
Taçoy: Rum lider Hristodulidis samimi değil
19 Ocak 2025
Güncelleme: 19 Ocak 2025
UBP Milletvekili Hasan Taçoy, yeni geçiş kapılarının açılması gündemiyle yapılacak olan görüşmeleri, müzakere sürecine dönüştürme çabalarının "boş heves" olduğunu söyledi.

Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Hasan Taçoy, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis arasında yarın gerçekleşecek görüşmeyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
"GÖRÜŞME GÜNDEMİ NET OLMALIDIR"
Yeni geçiş kapılarının açılması gündemiyle yapılacak olan görüşmede, çerçeve dışına çıkılmaması gerektiğini vurgulayan Taçoy, bu tür görüşmeleri müzakere sürecine dönüştürme çabalarının "boş heves" olduğunu söyledi.
EGEMEN EŞİTLİK VURGUSU
Taçoy, yeni bir müzakere sürecine başlanması için koşulların Türk tarafınca net bir şekilde belirlendiğini hatırlattı ve artık iki devlete ve egemen eşitliğe dayalı bir modelin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Rum tarafının yaklaşımını ise "samimiyetten uzak" olarak nitelendirdi.
"DOLAYLI TOPRAK TALEBİ SÖZ KONUSU"
Hristodulidis’in talep ettiği transit geçişlerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sınır güvenliğini tehdit ettiğini ve dolaylı bir toprak talebi içerdiğini ifade eden Taçoy, "Her iki halkın da kullanabileceği bir geçiş kapısı yerine, tek taraflı olarak iç ulaşımı kolaylaştırmaya yönelik talepler anlaşılmaz ve düşündürücüdür." değerlendirmesinde bulundu.
Serbest geçişlerin 20 yılı aşkın süredir Kıbrıs Türk tarafının inisiyatifiyle sürdüğünü anımsatan Taçoy, Rum yönetiminin zamanla bu geçişleri istismar ettiğini belirtti.
"MÜZAKERE MASASI OLMAMALI"
Taçoy, yapılacak görüşmenin bir müzakere sürecine dönüştürülmemesi gerektiğinin altını çizerek, Türk tarafının müzakere koşullarının BM yetkilileri de dahil tüm taraflarca bilindiğini ifade etti.
Son olarak Hasan Taçoy, her iki halkın kendi devletlerinde, egemenlikleri ve bağımsız ekonomileriyle huzur içinde yaşamalarını sağlayacak koşulların kabul görmesini dilediğini belirtti.
Taçoy’un açıklamasının tamamı şöyle:
“Kıbrıs’ta taraflar bir kez daha bir araya geliyor.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis arasında gerçekleşecek olan yarınki görüşme aslında son derece dikkatle seyredilmesi gereken bir süreçtir.
Görünen o ki, Rum tarafı görüşmeyi hayalini kurdukları ortama geçebilmek adına bir fırsat penceresi olarak görmektedir.
Bunu yapmış oldukları önerilerden oldukça net bir şekilde anlıyoruz.
İki taraf arasında Kıbrıs Türk tarafının inisiyatifi ile başlamış olan ve 20 yılı aşkın bir süredir sorunsuz devam etmekte olan serbest geçişlerin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu’nun kararıyla hayata geçmiş olduğunu kimse unutmamalıdır.
Dönemin Başbakanı Sayın Derviş Eroğlu’nun ortaya koyduğu iradenin ne kadar doğru olduğu geçen yıllar boyunca tüm kesimler tarafından görülmüştür.
O günlerde de uzlaşmaz bir tutum içerisine giren ve geçişlerin başlamasına karşı çıkan Rum Yönetimi yıllar içerisinde serbest geçişleri hep istismar etmiştir.
Şimdi yine benzer bir davranış biçimi geliştirmeye çalıştıklarını net bir biçimde görmekteyiz.
Birleşmiş Milletler’in konuya gösterdiği yakın ilgiyi saptırarak konuyu başka bir yöne çekmek niyeti aslında çok yabancı olmadığımız bir tutumdur. Geçmişte de benzer davranışlara şahit olduk ve halen oluyoruz.
Rum Yönetimi Başkanı samimiyetten yoksundur. Niyeti geçişlerin kolaylaştırılmasına yönelik adımlar atmak değil, Kıbrıs Türk tarafını bir kez daha sonuçsuz müzakerelere sürükleyerek masaya hapsetmektir.
Kıbrıs Türk tarafı yeniden müzakerelerin başlamasına ilişkin koşulları çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu koşullar Anavatan Türkiye Cumhuriyeti tarafından da güçlü bir şekilde desteklenmektedir.
Umarım akl-ı selim galip gelir ve Kıbrıs’ta her iki tarafın kendi devletinde, kendi egemenliğinde ve kendi bağımsız ekonomisinde huzur içerisinde yaşamasını sağlayacak bu koşullar komşularımız tarafından da kabul görür.
Ama bugünkü zihniyetleri ne yazık ki bu noktadan uzaktır.
''TRANSİT GEÇİŞLER VE TOPRAK TALEBİ...''
İnsani bir konu olan geçişlerin daha da kolaylaştırılması için yapılan teklife “transit geçiş” talebi ile karşılık verilmesi bunun sonucudur.
Her iki halkın da kullanabileceği geçiş kapısı yerine, sadece bir tarafın kendi iç ulaşımını kolaylaştıracak bir uygulama talep edilmesi anlaşılmaz olduğu kadar da düşündürücüdür.
Bu yaklaşım bir yandan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sınır güvenliğini sulandırma çabası, diğer yandan da dolaylı bir şekilde toprak talebidir.
Samimiyetten yoksundur.
Umarım Sayın Hristodulidis ve onun temsil ettiği Rum zihniyeti bir an evvel insani çizgilere gelir ve nesiller boyu süren Kıbrıs meselesi de böylelikle sonlanır.
İki liderin yarınki buluşması asla bir müzakere masası yolu değildir, olmamalıdır.
Kıbrıs’ta müzakere masasının yeniden kurulmasının koşulları BM yetkilileri dahil herkes tarafından çok iyi bilinmektedir.
Dileğim, Ada’daki somut gerçekler çerçevesinde ortaya konulmuş olan bu koşulların kabul görmesi ve her iki halkın da geleceğe bu yolla ulaşmasıdır.”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Bizi Facebook'ta takip edin!
mykibris.com'u Facebook üzerinden takip edin, son paylaşımlardan haberdar olun.
Yorum Yap
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.
Tüm Yorumlar