KTÖS'ten MEB'e uyarı: Öğretmen ve derslik ihtiyacı var, Bakan "Halledeceyik" modunda

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), eğitim ve öğretim yılının ilk iki haftasında yaşanan sorunları kamuoyu ile paylaşmak amacıyla basın açıklamasında bulundu.

Lefkoşa’daki Şht. Doğan Ahmet İlkokulu’nda saat 11.00’de gerçekleştirilen basın toplantısına, öğretmenler ve aileler katıldı.

KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, burada yaptığı konuşmada, okulda 5 sınıf öğretmeni eksiği olduğuna değindi.

Okula, Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu'nun "Tiny House" dediği 3 prefabrik sınıfın konulduğunu kaydeden Maviş, öğrencilerin iki haftadır kalabalık sınıflarda öğrenim gördüğünü söyledi.

"Bakan bizi anlayamaz. Öğrencilerin sınıfta balık istifi şekilde oturduğunu anlayamaz." diyerek, okulun öğrenci sayısının bir yılda 100 arttığını okul açıldığında öğrendiklerini kaydeden Maviş, konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz ülkeye gelen nüfusun okul ve hastanelerden yaralanıp yararlanamayacağını bilmiyoruz. Üç yıldır bu bölgeye okul yapılmasını bekliyoruz."

Burada uyarı amaçlı bulunduklarını dile getiren Maviş, gelecek yıl konteyner değil, ek derslik ile Hamitköy ve Kaymaklı arasında bir okul istediklerini söyledi.

Bakanın siyasi dil kullandığını, "Halledeceyik modunda" olduğunu ileri süren Maviş, kendilerinin gerektiğinde öz eleştiri yaptıklarını, ancak siyaset yapmadıklarını vurgulayarak, "Bizim koltuk derdimiz yok ama Nazım Bey'in o koltuğu kaybetmemek için neler yaptığını gördük. Günün sonunda özür bekledik ama o bizden özür istedi. Hırsız ev sahibini bastırır modundadır." ifadelerini kullandı.

KTÖS Örgütlenme Sekreteri Akgün Kaçmaz'ın basın açıklamasını okuması sonrası, iki öğrenci velisi de açıklamalarda bulundu.

Kaçmaz'ın okuduğu basın açıklaması şöyle:

"Bugün burada, Şht. Doğan Ahmet İlkokulu önünde, çocuklarımızın eğitim hakkı için bir aradayız. Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu televizyon programlarında hayaller satarken, okullarımızın gerçeklerini kamuoyuna biz öğretmenler ve sendikamız aktarıyoruz. Okullarımızı grev noktasına sürükleyenler, iş greve gelince 'çocukların eğitim hakkını hatırlıyorlar.

Oysa aynı eğitim hakkı, parti kurultayı nedeniyle eğitim yılı açılışı bir hafta ertelendiğinde akıllarına gelmedi. Çocuklar konteynerlere mahkum edilirken de hiç düşünülmedi. Kalabalık okul nüfusları nedeniyle yeni sınıflar açılırken, bu sınıflar öğretmensiz bırakıldığı zaman da kimsenin umurunda olmadı.

Bugün geldiğimiz noktada şunu görüyoruz: İstenildiğinde üç günde alınabilen yetkiler, öğretmen ihtiyacı söz konusu olduğunda üç haftadır alınmıyor. Yeni yapılmakla övünülen okullarda bile konteyner sınıflar var. Şht. Doğan Ahmet İlkokulu'nda herhangi bir inşaat veya güçlendirme çalışması yokken üç konteyner sınıf bulunması, plansızlığın, beceriksizliğin ve öngörüsüzlüğün açık göstergesidir. Ülke genelinde 20 ilkokulda halen inşaat çalışmaları devam etmektedir.

Tüm bunlar bir tesadüf değil, bir politika yokluğunun sonucudur. Ne Eğitim Bakanlığının bir vizyonu ve planı ne de hükümetin bir nüfus politikası vardır. Haziran ayında yapılan kayıtlarla birlikte ilkokullarımızda 10 yeni şube açılmıştır. Sadece Eylül ayında ise 14 okulda 20 yeni şube açılmıştır. Yani Haziran'dan bu yana ilkokullarda sadece 3 ayda toplam 30 ek şube açılmıştır.

Bugün itibarıyla toplamda 35 ilkokul öğretmeni eksikliği vardır. Eğitim Bakanlığı son iki yılda sadece 2 rehber öğretmen atamıştır. Bugün okullarımızda en az 18 rehber öğretmene ihtiyaç vardır. Ayrıca 12 okulumuzda kaynak sınıf açılmasına ihtiyaç vardır ve bunun için 12 özel eğitim öğretmeni ataması gerekmektedir.

Unutulmasın ki okullarımız keyfi bir şekilde değil, Bakanlığın belirlediği program ve müfredat çerçevesinde malzeme ve araç-gereç temin etmek zorunda kalmaktadır. Ancak okullar bütçesiz bırakıldığı için temizlikten kırtasiyeye, spordan taşımacılığa kadar her ihtiyaç, öğretmenlerin, yöneticilerin ve velilerin özverisiyle karşılanmaktadır. Bunlar yetmezmiş gibi okullarımız bir de öğretmensiz bırakılmaktadır. Eğer biz öğretmenler ve veliler bu yükü taşımayı bırakacak olursak, bu ülkede kamusal eğitim sistemi bir günde çöker.

Bugün burada öğretmenler ve veliler olarak, Eğitim Bakanlığına son bir uyarı yapıyoruz. Bilinmesini isteriz ki, öğretmen eksiklikleri giderilmediği takdirde sendikal haklarımızı sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyeceğiz. Eğitim hakkını savunmak için gerekirse grev de yapacağız, eylem de yapacağız. Kamusal eğitimin geleceğini tehdit eden bu zihniyetin karşısında mücadelemizi de kararlılıkla sürdüreceğiz."