Mesleğini her şeyin üstünde tutan Zeren Safa, özellikle “vergi” konusunda uzmandır. Avrupa Birliği vergi kanunlarını düzenli izleyerek, bu konudaki mesleki düzenlemeleri müşterilerine uygular. Vergiyle ilgili teftişlerde sağladığı başarılı sonuçlar, mesleğinin ona verdiği en büyük kazanımlarıdır.

Zeren Safa, 1996 yılında aile ziyareti için geldikleri adada, babası İsmail Safa ile Bellapais Manastırı seyir terasında.
GENÇLERDEN ÇOK ÇALIŞMALARINI İSTİYORDU

İngiltere’deki Türk toplumunun en eski üyelerinden biri olan, toplumun dinamiklerini yaşayarak, çalışarak öğrenen Safa’ya göre İngiltere’deki Türk toplumu henüz Almanya’daki gibi kurumsallaşmış büyük şirketlerden oluşmamıştır. Ancak, ikinci, üçüncü kuşak gençler yüksek öğrenime verdikleri önemle toplumun bu konudaki gelişiminin en büyük kazanımı olacaktır. Gençlere tavsiyesi, çok çalışmaları, teknolojideki gelişmeleri takip etmeleri ve gelişimin gerisinde kalmamalarıdır. 1980’li yıllarda ofisine ilk bilgisayarı alarak, hesaplarını dijital ortama aktaran Safa, vefatına kadar teknolojik yenilikleri işine taşımayı kendine amaç edinmiştir.

Sistemi iyi bilen, eğitimli yeni kuşaklardan çok ümitli olduğunu sık sık dile getiren Safa, her zaman gençlere fırsat yaratılmasına yana tavır sergilemiş, onları fikirlerine ayrı önem vermiştir.

ÇALIŞMAYI HASTA YATAĞINDA BİLE BIRAKMADI

2015 yılı başında kanser teşhisi konan Safa, hastalığının en zor günlerinde bile ofisine gidip, işlerinin başında olmayı tercih etmiş, mesleki sorumluluğunu hastanedeki en ağır geçen günlerinde dahi unutmamıştır. Hastanede ziyaretine gelen müşterileriyle ofisindeki kadar ilgilenen Safa, yatağının etrafındaki dosyaları, kitapları ile ailesi ve dostlarını şaşırtmıştır.

15 Eylül 2016'de Londra'da vefat eden Zeren Safa, 20 Eylül 2016'da Lefkoşa Kabristanlığı Aile Mezarlığı'na defnedildi.
“ZEKİ, ESPRİLİ, ŞAKACI, YUMUŞACIK HUYLU, YARDIMA HAZIR, DİNLEYEN” BİR DOST OLARAK HATIRLANACAK

2016 yılında 15 Eylül günü vefat eden Mustafa Zeren Safa, toplumda iyilik ve yardımlarıyla da ayrı bir yere sahipti. Vefatı ardından ailesi, sayısız defa yaptığı yardım ve iyilikleri, verdiği destekleri duyarak, eş ve babalarının bambaşka bir yönünü yeniden hatırlamıştır. Hiç tanımadıkları sayısız müşterisi, Zeren Safa’nın vefatından sonra ailesine merhumun kendilerine yaptığı yardımları, hastalığına rağmen nasıl canla başla yaptığını anlatmıştır.

Ailesine düşkün olan Zeren Safa, dışardan bakıldığında ciddi, az konuşan biri gibi görülse de yakından tanıyanların gözünde her zaman “zeki, esprili, şakacı, yumuşacık huylu, yardıma hazır, dinleyen” bir dost olarak hatırlanacaktır.

Fotoğraflar: Emre Zeren Safa arşivi

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR


Yorum Yap

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.

Tüm Yorumlar