ABD, Bin Ladin'den sonra Zevahiri'yi de öldürdü
BBC, 2 Ağustos 2022
Güncelleme: 2 Ağustos 2022
Usame bin Ladin'i öldürmesinin ardından El Kaide’nin başına geçen Zevahiri, ABD'nin Kabil'de düzenlediği operasyonda öldürüldü.
El Kaide lideri Eymen El-Zevahiri, hafta sonu CIA’in Afganistan’da insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği saldırıda öldürüldü.
ABD Başkanı Joe Biden, televizyonlardan canlı yayınlanan konuşmasında, Zevahiri'nin Afganistan'da öldürüldüğünü doğruladı.
Biden, istihbarat ekibinini bu yılın başlarında Zevahiri’nin yerini Kabil'de tespit ettiğini belirterek, "Adalet yerini buldu ve bu terörist lider artık yok." dedi.
Joe Biden, operasyonda aile üyelerine zarar gelmediğini ve sivil can kaybı yaşanmadığını da sözlerine ekledi.
Uluslararası haber ajanslarına konuşan üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisi, Zevahiri'nin Kabil'de bir evin balkonunda bir insansız hava aracı saldırısında öldürüldüğünü söyledi.
Sahada Amerikan askerlerinin olmadığını sözlerine ekleyen yetkili, Zevahiri'nin Afganistan'daki varlığının, Taliban'ın 2020'de Doha'da ABD ile imzaladığı ve ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin yolunu açan anlaşmanın "açık bir ihlâli" olduğunu kaydetti.
2011'de ABD güçlerinin Usame bin Ladin'i öldürmesinin ardından El Kaide’nin başına Zevahiri geçti. Zevahiri, yaklaşık 3 bin sivili öldüren 11 Eylül 2001 saldırılarının beyni olmakla suçlanıyordu.
TALİBAN'DAN TEPKİ
Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, Zevahiri'nin öldürüldüğü ABD'nin saldırısını kınadı.
Mücahid, saldırıyla ilgili kişisel Twitter hesabından yaptığı açıklamada, pazar günü sabahı Kabil'in merkezinde bulunan Şerpur Mahallesi'nde bir eve düzenlenen saldırının ABD'ye ait İHA tarafından gerçekleştirildiğini belirtti.
Söz konusu saldırıyı kınayan Mücahid, bunun uluslararası ilkelerin ve yabancı güçlerin Afganistan'dan ayrılması konusunda ABD ile Taliban arasında 2020'de varılan Doha Anlaşması'nın ihlali olduğunu kaydetti.
EYMEN EL-ZEVAHİRİ KİMDİR?
Eymen El-Zevahiri, Bin Ladin'in sağ kolu ve El Kaide'nin baş ideoloğu olarak biliniyordu.
Mısır İslam Cihadı isimli militan örgütün kurulmasında rolü olan göz cerrahı Zevahiri, Usame Bin Ladin'in Mayıs 2011'de ABD güçleri tarafından öldürülmesinin ardından El Kaide'nin liderliğini devraldı.
Bazı uzmanlar Zevahiri'nin, ABD'deki 11 Eylül 2001 saldırılarının arkasındaki "operasyonel beyin" olduğuna inanıyor.
Zevahiri, 2001 yılında ABD hükümeti tarafından açıklanan ve 22 kişinin yer aldığı “en çok aranan terörist" listesinde Bin Ladin'in ardından ikinci sırada yer aldı ve başına 25 milyon dolar ödül kondu.
Usame bin Ladin gibi o da, 11 Eylül saldırılarını takiben ABD’nin Afganistan’ı işgali sonrası saklanmaya başlamıştı.
SEÇKİN BİR AİLEDEN GELİYOR
19 Haziran 1951'de Mısır'ın başkenti Kahire'de doğan Eymen El-Zevahiri, Mısırlı seçkin bir aileden geliyor.
Zevahiri'nin babası tanınmış bir doktor, büyükbabası ise Orta Doğu’da Sunni İslam öğreniminin merkezi olarak bilinen El Ezher Enstitüsü'nde müezzindi. Amcalarından biri ise Arap Ligi’nin ilk genel sekreteriydi.
Mısır'daki radikal İslamcı hareket ile çocuk yaşlarda tanıştı ve ilk olarak 15 yaşında, Müslüman Kardeşler örgütüne üyelikten gözaltına alındı.
İleriki yıllarda ise 3 yıl hapis yattı. Ayrıca Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'a yönelik 1981'deki suikast ve 1997'de Luksor'daki turistleri hedef alan saldırılara adı karıştı.
Ancak siyasi faaliyetleri, onu tıp okumaktan alıkoymadı. 1974'te Kahire Üniversitesi tıp fakültesinden mezun oldu ve dört yıl sonra cerrahide yüksek lisans derecesi aldı.
1995 yılında vefat eden babası Muhammed aynı okulda farmakoloji profesörüydü.
RADİKALLEŞME SERÜVENİ
Zevahiri başlangıçta Kahire'nin dışında bir tıp kliniği kurarak aile geleneğini sürdürdü, ancak kısa süre sonra Mısır hükümetinin devrilmesini isteyen radikal İslamcı gruplara sempati duymaya başladı.
1973'te kurulduğunda Mısır İslam Cihadı’na katıldı.
1981'de, asker kılığına girmiş İslam Cihadı militanlarının Kahire'deki bir askeri geçit töreni sırasında Cumhurbaşkanı Enver Sedat'a suikast düzenlemesinden sonra, diğer şüpheli örgüt üyeleriyle birlikte tutuklandı.
Sedat, İsrail ile bir barış anlaşması imzalayarak ve kendisini eleştiren yüzlerce kişiyi tutuklayarak İslamcıları kızdırmıştı.
Yargılama sırasında sanıkların lideri olarak ortaya çıkan Zevahiri mahkemeye, "Biz dinimize inanan Müslümanlarız. İslam devleti ve İslam toplumu kurmaya çalışıyoruz." dedi.
Sedat'ın suikastına karışmaktan aklanmasına rağmen, Zevahiri yasadışı silah bulundurmaktan suçlu bulundu ve üç yıl hapis yattı.
Diğer tutuklulara göre, Zevahiri Mısır'da hapiste kaldığı süre boyunca yetkililer tarafından düzenli olarak işkence gördü ve dövüldü; bu deneyimin onu fanatik ve şiddet yanlısı bir aşırıcıya dönüştürdüğü söyleniyor.
1985 yılında serbest bırakılmasının ardından, Zevahiri Suudi Arabistan'a yerleşti.
Kısa bir süre sonra Pakistan'daki Peşaver’e, daha sonra komşu Afganistan'a gitti ve burada Sovyet işgali sırasında ülkede doktor olarak çalışırken Mısır İslam Cihadı’nın bir fraksiyonunu kurdu.
1993'te yeniden ortaya çıktıktan sonra, Zevahiri Mısır İslam Cihadı’nın liderliğini devraldı ve grubun, Başbakan Atıf Sıdkı’nın da aralarında bulunduğu Mısır hükümetinin bakanlarına yönelik bir dizi saldırısının arkasındaki kilit isimdi.
Grubun 1990'ların ortalarında hükümeti devirme ve ülkede bir İslam devleti kurma hedefi, 1.200'den fazla Mısırlı'nın ölümüne yol açtı.
1997'de ABD Dışişleri Bakanlığı onu, aynı yıl Luksor'da yabancı turistlerin katledilmesinin arkasında olduğu tahmin edilen ve İslam Cihadı’nın bir kolu olan Fetih Öncüleri örgütünün lideri olarak tanımladı.
İki yıl sonra Zevahiri, örgütün birçok saldırısındaki rolü nedeniyle Mısır askeri mahkemesi tarafından gıyaben ölüme mahkum edildi.
AMERİKALI SİVİLLER HEDEFTE
Zevahiri'nin 1990'larda hem sığınak hem de finansman aramak için dünyayı dolaştığı düşünülüyor.
Sovyetler’in Afganistan’dan geri çekilmesini takip eden yıllarda Bulgaristan, Danimarka ve İsviçre'de yaşadığına ve bazen Balkanlar, Avusturya, Yemen, Irak, İran ve Filipinler'e sahte pasaportla seyahat ettiğine inanılıyor.
Aralık 1996'da, Çeçenistan'da geçerli bir vizesi olmadan yakalandıktan sonra altı ay Rusya'da gözaltında tutulduğu belirtiliyor.
Zevahiri tarafından yazıldığı iddia edilen bir nota göre, Rus makamları bilgisayarında bulunan Arapça metinleri tercüme ettiremedi ve böylece kimliğini gizli tutabildi.
1997 yılında Zevahiri'nin Usame Bin Ladin'in bulunduğu Afganistan’ın Celalabad şehrine taşındığına inanılıyor.
Bir yıl sonra Mısır İslam Cihadı, Yahudilere ve Haçlılara Karşı Cihad İçin Dünya İslam Cephesi'ni oluşturmak için Bin Ladin'in El Kaide'sinin de aralarında olduğu diğer beş radikal İslamcı militan gruba katıldı.
Cephenin ilk ilanı, Amerikalı sivillerin öldürülmesine izin veren bir fetvaydı. Bu tarihten itibaren de Usama bin Ladin'in sağ kolu olarak anılır oldu.
Altı ay sonra, iki eşzamanlı saldırı Kenya ve Tanzanya'daki ABD büyükelçiliklerini yerle bir etti, 223 kişi öldü.
Bin Ladin ve El Kaide'nin saldırının arkasında olduğunun kanıtı olarak kullanılan uydu telefon görüşmelerinin bir kısmı Zevahiri'ye aitti.
Saldırılardan iki hafta sonra ABD, grubun Afganistan'daki eğitim kamplarını bombaladı. Ertesi gün, Zevahiri Pakistanlı bir gazeteciyi telefonla aradı ve "Amerika'ya bombalamalarının, tehditlerinin ve saldırganlıklarının bizi korkutmadığını söyleyin. Savaş daha yeni başladı." dedi.
Daha önce muhtemelen ölüme en yaklaştığı an, Amerikan ordusunun 2006'daki füze saldırısıydı. Pakistan'ın Afganistan sınırı yakınlarındaki saldırıda 18 kişi öldü.
2001'de ise Afganistan'ın Kandahar kentinde düzenlenen saldırıda eşi, oğlu ve iki kızının öldüğü yolunda haberler geldi.
Zevahiri'nin tekrar evlendiği ve 2005'te bir kızı olduğu yönünde de bilgiler vardı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Bizi Facebook'ta takip edin!
mykibris.com'u Facebook üzerinden takip edin, son paylaşımlardan haberdar olun.
Yorum Yap
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.Giriş yapmak için tıklayınız.
Tüm Yorumlar