İbrahim Yazıcı: Tatar Türkiye karşıtlığını arttırdı, Erhürman halkın başına ikinci ''tufan'' olur

Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı ve eğitimci İbrahim Yazıcı, 19 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde MYK Haber'e önemli açıklamalarda bulundu.

Yazıcı, hem mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı hem de Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman’ı sert sözlerle eleştirdi.

Yazıcı, ülkede 50 yıldır aynı siyasi düzenin sürdüğünü belirterek, ''Biri gidiyor biri geliyor. Halk artık bıktı, usandı. Şikayet eden ama hala alternatif arayan bir dönem yaşıyoruz'' dedi.

Yazıcı, ''Yıllardır aynı siyasetçiler gidip geliyor. Halk geçim sıkıntısı içinde, alternatif arıyor ama bu alternatifi popülist rüzgarlarda değil, vicdanda aramalı'' ifadelerini kullandı.

Ancak kendi adaylığının ''herhangi bir siyasi rüzgara kapılmak'' olmadığını vurguladı.

''KIBRIS KONUSU HALKIN DEĞİL ELİTLERİN GÜNDEMİNDE''

Kıbrıs meselesine değinen Yazıcı, bugüne kadar yapılan planların sonuçsuz kaldığını hatırlatarak, ''Artık siyasiler değil, halk kendi Kıbrıs modelini yazmalı. Halkın güveni yeniden kazanılmalı'' ifadelerini kullandı.

''Kıbrıs meselesi halkın gündeminde değil, sadece belirli bir elit tabakanın konusu. Halkın gündeminde ekmek, maaş, hayat pahalılığı var'' sözleriyle ekonomik adalete dikkat çeken Yazıcı, ''Bir milletvekili, bakan ya da cumhurbaşkanının maaşı öğretmenlerle eşitlenmedikçe enflasyon bitmez, geçim sıkıntısı sona ermez'' diye konuştu.

Yazıcı, siyasetin ve devletin halkın güvenini kaybettiğini savunarak ''Artık siyasete ve siyasetçiye güven kalmadı. Hatta mevcut siyasiler devlete bile güven bırakmadı.'' ifadelerini kullandı.

''DEVLETTE LÜKSE SON VERECEĞİZ''

Ekonomik eşitsizliğe de değinen Yazıcı, yüksek maaş alan siyasetçileri eleştirdi.

Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde devlette lükse son vereceğini vurgulayan Yazıcı, ''Lüks hayat yaşayan gözleri kör olur, halkı göremez. Biz halkın seviyesine ineceğiz. Devletin parasıyla şatafat olmaz'' dedi.

Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde ''lüks makam araçlarını ve yüksek temsil harcamalarını sonlandıracağını'' söyleyen Yazıcı, mitinglerin de kaldırılacağını açıkladı.

Maaşların, öğretmen maaşlarıyla eşitlenmesini savunan Yazıcı ''Bir cumhurbaşkanı ya da milletvekili 500 bin lira maaş alırken öğretmen geçinemiyorsa o ülkede adalet yoktur. Tok, açın halinden anlamaz. Devletteki lüks hayat sona erecek.'' dedi.

''TATAR DENGEYİ SAĞLAYAMADI, TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERDE GERİLİM ARTTI''

Yazıcı, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın döneminde Türkiye ile ilişkilerin gerilediğini savunarak, ''Ersin Bey döneminde Türkiye’ye karşı bir karşıtlık biraz daha artmış durumda. Neden? Çünkü dengeleri sağlayamadı. Eğer bağımsız bir cumhurbaşkanı olsaydı, bu sorunlar kısmen çözülürdü. Ama birileri sizi destekliyorsa, bağımsız karar veremezsiniz'' dedi.

Cumhurbaşkanının ''tamamen bağımsız ve tarafsız'' olması gerektiğini belirten Yazıcı, ''Cumhurbaşkanı dengeyi sağlayan kişidir. Eğer bir hükümet sizi yönlendiriyorsa, o zaman halktan koparsınız'' ifadelerini kullandı.

''TUFAN ERHÜRMAN MECLİSTE ZATEN TUFAN, BİR DE CUMHURBAŞKANI OLURSA HALKIN BAŞINA İKİNCİ TUFAN OLUR''

Tufan Erhürman'ı da eleştiren Yazıcı, ''Tufan zaten mecliste bir tufan. Bir de cumhurbaşkanı olursa halkın başına ikinci tufan olur'' dedi.
Yazıcı, Erhürman'ın halktan uzak bir ''elit siyasetçi'' olduğunu savunarak, 4'lü koalisyon hükümetini yönetmeyen bir kişinin cumhurbaşkanlığını nasıl yöneteceğini sordu.

''BAĞIMSIZ VE VİCDANLI SİYASET DÖNEMİ BAŞLAYACAK''

Yazıcı, kampanyasında miting yerine sosyal medya ve basın aracılığıyla halka ulaşacağını belirterek, ''Benim seçim sloganım vicdandır. Sandıktan vicdanlar çıkacak, kalpler kazanacak'' dedi.

Bağımsız bir aday olarak hiçbir partiden destek almadığını belirten Yazıcı, seçmenlere şu çağrıyı yaptı:

''Bu seçim parti seçimi değil. Bu seçim vicdan seçimi. Partinize gönül vermiş olabilirsiniz ama cumhurbaşkanlığı seçiminde oylarınızı bağımsız adaya verin. Çünkü ben sadece halkın emrinde çalışacağım.''

Yazıcı, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

''Sandıktan vicdanlar çıkacak, kalpler kazanacak. Halkın hakkı korunacak. Devlette dürüstlük, adalet ve denge yeniden kurulacak.''